Gazze savaşının neredeyse iki yıl önce başlamasından bu yana düzenlenen en büyük koordineli gösterilerden birinde, protestocular ana yolları kapattı ve İsrail’in büyük şehirlerinde mitingler düzenledi.
Ülke çapında tabandan gelen grev ve kitlesel protestolar pazar günü boyunca etkisini gösterdi. Protestocular, hükümetin Gazze’de tutulan 50 rehinenin serbest bırakılmasını sağlamasını talep ediyor.
İnsanlar, bakanların evlerinin önünde de protesto yaptı. Grev boyunca yüz binlerce kişinin İsrail genelinde eylemlere katıldığı tahmin ediliyor.
Protesto günü, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e ölümcül saldırısını başlattığı saat olan sabah 06.29’da başladı.
Rehinelerin aileleri, savaşta yakınlarını kaybedenleri temsil eden Ekim Konseyi ile birlikte grevi yönetti. Tel Aviv’de düzenledikleri basın toplantısında, rehineler serbest bırakılana kadar “acil durum” ilan ettiklerini açıkladılar.
Gösterilerde ön saflarda yer alan Anat Engrest “Oğlum Matan Gazze’de rehine. Bugün her şeyi durduruyoruz; 50 rehine ve askerin hayatını kurtarmak için. Bugün her şeyi durduruyoruz; yaşamın kutsallığını hatırlamak için” dedi.
Kamuoyu yoklamaları, İsrail’de halkın büyük çoğunluğunun, tüm rehinelerin serbest bırakılması karşılığında savaşı bitirecek bir ateşkes anlaşmasını desteklediğini gösteriyor. Ancak son müzakere turu, Temmuz sonunda ABD ve İsrail’in ekiplerini Doha’daki görüşmelerden çekmesiyle çöktü; Hamas müzakere masasında samimi olmamakla suçlandı.
"22 aylık korkunç kabus artık bitmeli"
Rehinelerden biri olan Nimrod’un annesi Vicky Cohen şöyle konuştu: “İsrail hükümetine yönelttiğimiz tek talep var: Bugün masaya kapsamlı bir anlaşma koyun – savaşı sona erdirin, rehineler geri dönsün. Slogan değil, sabotaj değil, karşı tarafın asla kabul etmeyeceği talepler değil. Ülkenin 22 aydır yaşadığı bu korkunç kabusu bitirme zamanı geldi”
Grev, geçen hafta güvenlik kabinesinin Gazze Şehri’ni ele geçirip savaşı genişletme kararı sonrası ilan edildi. Bu karar, İsrail ordusunun “Gazze’deki 50 rehinenin hayatı tehlikeye girebilir” uyarısına rağmen alındı. Bu rehinelerden 20’sinin hâlâ hayatta olduğuna inanılıyor.
İsrail ordusu operasyonun “yakında” başlayacağını söyledi. Hükümet, yerel halka çadır sağlanacağını ve “korumaları için” yeniden yerleştirileceklerini açıkladı. Gazze’de neredeyse tüm nüfus defalarca yerinden edilmiş durumda.
Pazar öğle saatleri itibarıyla İsrail polisi, ülke genelinde “kamu düzenini bozdukları” gerekçesiyle 38 protestocunun tutuklandığını açıkladı.
İsrail’in en büyük işçi örgütü Histadrut greve katılmadı, ancak işverenlere çalışanların katılmasına izin vermeleri çağrısında bulundu. Buna rağmen birçok teknoloji şirketi, hukuk bürosu, akademik kurum ve özel sektör kuruluşu greve destek verdiğini açıkladı. Vatandaşların da iş bırakıp ticari faaliyetleri durdurduğu görüldü.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Tel Aviv’deki Rehineler Meydanı’ndaki merkezi buluşmayı ziyaret ederek rehine ailelerine destek verdi. Herzog şöyle konuştu: “İsrail halkının tamamı kaygılı, endişeli ve rehinelerin eve dönmesini istiyor. Onları istemeyen tek bir İsrailli yok”
Ancak İsrail hükümetinden sert tepkiler geldi.
Başbakan Binyamin Netanyahu, kabine toplantısında şunları söyledi: “Bugün savaşı Hamas’ı yenmeden bitirmeyi savunanlar, yalnızca Hamas’ın tavrını sertleştiriyor, rehinelerin serbest bırakılmasını geciktiriyor. Aynı zamanda 7 Ekim dehşetinin tekrar tekrar yaşanmasını garanti ediyor”
Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, grevi “rehinelerin sırtından yapılan siyasi bir manevra” olarak nitelendirdi ve uzun süredir devam eden hükümet karşıtı protesto hareketiyle ilişkilendirdi.
Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu ise şu yanıt verdi: “Siyasi hesapların ve aldatmacaların arkasına saklanabilirsiniz ama sorumluluktan kaçamazsınız”
Forum ayrıca “50 rehineyi temsil eden” Waypoint 50 adlı bir protesto kampını Gazze sınırında kuracaklarını, hükümete baskıyı sürdürmek için bunu planladıklarını duyurdu.

