19 Nisan 2024, Cuma
Haber Giriş: 29.01.2021 08:00 | Son Güncelleme: 17.09.2022 03:32

10 soruda Rusya'da ne oluyor?

10 soruda Rusya'da ne oluyor?

Aleksey Anatolyeviç Navalny 44 yaşında, Rus avukat, aktivist, siyasetçi. Rusya’da yolsuzlukla mücadelenin ve Başkan Putin’e muhalefetin sembol ismi. Geçen yıl Ağustos’ta sinir gazı ile zehirlenerek suikaste uğradı. Beş ay Berlin’de tedavi görüp 17 Ocak’ta ülkesine döndüğü an tekrar tutuklandı

1- Neden Navalny bu denli gündemde? En basit cevap: Rusya’da onun ve şahsında bilinen vakfı dışında Kremlin’e karşı açıkça ve sert muhalefet yürüten bir parti, siyasi oluşum olmaması. Bu ‘yokluk’ muhtemelen Navalny’nin sahip olduğu halk tabanının çok çok üstünde bir etki yaratmasını sağlıyor. Rusya parlamentosunda iktidar partisi dışında üç büyük parti var: Rusya Komünist Partisi, Jirinovski’nin Rusya Demokrat Partisi ve Adil Rusya Partisi. Adları muhalefet olsa da, bu partiler ve liderleri Putin’in dış politikalarını tamamen, iç politikalarını büyük ölçüde destekliyor. Kremlin politikalarını açıkça eleştiren, hazırladığı araştırma dosyaları ile yolsuzluk iddialarını gündeme getiren en etkili isim Navalny ve kurucusu olduğu Yolsuzlukla Mücadele Vakfı. Navalny’nin parti kurma başvuruları reddedildiği için, bu vakfın çatısı altında ve ayrıca YouTuber olarak aktivist kimliği ile vitrinde. 2- Kremlin neden Navalny’ye çok sert?

