25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 02.04.2021 06:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:15

Katar protestosu Avrupa’yı vurur mu?

Katar protestosu Avrupa’yı vurur mu?

Norveç Milli Takımı, Türkiye ile oynayacağı Dünya Kupası maçı öncesinde ısınmaya “Saha içinde, dışında insan hakları” tişörtüyle çıkınca FIFA 2022 ev sahibi Katar’daki göçmen işçilerle ilgili tartışma alevlendi. Ancak meselenin bir öncesi bir de geleceği var. Daha da önemlisi, Almanya ve Hollanda’nın da katıldığı akımın futbolda kayda değer bir dönüşüm yaratıp yaratmayacağı. Bir ay kadar önce The Guardian, Katar’ın 2022 Dünya Kupası ev sahipliğini aldığından bu yana 6 bin 500’ün üzerinde Hindistanlı, Pakistanlı, Nepalli, Bangladeşli ve Sri Lankalı işçinin Katar’da öldüğünü doğruladı. Bu tablo, aslında sadece geçtiğimiz on yıldır süren stadyum inşaatlarında değil, Doha sahillerine dikiken dev binaların yapımında da kimin çalıştığını gösteriyor. İşte bu ortamda Norveç’in önde gelen takımlarından Tromsø’nün 26 Şubat’ta yaptığı açıklama olayın futbol boyutuyla ilgili çok şey anlatıyor: “Yolsuzluk, modern kölelik yüksek işçi ölümlerinin en önemli turnuvamıza, Dünya Kupası’na damga vurması kabul edilemez.” Tromsø’ye rakipleri de katılınca konu Norveç Futbol Federasyonu’na taşındı. Norveçli futbolcular “Katar’ın temize çıkarılmasına alet olmak istemiyordu.” O günden beri boykot konusunu istemese de gündemine alan federasyon, çağrılara kulak tıkayamadı. Çünkü Norveçli spor gazetecisi Håvard Melnæs’a göre Norveç futbolu "demokrasiyle yönetiliyor.” Kulüplerin politikaları da yılda bir oy veren 15 yaş ve üzeri üyelerce belirleniyor. Federasyon 14 Mart’ta vermesi gereken Katar boykotu kararını Haziran’a erteleyince ortaya diğer ülkeleri de ateşleyen protesto çıktı. Katar’a karşı kampanya yürütecek olanların 20 Haziran’a kadar zamanı var. Tüm dünyadan futbolseverler, bir önceki Dünya Kupası’na Rusya’nın ev sahipliği yapmasına, açılış maçında Vladimir Putin’in boy göstermesine veremedikleri tepkiyi Katar’a verme arzusunda. Independent yazarı Miguel Delaney'e göre "Dünya Kupası'nın getirdiği büyük siyasi nüfuz, futbolu yöneten makamlara 'değişim için katalizöre' veya 'iyilik için güce' ya da basın bültenlerinde kullanmayı sevdikleri diğer yüce sıfatlarla yapılan tanımlamalardan birine dönüşmek için eşsiz bir fırsat tanır." Delaney, turnuvayı Katar'a vermenin savunulanın aksine hiçbir değişim yaratmadığını belirtiyor.

Peki ya Avrupa’daki Katar?

Ama Avrupa’dan Katar’a yönelen meselenin bir de ters istikameti var. Mesela orta saha oyuncusu Martin Ødegaard’ın göğsünde Türkiye maçına çıkmadan evvel “insan hakları” yazıyordu. 3 Nisan’da takımı Arsenal ile Liverpool maçına çıktığında bu kez Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait olan “Emirates” yazacak. BAE’nin insan hakları kaydı Katar’dan âlâ değil. Dünya devi Barcelona’nın göğsünde yıllarca Katar Vakfı ve Qatar Airways reklamları gördük. Fransız devi PSG’nin sahibi Katar Emiri Tamim bin Hamad el Sani. Dünya Kupası ev sahipliğinin döngüsünü takip etmekte de yarar var. Rus zenginler İngiliz liglerine para yatırmaya başladıktan yıllar sonra 2018’de kupayı Rusya’nın düzenlenmesine pek kimse sesini çıkarmadı. Elbette bunda Rusya’nın önemli bir futbol ülkesi olagelmesinin de etkisi var. Şimdi de Katar yıllarca futbola milyon dolarlar yatırdıktan sonra bunu ev sahipliğiyle taçlandırmak istiyor. İşte tam da bu noktada federasyonlardan değil, bizzat futbol tutkunlarından gelen sesler futbolun ne yöne gideceği tartışmasında önem kazanıyor.