Terasın meydansız heykelleri

20’inci yaşını kutlayan Elgiz Müzesi’nin artık geleneksel hale gelen Teras Sergileri’nin on üçüncüsü Gelecek Zaman, 23 Ekim 2021’e dek Ayazağa’da

Teras Sergileri’nin on üçüncüsü olan Gelecek Zaman, Elgiz Müzesi’nde açıldı. 20. kuruluş yılını kutlama hazırlıkları içinde olan Elgiz Müzesi, 2001 yılında koleksiyoner Sevda ve Can Elgiz tarafından kâr amacı gütmeyen bir kurum olarak kurulmuştu. Eski adıyla Proje4L olarak tanınan müzede, yıllardır çok sayıda genç sanatçı ve küratörün projesine yer veriliyor ve Elgiz Koleksiyonu daimi sergisinin yanında, çeşitli süreli sergiler de yapılmaya devam ediyor. 2012’den bu yana düzenlenen Teras Sergileri müzenin programı içinde ayrıcalıklı bir yere sahip. Müze, teras sergileriyle bir yandan Türkiye’nin heykelle olan mesafesine dev plazaların arasından meydan okuyor diğer yandan da dokuz yıldır kesintisiz sürdürdüğü bu sergilerle farklı kuşaklardan yüzlerce sanatçının heykellerini bir araya getirerek heykel sanatının geleceğine destek oluyor. İki bin metrekarelik terası dolduran heykeller; görsel zenginliklerinin yanı sıra içinden geçmekte olduğumuz salgın döneminin zorlayıcı koşullarında üretmeye devam eden sanatçıların varlığına da dikkat çekiyor. Bu yıl sergiye 113 sanatçı, 144 yapıtla başvurmuş. Nilüfer Ergin, Haşim Nur Gürel, Seyhun Topuz, Rahmi Aksungur ve Can Elgiz’den oluşan danışma kurulunun değerlendirmeleriyle 48 heykel başvurular arasından kabul edilmiş. Sergide, sanatçıların malzeme ile kurduğu güçlü ilişki, müzenin girişinde başlayan ve terasta çoğalan heykellerde öne çıkarken; biçim içerik ilişkisinde ortaya serdikleri eleştirel bakış da pek çok heykelde yakalanabiliyor. Plazalarla çevrili müzenin terasındaki heykeller arasında gezerken bir yandan bu heykelleri gelecekteki meydanlarında düşlüyorsunuz! Diğer yandan dev karpuz, ekmek, semaver, leblebi gibi kent tanıtım nesnelerini, kente ve içinde yaşayanlara dayatılan sözde heykelleri, heykeller hakkında yapılan yargıları, tarihsel huzursuzluğu ve bilgisizliği aklınıza getirmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz.  Müzenin Ayazağa’daki terasında izleyici ile buluşan heykeller farklı biçim, içerik ve malzemeleriyle Gelecek Zaman başlığı eşliğinde plazalar arasına metaforlar savuruyor. Kente, doğaya, bireye, iklime, çocuğa ve hayvanlara biçilen geleceğe dair sözleri olan 48 heykel; geleceği şimdinin karanlık bir dehlize dönüşen varlığında aklamaya çalışıyor. Üstelik şimdi, geleceğin teminatı olmaktan çoktan vazgeçmişken…  Sanatın neye tanıklık ettiği çok önemli. Teras sergisindeki heykellerin pek çoğunda göçlerle büyüyen, salgının da etkisiyle çoğalan bir hesaplaşmanın varlığından, kuşkudan, kaygıdan, sorgudan söz etmek mümkün.   Doğanın yanmasına, taşmasına, sürüklemesine tanık olduk ve olmaya devam ediyoruz. İnsanın kıtalar arası göçüne, ölümüne, suçuna/suçsuzluğuna, zulmüne, nefretine, öfkesine ve adaletsizliğine tanığız! Maruz kalıyor ve bırakılıyoruz! Gelecek zaman hatırlama ve unutma arasında bir yerlerdeyse yaşam hangi bekleyişte yeşerecek?  Nilüfer Ergin’in sergi metninde belirttiği gibi bu sergi; “Terastan geleceğe bakıyor.” Gelecek Zaman Sergisi, 23 Ekim’e dek ziyaret edilebilir.
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız