24 Nisan 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
Haber Giriş: 24.09.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Covid jenerasyonu

New Scientist dergisi, son sayısında Covid-19’la büyüyen neslin hayatının bundan sonra nasıl etkileneceğini konu aldı. Koronavirüs neslinin karşı karşıya kalacağı zorluklar hiç de göz ardı edilebilecek türden değil. İşte o yazıdan öne çıkanlar:
Covid jenerasyonu

İnsanlar, değer yargılarını ve hayat tarzlarını genelde çocukluğun son dönemi ve ergenlikte şekillendirir. Tam bu dönemde yaşanan, dünya savaşı, ekonomik kriz gibi tüm insanlığı etkileyen büyük olaylar,  gençlerin kişilik gelişiminde büyük etkiler yaratır. New Scientist dergisine göre dünyayı yaklaşık 2 yıldır kasıp kavuran Covid-19 da bir neslin üzerinde böyle belirleyici bir etkiye sahip olacak. ÇALIŞMA HAYATI  İkinci Dünya Savaşı ve 2008 ekonomik krizine bakıldığı zaman o dönemde yaşayan gençlerin iş bulmakta yaşadıkları zorluklar ve ekonomik bunalım nedeniyle gelir düzeylerinin ileriki yıllarda da düşük kaldığı görülüyor. Bugün Covid-19 için de benzer bir tahmin yapılıyor. İngiltere’de yapılan anketlere göre Covid-19 döneminde yaşayan gençlerin refah seviyesi, anne babalarından daha düşük olacak. Nitekim 38 OECD ülkesinde 30 yaş altındaki her 6 gençten biri işini kaybetti.  GELİR VE KONUT Covid jenerasyonu için servet sahibi olmak, güzel bir ev almak maalesef hayal olmaya doğru gidiyor. Salgında düşmesi beklenen konut fiyatları aksine tarihi bir tırmanışa geçti ve birçok kişi için bu durum iyi bir yerde, kaliteli bir ev sahibi olma hayallerinin suya düşmesi anlamına geliyor.  EĞİTİM Pandemi nedeniyle tüm dünyada eğitimde yaşanan eşitsizlikler gözler önüne serildi. İngiltere gibi gelir düzeyi yüksek ülkelerde bile uzaktan eğitime katılım özel okullarda yüzde 74 olurken, devlet okullarında yüzde 38’de kaldı. Pandemi şimdi bitse yüzmilyonlarca öğrenci için son 1.5 yıl eğitimde ‘kayıp dönem’ olarak anılacak. Ki bu da bütün eğitim hayatının yüzde 5’i anlamına geliyor. Her bir yıllık eğitimin gelir seviyesine yüzde 8’lik etki yaptığı hesaplanıyor. Covid nesli için bu etki ileriki yıllarda mutlaka kendini hissettirecek. PSİKOLOJİ Modern hayatın getirdiği sorunlar gençlerin psikolojisini zaten alt üst ediyordu. Pandemi bu trendi çok daha hızlandırdı. 2000-2019 arasında 18-24 yaş arası gençler anksiyete ve depresyona yakalanma ihtimalleri en yüksek yaş grubuydu. Covid 19 ile birlikte şimdi 45 yaş altı her 3 kişiden biri psikolojik sorunlar yaşıyor. Bunların yüzde 40’ını 18-21 yaş arası gençler oluşturuyor.  DOĞURGANLIK Bilim insanların salgınla ilgili en büyük yanılgısı bu oldu. Milyonlarca kişi evlere kapandığında dünya genelinde bir bebek patlaması yaşanacağı tahmininde bulunuluyordu. Ancak ekonomik kaygılar ön plana çıktı. Yüksek gelirli 22 ülkenin 7’sinde 2020’nin sonları ve 2021’in başlarında doğumlarda önemli düşüşler kaydedildi. Bu durum, zaten nüfusları giderek yaşlanan ülkelerin gün geçtikçe daha yaşlı nüfuslarla karşı karşıya kalmasına sebep olacak. Bu da sağlık harcamaları, emekli maaş ödemeleri gibi ekonomik sorunları birlikte getirecek. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ Salgın sürecinde ekonomik aktivitenin yavaşlamasıyla karbon emisyonlarında yüzde 17’lik bir azalma kaydedildi. Bu, iklim değişikliği konusunda kaygılar taşıyanlar için sevindirici bir gelişme olsa da, ekonomik çarkların yeniden çalışmaya başlamasıyla birlikte emisyon düşüşü geçen yıl yüzde 6’ya kadar geriledi. Yani yine kısa ve orta süreli kaygılar, iklim değişikliği gibi uzun vadeli sorunlardan öne çıkmaya devam edecek.  NESİL ÇATIŞMASI Salgının başından bu yana önlemlerin özellikle kronik rahatsızlıkları olan 65 yaş ve üzeri nüfusu korumak için alınması, kısıtlamalar altında yaşamaya zorlandıklarını söyleyen gençler için nesiller çatışmasında yeni bir unsur oldu. Gençlerin çoğu, maske, aşı, seyahat, iş hayatı ve eğitim kısıtlamalarından ‘büyükleri’ sorumlu tutuyor. İngiltere’de yapılan anketlerde nüfusun yüzde 60’ının Z kuşağı ile diğer insanlar arasında daha çok çatışma yaşandığını gösteriyor. Ekonomik verilerin çoğu, gençlerin geleceğinin anne-babalarından daha karanlık olacağına işaret ediyor. Bu durum nesil çatışmasını daha da körükleyecek.  


