İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Askeri Başsavcısı Tümgeneral Yifat Tomer-Yerushalmi, pazar sabahı kaybolmasının ardından akşam saatlerinde sağ olarak bulundu. Polis, Tomer-Yerushalmi’nin ailesiyle temasa geçtiğini ve güvende olduğunu açıkladı.
Yerushalmi'nin gözaltına alınmasıyla nihayetlenen süreç, 2024 yılında başladı.
O senenin ağustos ayında dünya medyasında geniş yer bulan bir video, Sde Teiman Askeri Hapishanesi’nde bir Filistinli tutuklunun yerde sürüklendiğini, darbedildiğini ve elektroşok cihazıyla şiddete maruz bırakıldığını gösteriyordu.
Görüntülerin basına ulaşmasının ardından savcılık ve ordu içi soruşturmalar başlatıldı; bazı askerler gözaltına alındı ve haklarında soruşturmalar açıldı. Haaretz’in soruşturma dosyalarına dayandırdığı haberlere göre, söz konusu tutuklu cinsel saldırıya uğradı ve tedavi amacıyla çok sayıda ameliyat geçirdi.
Görüntülerin yayılması, ordunun disiplin süreçlerine ve Sde Teiman gibi tutuklu merkezlerindeki uygulamalara yönelik eleştirileri hızlandırdı. The Guardian’ın aktardığına göre insan hakları örgütleri, olayın sistemik ihmale işaret ettiğini belirtti. Polis ve askeri makamlar bazı askerleri yargı sürecine sevk ederken, aşırı sağcı gruplar ve bazı siyasetçiler söz konusu tutuklulara yönelik muamelenin suçlamasını “ordunun itibarsızlaştırılması” olarak yorumlayıp askerleri savunan gösteriler düzenledi.
Aşırı sağın hedefi haline geldi, kayboldu
Yerushalmi 31 Ekim'de sızıntının sorumluluğunu üstlenerek istifa etti.
İstifa mektubunda bazı materyallerin medyada yayımlanmasına onay verdiğini, bunun ordunun itibarına yönelik “yanlış propagandaya” karşı durmak amacıyla yapıldığını ve medyaya içeriden ulaştırılan tüm materyallerden şahsen sorumlu olduğunu belirtti. İstifanın hemen ardından Tomer-Yerushalmi, sızdırma olayında sorumluluğu kabul ettiğini kamuoyuna duyurdu.
İstifa sonrası hükümetin sağ kanadından sert tepkiler geldi. Savunma Bakanı Israel Katz, Tomer-Yerushalmi’nin ordu üniformasını taşımaya hakkı olmadığını ve göreve dönmeyeceğini açıkladı.
Başbakan Benjamin Netanyahu, olayın ordunun imajına yönelik “en ciddi halkla ilişkiler saldırılarından” biri olduğunu iddia ederek tam soruşturma sözü verdi. Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ise istifayı kabul ettiğini ve ordu içindeki itibarın korunması için adımlar atılacağını duyurdu.
Tomer-Yerushalmi’nin istifasının ardından ailesi 2 Kasım’da kendisinden haber alamadıklarını belirterek kayıp başvurusunda bulundu. Polis ve kurtarma ekipleri, Tel Aviv civarındaki sahil şeridinde geniş çaplı arama başlattı; atlı birlikler ve sivil ekipler gün boyu arama yaptı. Tomer-Yerushalmi akşam saatlerinde bulundu ve sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü.
Polis açıklamasına göre, Tomer-Yerushalmi daha sonra gözaltına alındı; bazı kaynaklar, kendisinin “sızıntı, görevi kötüye kullanma, görevin suistimali ve engelleme” gibi şüphelerle sorgulandığını belirtti. Ayrıca eski bir üst düzey askerinde olayla ilgili gözaltında olduğu bildirildi.
Kaynak: Gazete Oksijen
