16 Nisan 2024, Salı
Haber Giriş: 23.07.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:16

Krizden önce son çıkış

Dünyanın dört bir yanından gelen sel, kuraklık, yangın ve aşırı sıcak haberleri inkar etmesek de ihmal ettiğimiz küresel ısınmayla yakından ilintili. Her biri tek şeyi anlatıyor: Zaman daralıyor
Krizden önce son çıkış

Her gün dünyanın dört bir köşesinden aldığımız “olağan dışı” haberler, aleyhimize işleyen zamanın tik takları gibi. Yıllarca göz ardı edilen küçük felaketler, devletler, şirketler ve bireyler yeterince önlem almadıkça, daha yıkıcı örneklerle önümüze çıkıyor. Hava durumu, haber programlarının sonunda değil artık, Avrupa’da sel, Amazon’da kuraklık, ABD’de yangın, Çin’de taşkın gibi başlıklarla birinci haber olarak veriliyor. Detaya bakınca, 1000 yılın en büyük yağmuru, tarihte görülmemiş sıcaklık gibi ifadelere rastlıyoruz. İklim inkarcılığı giderek zayıflasa da iklim ihmalkarlığının aynı seviyede zayıflamadığı kritik bir dönemden geçiyoruz.  Üstelik bunu başımıza ne geleceğini bilerek yapıyoruz: Örneğin, Batı Almanya’yı sel vurmadan sadece günler evvel, bir Avrupa hava durumu ajansı, ayrıntılı bir modelle nehirlerin taşacağını söylemişti. Uyarılar yapıldı, ama gereken tahliyeler gerçekleşmedi. Dünyanın bütünü uyarı verirken henüz tahliye olacak bir yer bulabilimiş değiliz. Pek çok okurun futbol yazılarıyla tanıdığı Simon Kuper, Amazon Ormanları’nda yaşanan felakeki şöyle tanımlıyor: Covid-19 ortaya çıkınca birçok sivil toplum kuruluşu haklı olarak yoksul insanların aşılanmasına yardım etmenin zengin dünyanın çıkarına olduğunu söyledi. Delta, koronavirüsün fakir bir ülkeden çıkıp zenginleri ısıran son varyantı olmayacak. Herkes güvende olana kadar kimse güvende değil. Aynı şey çevre için de geçerli: Amazon’un yok edilmesi, iklim krizinin Delta varyantıdır. Brezilya yağmur ormanları küçüldükçe zengin ülkeler de ısınıyor.