Navalny
Navalny

Aslında Putin’in genel duruşu, Navalny’yi “yok saymak” şeklinde özetlenebilir. Ne Putin, ne de sözcüsü Peskov, onun adını telaffuz ediyor. “Berlin’deki hasta”, “o vatandaş” gibi sıfatlar kullanılıyor. Putin son olarak, “O kime lazım ki?” diyerek muhatap almadığını vurgulamıştı. Bazı analistler, bu yılın sonbaharında yapılacak Duma seçimlerinin, 2024 başkanlık seçimi yolunda kritik önem taşıdığını, Navalny’nin 2018’den beri yürüttüğü “Akıllı Oylama” kampanyasının bu planlara tehdit yarattığını savunuyor. Navalny, diğer partilerin bölünmesi yüzünden Birleşik Rusya adaylarının yüzde 30-35 oyla seçim kazandıklarını, bunu önlemek için diğer adaylar içinde en şanslı olan adaya oy verilmesini telkin ediyor. Bazı bölge seçimlerinde bu taktiğin tutması üzerine, 2021 Duma seçimleri için farklı senaryolar konuşulmaya başlanmıştı. Aslında son “zehirlenme” vakası olana kadar Navalny, genelde şehirli, liberal, beyaz yakalı orta sınıf ve sosyal medya gençliği tarafından desteklenen, siyasi desteği yüzde 1-2 ile ifade edilen “marjinal”leştirilen bir isimdi. Ancak son olay, onu geniş kitleler tarafından tanınır kıldı ve “mağduriyet” pozisyonuna getirdi. Batı’nın da Navalny’ye sahip çıkması Putin için olumsuz oldu. 2014’te Kırım’ın ilhakının ardından Batı’nın koyduğu yaptırımlara direnen ama ilişkileri eski haline getiremeyen Kremlin için, şimdi Navalny yüzünden yeni sıkıntılar kapıda.  3- 30 günlük tutukluluk bittikten sonra ne olacak? Hakkındaki şartlı mahkumiyet kararının gereklerini yerine getirmediği için Berlin dönüşü 30 gün hapis cezası verilen Navalny, teorik olarak 15 Şubat’ta serbest kalabilir. Ancak Bloomberg, Kremlin’e yakın kaynaklarına dayandırdığı haberinde “daha önce verilen 3,5 yıllık hapis cezası ve buna Yolsuzlukla Mücadele Vakfı hesabına yatırılan paraları zimmetine geçirme suçlaması eklenerek verilecek 10 yıllık yeni cezayla, Navalny’nin 13,5 yıl daha hapiste kalacağı” iddiasını gündeme getirdi. 4- Tutuklanacağını bilerek dönmesi, Navalny’ye desteği değiştirdi mi? Rusya’da hala Putin’ne desteğin yüksek olduğu, Navalny’ye verilen desteğin bununla kıyaslanamayacak kadar az olduğu kesin. Ancak önce zehirlenme olayının yarattığı mağduriyet, daha sonra dönüşte gözaltına alınması sürecinde yaşanan ve tepki çeken olaylar, en son da “Putin’in Sarayı” adlı videonun 80 milyondan fazla kişi tarafından izlenmesiyle tanınırlığı arttı. 2014’te Kırım’ın ilhakından önce Rusya’da halkın ekonomik durumu hızla iyileşiyordu, ancak bu olay kırılma noktası oldu, gelen yaptırımlar ve petrol piyasalarındaki şokla gelirler geriledi, yaşam standartları düştü. Son olarak koronavirüs salgınıyla sıkıntılar daha da arttı. Navalny vakası, öfkesi artan belli bir kesimin tepkisini dile getirmesine vesile oldu, oluyor. Geçen yıl ekim sonunda Romir tarafından yapılan bir ankette halka “en çok güvendikleri isimler” sorulduğunda Putin ilk sırada yer almış, daha sonra Sergey Lavrov, Vladimir Jirinovski ve Aleksey Navalny (4’üncü) sıralanmıştı. 5- Navalny siyasi alternatif olabilir mi, Putin’e rakip çıkabilir mi? Bunu iddia etmek çok zor. Navalny’nin yolsuzlukla mücadelesi kendisine artı yazsa da, bu tek başına bir politik program değil. Rusya’da liberal politikaları hedef seçip yüzde 10 alabilmiş parti yok. Ama artık sadece Moskova ve St. Petersburg değil, taşrada da mutsuz orta sınıfın ve gençlerin desteğini alarak güçlü bir muhalif partiye evrilme imkanı olabilir, tabii hapisten çıkıp buna imkan bulabilirse. Zira bugüne kadar parti kurma çalışmaları engellendi. Navalny’nin ekonomide liberal, ama politikada ‘aşırı milliyetçi’ olduğu, siyaset yolunda sağa “evrileceği” yorumları da var, ama bunları değerlendirmek için çok erken. Şu an Navalny “Putin’in alternatifi” olarak başkanlık yolunda yürüyebilecek bir aday değil. Sadece halkın “rahatsız” bir kesiminin sesi olarak destek kitlesini genişletebilir. 6- Navalny’nin çağrısıyla 23 Ocak’ta ülke çapında yapılan protestolara bakarak ne söylenebilir? Devlet, gösteri yürüyüşü başvurularını reddettiği, açıkça yasakladığı halde Sibirya’dan St. Petersburg’a kadar 110’dan fazla şehirde protestolar yapıldı. On binler katıldı. Analistler “Bu izinli, yasal bir protesto olsaydı, katılım hiç görülmemiş rakamlara çıkabilirdi” diyor. 7- Putin aleyhinde atılan sloganlara zemin hazırlayan neler yaşandı? Pek çok analist, geçen yaz Rusya’da sürpriz hızla kabul edilen anayasa değişikliği ve ardından pandemi şartlarında referandumun önemli bir dönüm noktası olduğu görüşünde. Yüzde 78’lik “evet” oyuyla, Putin’e 2036’ya kadar (84 yaşına kadar. Şu an 68 yaşında) aday olma ve başkanlık yolu açılmıştı. Ardından devlet başkanlarına, görevi bıraktıktan sonra ömür boyu senatörlük ve dokunulmazlık getiren yasa da hızla kabul edilmişti. Bu adımların halkta  memnuniyetsizlik yarattığı, Navalny’ye kendi klasik dar kitlesi dışında son protestolarda destek verenlerin bir bölümünü bu “memnuniyetsizler”in oluşturduğu belirtiliyor. Gençlerin eylemlerde, Viktor Tsoi’un SSCB’nin son döneminde dillerden düşmeyen “Peremen” (Değişim) şarkısını yeniden çalmaları da bundan.

