26 Nisan 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 19.02.2021 06:00 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:14

Milyar dolarlık soru: Bill Gates iklim krizini çözebilir mi?

Microsoft’un kurucusu Bill Gates yeni kitabıyla büyük ilgi gördü. The New York Times, The Wall Street Journal, BBC, Bloomberg, The Guardian ile Oksijen gazetesinin de abone ve içerik ortağı olduğu Project Syndicate, Gates ile özel röportajlara yer verdi
Milyar dolarlık soru: Bill Gates iklim krizini çözebilir mi?

120 milyar dolarlık servetiyle dünyanın ikinci zengini Bill Gates, iklim değişikliği ile mücadelede ön saflarda. Son kitabı “Bir İklim Felaketinden Nasıl Kaçınırız”da (How to Avoid A Climate Disaster) dünyanın içinde bulunduğu durumu çarpıcı başlıklarla özetliyor. 

Buzul Çağı 6o C soğuktu

65 yaşındaki Gates “Buzul çağında dünya bundan 6 derece daha soğuktu. Sera gazını yüzde 20 azaltarak bu iş çözülebilseydi, zengin ülkeler bir gecede hallederdi. Atmosferdeki karbon hızla artıyor. Bu artış milyonlarca yılda olsaydı dünya kendini ayarlayabilirdi. Ama 100 yılda olunca, kendini yenileyemez. Emisyonunu yüzde 20 azaltmak değil, sıfırlamamız gerekiyor. Dünyanın kurtuluşu için başka yolu yok” diyor. 

İnternet’i bulmak gibi... 

Devletlerin ve özel sektörün gelecek 10 yılda güç birliği yaparak, tüm enerjisini sera gazlarını sıfırlamak için kafa yormaya adaması gerektiğinin altını çizen Gates “Aynı internet’in, mikro işlemcilerin ve kanser için insan genomunun haritasının keşfedildiği yıllarda olduğu gibi büyük ortak bir çaba gerekli” diye konuşuyor.

Çözüm için çok okudum

“Sera gazlarını yayan zengin ülkeler, ama bunun ceremesini fakir ülkeler çekiyor” diyen Gates, “Elektrik için kömür santralleri kurmak çare değil. Çözümün ne kadar pahalı olduğunu ve sistemin nasıl çalışacağını anlamak, çok okuma gerektirdi” ifadesini kullanıyor. 

Genetik tohum üretiyor

Bill Gates’in başında olduğu Vakıf kuraklığa karşı teknojik çözümler getiriyor. Sıcağa, soğuğa karşı yeni tür dayanıklı tohumların geliştirilmesi için çaba harcıyor. Gates ayrıca yeni nesil pillerin geliştirilmesi için yatırımlarını yoğunlaştırmış. Öyle ki Tokyo’yu tayfun vurduğunda kentin üç gün boyunca elektriğini karşılayacak piller bunlar.   

Jetlere düşkün

Özel jetlere zaafını “Benim günahkar zevkim” diye nitelendiren Gates, hamburgere ve üzümlere düşkün! (Üzüm yetiştiriciliği karbon salımı en yüksek sektörlerden.) Kendini eleştirmekten de geri kalmıyor. Gates şöyle devam ediyor: 

Emisyon sıfırlanmalı

İklim değişikliği hakkında bilmeniz gereken iki sayı var. Biri 51 milyar. Diğeri sıfır. 51 milyar ton, dünyanın her yıl atmosfere kattığı kaç sera gazıdır. Sıfır ise, hedeflememiz gereken şey. İklim değişikliği, yavaş yavaş suyla dolan bir küvet gibi. Suyun akışını yavaşlatsak bile, küvet sonunda taşacaktır. Emisyonu azaltmak bir işe yaramayacak. Tek mantıklı hedef sıfırlamak.