‘İklim kibri’ Avrupa’yı vurdu

Almanya’nın Rhineland-Palatinate ve North Rhine-Westphalia eyaletlerine bir hafta önce salı ve perşembe günleri arasında 18 santimetre kadar yağmur yağdı. Bu miktar, bütün bir temmuz ayı boyunca beklenen yağışın tam iki katıydı. Kimi yerlerde bir günlük yağış 15 santimetreyi buldu. Almanya’da en az 160, Belçika’da 31 kişi hayatını kaybetti, kayıp yüzlerce insan için arama faaliyetleri devam ediyor. Seller İtalya, Avusturya, Hırvatistan, Fransa, Hollanda, Romanya ve İngiltere’yi de aynı günlerde etkiledi. Ülkemizde de Rize’de yaşanan selde 6 vatandaşımız yaşamını  yitirdi, iki kişi kayboldu. Almanya’daki selde 600 kilometreye yakın demiryolu hattı zarar gördü. Başbakan Angela Merkel, yaşanan yıkımı tarif etmek için Almancada bir sözcük olmadığını söyledi. Isı kubbesi gibi Felaket gelişmiş ülkelerde yaşanınca kelimeler kifayetsiz kalabilir ama dünyanın daha az gelişmiş ülkeleri de iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarıyla boğuşuyor. Madagaskar, son 40 yılın en büyük kuraklığını yaşıyor. Kanada, geçtiğimiz Haziran ayında dünyanın en sıcak bölgelerinden biri oldu. Hemen ardından orman yangınları geldi.  Yağışın küresel ısınmayla şöyle bir ilişkisi var: Sıcak hava daha fazla nem tutuyor. Her 1 derecelik artış, yüzde 7 daha fazla nem demek. Almanya, bugün endüstri öncesi döneme göre 2 derece kadar daha sıcak. Bir diğer faktör ise kutup bölgeleri ve ekvator arasındaki sıcaklık farkı azaldıkça bölgesel hava akımlarının yavaşlaması. Bu nedenle de  düşük hava basıncı sistemleri belirli bölgelerde daha uzun süreyle kalıyor. Bilim insanları, geçtiğimiz hafta Batı Avrupa’daki yağışların ortalamanın çok üzerinde sürmesinin de bununla ilişkili olabileceğini söylüyor. Aynı sebeple oluşan “ısı kubbesi”, haziran ayında Kanada ve ABD’nin kuzeyinde etkili olarak can kayıplarına yol açmıştı. Almanya’daki İklim Servis Merkezi’nden (GERICS) iklim bilimci ve meteorolog olan Karsten Haustein, Time dergisine “İnsanlar ‘Galiba çok yağmur yağacak’ diye düşündü ama bunun ne anlama geldiğini bilmiyorlar” diye konuştu. “Aşırı ve şiddetli hava koşullarının bir şekilde bizi etkileyemeyeceği düşüncesinden kurtulmalıyız. Avrupa’da yaşanan şeyin adı iklim kibridir.” Almanya’da aslında sel uyarı sistemleri, birkaç gün önceden alarm verdı. Federal Sivil Koruma Dairesi Başkanı Armin Schuster, “Sorun uyarı altyapısı değil, yetkililerin ve nüfusun bu uyarılara verdiği tepki” diye konuştu. “Kullandığımız uygulamalarla, medya aracılığıyla 150 uyarı gönderdik” diyen Schuster, yine de pek çok yerde yağmurun yarım saatte bu kadar etkili olacağının tahmin edilmediğini söyledi.

Çin’de Sarı Nehir taştı

Dünyanın en büyük iPhone montaj fabrikasına ev sahipliği yapan, Çin’in orta kesimlerindeki Çengcu şehri, “bin yıldır görülmeyen” seviyedeki yağış nedeniyle sel altında kaldı. Onlarca kişinin yaşamını yitirdiği felakette insanlar metrolarda ve sokaklarda mahsur kaldı. Yıkılmasından endişe edilen barajların kapakları açıldı, 200 binin üzerinde insan tehlikenin tamamen geçmediği bölgelere tahliye edildi.  Toplam nüfusu 12 milyon olan Çengcu, Sarı Nehir’in havzasında yer alıyor.  Geçtiğimiz cumartesi akşamından salı gününe kadar bölgeye 671.1 milimetre yağış düştü, böylelikle dört günden kısa sürede yıllık ortalama 604.8 milimetrenin bile üzerinde. Sadece salı günü, bir saatte 201.9 milimetre yağış ölçüldü. 1951’den beri yağışların kaydedildiği bölgede daha önce bu rakamlara hiç yaklaşılmadı. Henan eyaletinin başkenti Çengcu, Foxconn adıyla da bilinen ve Tayvan merkezli Apple tedarikçisi Hon Hai Precision Industry dışında birçok tesise ev sahipliği yapıyor.  Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, yetkililerden can ve malları korumak için “sorumluluğa öncülük etmelerini” emretti.
Amazon Ormanları, kuraklık ve tarla açmaktan kaynaklı yangınlar nedeniyle giderek küçülüyor.
Amazon Ormanları, kuraklık ve tarla açmaktan kaynaklı yangınlar nedeniyle giderek küçülüyor.