Karadeniz kıyısındaki Gelencik’teki saray<br />40 Monako Prensliği büyüklüğünde
Karadeniz kıyısındaki Gelencik’teki saray
40 Monako Prensliği büyüklüğünde

8- Navalny’ye karşı yürütülen devlet politikaları için ne yorum yapılıyor? Özellikle zehirlenme iddiaları, bununla ilgili Navalny’nin yayınladığı videolar, Rusya’ya dönüşünde havaalanında yapılan engellemeler, inilecek havaalanının değiştirilmesi gibi olaylar, kimileri tarafından “Navalny’ın ekmeğine yağ süren adımlar” olarak yorumlanıyor. Belki de gerçekten “görmezden gelinse” bugünkü kadar “uluslararası gündem maddesi” haline gelmeyeceği savunuluyor. Bu tür tepkilerin Putin için artı değil eksi etkiler yarattığı öne sürülüyor. Kremlin içinde ve çevresinde denge hesapları, iktidar mücadeleleri ve görüş ayrılıkları olabileceği yorumları buna dahil. 9- Navalny’nin “Putin’in Sarayı” videosu için gelen yalanlama nasıl algılanıyor? Her konuda olduğu gibi iddialara kısmen ya da tamamen inananlar da var, inanmayanlar da. Ancak bu kez suçlamaların hedefi bizzat Putin olduğundan, pek çok analist, ortada reddedilmeyen bir saray olduğu için, Kremlin’in daha ayrıntılı açıklama yapması gerektiğini düşünüyor. Putin ile ilgisi olmayan bu sarayın kime, hangi oligark(lar)a ait olduğu, kimin parasıyla yapıldığı, sahip olduğu güvenlik dahil ayrıcalıkları hangi sıfata istinaden edindiği gibi konularda daha somut bilgilerin paylaşılması ile kamuoyunun ikna edilmesi gerektiği görüşü ön planda. Navalny daha önce Medvedev dahil bazı üst düzey devlet yöneticileri ile ilgili benzer iddialar ortaya atmış, hepsi muhataplarınca yalanlanmış, bazıları dava konusu olmuş, ancak sorulara net yanıtlar verilmemişti. 10- Navalny etrafında yaşananlar, Rusya’da yeni bir dönem başlatır mı? Navalny’nin taraftarları, Belarus’dakine benzer, her hafta tekrarlanacak eylemler peşinde. Ama iki durumu kıyaslamak doğru olmaz. Putin’in halk nezdindeki desteği şu an, Lukaşenko ile kıyaslanamayacak kadar sağlam. Burada bir erozyon, ancak kötü yönetilecek uzun bir “süreç” ile mümkün olabilir. Navalny’niın desteği de, Belarus’ta sokağa çıkan muhalefetle kıyaslanamaz. Navalny surda bir gedik açmış olabilir ama onu onarmak hala Putin’in elinde. Rusya, 750 milyar doları aşan rezervleri ile yaptırımlara ve krizlere rağmen hala ekonomik açıdan sağlam durumda. Halkın ekonomik sıkıntılar, son dönemde çıkarılan ve özgürlükleri daha da kısıtlayan yasalar ve çok uzun süren her iktidar döneminden kaynaklanan “bezgin ruh hali” doğru analiz edilip gerekli adımlar atılırsa, “düzen ve ekmek” derdinde olan çoğunluğun desteğiyle Putin yoluna devam edebilir. Kaynak: www.turkrus.com