Pandemide yüzde 5 azaldı

Bu kulağa zor geliyor değil mi, çünkü zor. Mesela Covid-19 nedeniyle ekonomi o kadar yavaşladı ki “çok daha az” sera gazı salgılandı. Ancak azalma muhtemelen yaklaşık yüzde 5 olacak. Gerçek anlamda bu, 51 milyar yerine 48-49 milyar ton karbon eşdeğerini açığa çıkaracağımız anlamına geliyor. Bu yüzde 5’lik azalmaya ulaşmak için ne gerektiğini düşünün. 2 milyon insan öldü ve on milyonlar işsiz kaldı. Yine de dünyanın sera gazı emisyonları sadece yüzde 5 ve muhtemelen daha az düştü. Emisyonlardaki bu küçük düşüş, daha az uçarak ve daha az araba sürerek sıfıra ulaşamayacağımızın kanıtıdır. 

Musk’a kapalı eleştiri

Çevre için kusurlu bir elçi olduğumu biliyorum. Dünya, başkalarının ne yapması gerektiği konusunda büyük fikirleri olan veya teknolojinin herhangi bir sorunu çözebileceğini düşünen zengin adamlarla (e.n.: Elon Musk her gün tavsiyeleri ile sosyal medyada gündem) dolu. Büyük evlerim var ve özel jetlerde uçuyorum - aslında, iklim konferansı için Paris’e de bir tane götürdüm. Öyleyse ben kimim ki çevre hakkında ders veriyorum? Üç suçlamayı da kabul ediyorum. Fikri olan zengin bir adam olduğumu inkar edemem. 

Kendimi suçlu hissettim      

Karbon ayak izimin absürt derecede yüksek olduğu doğru. Uzun zamandır kendimi suçlu hissettim. Bir kitap üzerinde çalışmak, beni daha da bilinçlendirdi. Karbon ayak izimi küçültmek, benim konumumdaki birinden beklenebilecek çok küçük bir şey. 2020’de sürdürülebilir jet yakıtı satın almaya başladım ve 2021’de ailemin havacılık emisyonlarını sıfırlamayı hedefliyorum. Karbondioksit hava yakalama teknolojisi konusunda uzmanlaşmış Climework (İsviçre şirketi) ile anlaştım. (Gates Birkaç hafta önce de 1.6 milyon özel jetin yer lojistiğini üstlenen Signature Aviation’ı satın almak için teklif verdi.)  Havacılık dışı emisyonlarım için, karbonu havadan ayrıştıran bir şirket ile Chicago’da uygun fiyatlı konutlara temiz enerji sistemleri kuran bir kuruluşu satın aldım.

Taşımacılığın etkisi

Ayrıca sıfır karbon teknolojilerine de yatırım yapıyorum. Elektrik ve araba gibi konular dikkat çekiyor ancak binek otomobiller, ulaşım kaynaklı emisyonların yarısından daha azına karşılık geliyor. Uçaklar, kamyonlar, arabalar, gemiler tüm emisyonların yüzde 16’sını oluşturuyor. O yüzden pandemide tüm uçaklar yere inmesine rağmen, karbon salınımı sadece yüzde 5 azaldı. 

Çin, betonda zirvede 

Halbuki çelik, çimento, plastik üretimi tüm emisyonların yüzde 31’ine denk geliyor. Birçok insan beton nedir bilmiyor? Yüzde 10 seraya etkisi var. Betonu haftalarca çalıştım, insanlığın nasıl daha az betonla iş görebileceğine kafa yordum. Amerika tek başına, yılda 96 milyon tondan fazla çimento üretiyor. Çin ise 21’inci yüzyılın ilk 16 yılında, Amerika’nın 20. yüzyılın tamamında yaptığından daha fazla beton üretti. Çimento yapmak için kalsiyuma ihtiyacınız var. Kalsiyum için, kireç taşı yakarsınız. Bir ton çimento için, bir ton karbondioksit elde edersiniz.

Betona karbon koyma

Birkaç şirketin iyi fikirleri var. