19 Nisan 2024, Cuma
Haber Giriş: 22.01.2021 08:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:14

Salgın bir gün bitse bile, üzgünüz hayatınız kalıcı olarak değişti

Salgın bir gün bitse bile, üzgünüz hayatınız kalıcı olarak değişti

Bu salgın eğitimden alışverişe, iş hayatından eğlence sektörüne kadar hayatımızı öyle değiştirdi ve böyle yaşamaya alıştırdı ki önceki yaşayışımızı hatırlayamıyoruz bile... Peki bu değişim geçici mi yoksa kalıcı mı olacak? Uzmanlara göre birçok alandaki değişim kalıcı olacak

1930’da tüm dünyayı sarsan büyük buhrandan sonra insanlar bir kez daha bu ekonomik acıları yaşamasın diye sosyal güvenlik yasaları çıktı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kadınlar ilk kez iş hayatına girdi. İnsan hakları ve azınlık haklarında olumlu adımlar atıldı. 2008’deki ekonomik krizden sonra dünyada bankacılık yasaları değişti, finansal regülasyonlar geldi. Bu değişimler hayatımızda hep kalıcı etkiler bıraktı. Birçok uzmana göre koronavirüs de hayatımızda kalıcı etkiler bırakacak. 

Kısıtlamalar

Sokağa çıkma yasakları, alışveriş saatleri, maske takma zorunluluğu... O kadar çok kural girdi ki hayatımıza... Fransız Le Monde gazetesi Paris’te ilk OHAL ve sokağa çıkma kısıtlamaları uygulanmaya başladığında başyazısından şöyle seslenmişti: “Virüs geldi, insanlık ve gezegen tehlike altında. Peki sırf bu yüzden yüzlerce yıldır mücadele ederek kazandığımız özgürlüklerimizden vaz mı geçeceğiz? Hayır! Olağanüstü önlemler sadece geçici süreyle uygulamada olursa kabul edilebilir olabilir.” Oysa OHAL yasaları Fransa’nın gündemine 1955’te Cezayir Savaşı sonrası girdi ve bir daha çıkmadı. Avrupa’da 2015’teki bombalı terör saldırıları sonrasında çıkarılan ve özgürlükleri kısıtlayan yasalar halen kaldırılmış değil. 

Medya

Salgın aslında geleneksel medyanın (gazete ve tv) değerini de artırdı. Sosyal medyada ve WhatsApp gruplarında yayılan sahte haberler ve ses kayıtları nedeniyle ABD’de halk New York Times, Washington Post, Wall Street Journal gibi saygın gazetelerin internet sitelerine akın etmiş durumda. Gazeteler de bunu fırsata çevirerek paralı abonelere haberleri vermek yerine koronavirüs haberlerinin bulunduğu bölümleri parasız hale getirerek bu dönemde para kazanmak yerine saygınlık kazanmayı tercih ettiler. Tüm ülkelerde ekranlara çıkan uzmanların söyledikleri dikkatle takip ediliyor. Aynı zamanda Türkiye’de teyit.org gibi dünyada “fack checking” sitelerinin ziyaretçi sayılarında rekor artışlar yaşanıyor. Gazetelerin yazı işleri ise karantina ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle boşalmış durumda. Birçok gazete kadrosunun yüzde 10’unu binalarında çalıştırıyor. Uzaktan çalışma medya sektörü için de bir standart haline gelebilir. 

Devletçilik

Korona ile devletçilik ilkesinin yıldızı yeniden parlayacak. Küreselleşme yeniden düşünülmeye başlanacak. ABD ve AB’nin dünyadaki rolleri sorgulanacak. Her ülkede dayanışma ve toplumun birbirine yaklaşması çatışmacı siyasetin gerilemesine sebep olabilir. 