Şimdi de “Covid İtalya’dan çıktı” iddiası

Koronavirüs salgını Çin’in Wuhan kentinde başlasa da virüsün ilk olarak nerede ortaya çıktığı sorusu halen yanıt bulmadı. Laboratuvar sızıntısı teorisi ABD istihbaratı tarafından doğrulanamadı. Çin, Covid-19’un ABD kaynaklı olduğunu iddia ediyor. Wired dergisi ise virüsün İtalya kaynaklı olabileceğine dair bir teoriye geniş yer ayırdı. Milano Üniversitesi’nden Elisabetta Tanzi, geçen ay Lancet dergisinde bir makale yayınladı. İtalya’da kızamık ve kızamıkçık hastalarından aldığı 11 örnekte Covid virüsünden genetik parçalar bulduğunu iddia etti. Daha da ötesi, örneklerden en eskisinin 2019 yazına ait olduğunu belirtti. Bu, Covid-19’un Wuhan’dan aylar önce İtalya’da dolaşmaya başladığı anlamına geliyor.   Ancak bu teoriye bilim dünyası mesafeli yaklaşıyor. Edinburgh Üniversitesi’nden moleküler biyolog Andrew Rambaut, “Bu bir firavun mezarında iPhone bulmak gibi bir şey. Ya tarihi yeniden yazmaya çalışırsınız ya da arkeologlardan birinin telefonu düşürmüş olabileceğini düşünürsünüz” diyor. Bilim dünyasına göre, virüsün ilk Çin’de ortaya çıkmadığını ortaya çıkarmaya çalışmak heyecanlı bir makale konusu. Ancak bu konuda yazılan makalelerin tamamı birbirinin hatalarını büyütmekten ileri gidemiyor. 

1.4 milyar Çinliden 1 milyarı çift doz aşılanmış

Salgının çıkış noktası olmasına rağmen, varyantların etkisini alınan sert önlemlerle hemen hemen hiç hissetmeyen Çin, 1.41 milyarlık nüfusunun 1 milyarını çift doz aşıladığını duyurdu. Çin bu sayıyla dünyada en çok aşılama yapan ülke olmasının yanısıra arkasından gelen Hindistan’dan 3 katı fazla aşı yapmış durumda. Çin günde 20 milyon dozdan fazla aşı uyguluyor. 

Aşısızların ABD’ye faturası 5.7 milyar dolar

Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında Amerika’da hastaneye yatışların yüzde 86’sı aşısızlardan oluşuyordu. Aşısızların her biri için ortalama 20 bin dolarlık (yaklaşık 170 bin lira) sağlık harcaması yapıldığı hesaplanıyor. Tüm yaz boyunca aşısızlar nedeniyle sadece ABD’de sağlık sistemine binen yük 5.7 milyar dolar olarak hesaplanıyor. 

Virüs Sibirya’nın en ücra köşesine kadar ulaştı

Covid virüsü dünyanın en kuzeyindeki Arktik buzul bölgesinde yaşayan ren geyiği yetiştiricilerine kadar ulaştı. Sibirya’nın kuzey batısındaki Yamal Yarımadası’nda günlük vaka sayısı kısa sürede 100’e  çıktı. Bölgede yaşayan yaklaşık 500 bin kişinin aşılanması için Ruslar mobil aşılama kampları kurdu. Yerel halk salgını aylar sonra TV’den öğrenmiş.