Amazon artık temizleyemiyor

Dünyanın akciğerleri olarak bilinen Amazon yağmur ormanlarındaki büyük kuraklık ve orman yangınları milyarlarca ağaç ve bitkiyi öldürdü; dünyanın en büyük karbon emicisi orman önemli bir kirlilik kaynağına dönüştü. 2015-16 yıllarında yaşanan ve El Niño olarak anılan büyük kuraklık ve ardından gelen devasa orman yangınlarında 2.5 milyar ağaç öldü. Japonya kadar kirletiyor El Niño’nun hemen öncesinden yakın zamana kadar geçen sekiz yıllık dönemi çalışan bilim insanları facianın atmosferdeki karbon dengesini kontrol etmeye yönelik çabalara büyük darbe vurduğunu ifade ediyor. Lancaster Üniversitesi, Oxford Üniversitesi ve Brezilya Tarımsal Araştırma Kurumu’ndan bilim insanları tarafından yönetilen araştırma ekibi, El Niño’nun Amazon merkez üssünü, kendi tabirleriyle Belçika’nın iki katı büyüklükteki Aşağı Tapajós bölgesini derinlemesine inceledi. Buna göre, tüm Amazonlardaki yangınlardan dolayı yılda 1.5 milyar ton karbon havaya salınıyor. Orman, bunun üçte birini geri alıyor. Geriye kalan 1 milyar ton ise dünyanın en büyük beşinci kirleticisi olan Japonya’nın yıllık karbon salımına denk. Normal koşullarda, yüksek nem seviyeleri nedeniyle Amazon yağmur ormanlarında yangınlara sık rastlanmazdı. Ancak kuraklık, ormanı geçici bir süre için de olsa yanabilir hale getirdi. Buna kendilerine tarla açmak isteyen çiftçiler tarafından kasten çıkarılan yangınlar da eklenince, felaket kaçınılmaz oldu. Üstelik, Science Daily’de çıkan bir habere göre kuraklığın, giderek daha fazla insan müdahalesiyle açılan ormanları önümüzdeki yıllarda daha da fazla vurması bekleniyor.  Araziler özellikle sığır yetiştirmek ve soya üretmek için açılıyor. Brezilya Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro hükümeti, pek çok insan hakları sorunu yanı sıra ülkedeki ormansızlaştırmayı son 12 yılın en yüksek seviyesine çıkarmakla da suçlanıyor.

ABD ısındı, şimdi yanıyor 

ABD’nin geçtiğimiz ay aşırı sıcak dalgasına maruz kalan eyaleti Oregon’daki orman yangını her geçen gün büyüyor. Eyaletin başkenti Portland’ın 480 kilometre kadar güneydoğusundaki yangın, 1.210 kilometrekarelik bir alana yayıldı bile. ABD’liler, kıyaslamayı Los Angeles’tan daha büyük bir alan yandı diyerek yapıyor. Bölgenin çok seyrek nüfuslu olması sayesinde bir can kaybı yaşanmadı ancak 2 bin evde yaşayan 5 bin kişinin tahliye edilmesine yol açan yangın, doğal yaşama onanmaz bir zarar verdi. Geçtiğimiz ay “ısı kubbesi” nedeniyle nefes alamayan pek çok Oregonlu şimdi aynı hissi duman nedeniyle yaşıyor. Uzmanlar, adını bölgedeki Bootleg Pınarı’ndan alan yangının, “ateş bulutları” olarak da bilinen pirokümülüs bulutları oluşturduğunu söylüyor. 6 Temmuz günü başlayan Oregon yangının yanı sıra ABD’nin 13 eyaletinde 80 büyük yangın devam ediyor. Uzmanlar, orman yangınlarının sıklığını küresel ısınma ve kötü orman yönetimine bağlıyor. Sıcaklığın mevsim normallerinin beş dereceden fazla üzerinde olduğu Oregon’da önümüzdeki günlerde yıldırımların yangını şiddetlendirmesinden endişe ediliyor. Bölge, aynı zamanda uzun yıllardır görülmeyen bir kuraklıkla boğuşuyor.