Alışveriş

Salgında sokağa çıkma kısıtlamaları, insanların marketlere alışveriş için girmekten çekinmesi gibi nedenlerle “Getir” benzeri uygulamalar ve sanal alışverişe adeta zirve yaptırdı. Her yıl ortalama yüzde 30 dolayında büyüyen e-ticarette online marketler altın çağını yaşıyor. Sanal marketler 2019’a göre yüzde 484’lük büyüme rakamına ve 1.8 milyar TL hacime ulaştı. Evlere kapanıp tüm ihtiyaçlarını cep, tablet ve PC başında karşılamak isteyenler nedeniyle dünyada bu online alışveriş çılgınlığı daha uzun bir süre devam edecek gibi görünüyor.  Salesforce tarafından yapılan araştırmaya göre Noel ve yılbaşı için Aralık’ın ilk iki haftasında yapılan küresel alışveriş geçen yıla göre yüzde 45 artış göstererek 181 milyar dolara yükseldi. 

Eğitim

Dünya genelinde milyonlarca çocuk ve genç salgın döneminde uzaktan eğitimle tanıştı. Bu sistem de kalıcı olacağa benziyor. Nitekim Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Normal eğitim döneminde de uzaktan eğitimin altyapısını kullanmaya devam edeceğiz ve büyük bir çalışma devam ediyor. Çünkü biz uzaktan eğitimi sadece salgın döneminin geçici bir tedbiri olarak görmüyoruz” dedi. Ancak bu dönemde Dünya Bankası rakamlarına göre 1.6 milyar çocuk okula gidemedi ve bunların düşük ve orta gelir düzeyinde ülkelerde yaşayan yüzde 53’ü “eğitim yoksulluğu” yaşadı. Yani uzaktan eğitim kaynaklarına erişmekte zorluk çekti. Dünya Bankası’na göre bunun küresel ekonomiye kaybı 10 trilyon doları bulabilir. Ancak eğitimcilere göre uzaktan eğitim kaçınılmaz. 130 ülke bu alanda yatırımlar yapıyor. Yani er ya da geç dünya öyle ya da böyle uzaktan eğitime yönelecek.

İş hayatı

Uzaktan eğitim kadar uzaktan çalışma kavramı da hayatımıza daimi olarak girdi. Daha önce çok uluslu şirketlerde finansçılar, web tasarımcıları gibi pozisyonu olan kişiler evlerinden çalışıyordu. Ama bunun Türkiye’de farklı kurumlarda uygulanabileceğine hiç ihtimal verilmiyordu. Virüs bu anlayışı da kalıcı olarak değiştirdi. Özel ve kamuda milyonlar artık işlerini evden yürütüyor. Google, Facebook, Apple gibi birçok küresel şirket ve Türkiye’de Mynet gibi şirketler kalıcı olarak evden çalışma formülü üzerinde çalıştıklarını duyuran açıklamalar yaptı. Dünyada haftada en az bir kez uzaktan çalışan kişi sayısı 2010’dan bu yana yüzde 400 arttı. 22 ile 65 yaş arasındaki çalışanların yaklaşık yüzde 62’si en azından ara sıra uzaktan çalıştıklarını söylüyor. Ancak evden çalışanların yüzde 18’i “normalden daha çok çalıştığını” belirtiyor. Global Workplace Analytics’e göre ABD’de 4,7 milyon çalışan (iş gücünün yüzde 3,4’ü) haftanın en az yarısında evden çalışıyor. 

Eğlence

Birçoğumuz hayatımızda ilk kez evimizde bu kadar çok zaman geçiriyoruz. Tabi 3 T karşısında da... Telefon, TV, Tablet.... Son dönemde sayıları giderek artan online içerik platformları kalıcı olarak hayatımıza çıkmamak üzere girdi. Sinema, tiyatrolar ve sahneler ise tariherinin en kötü dönemlerini yaşıyorlar. İngiltere’de yapılan araştırmaya göre evlere hapsolan insanlar uyanık geçirdikleri zamanın yüzde 40’ında bir ekrana bakıyorlar. Yani 6 saat 25 dakika... Bu geçen yıla göre yüzde 31’lik bir artış anlamına geliyor. Nisan ayından bu yana online platformların izlenme sıklığı iki katına çıktı. Abonelerin yüzde 55’lik kısmı bu yeni alışkanlıklarından hiç de şikayetçi değil ve üyeliklerini yenileyeceklerini belirtiyor. Ancak eğlence sektörünün tamamı değerlendirildiğinde 5 yıllık kaybın 160 milyar dolar olacağı hesaplanıyor.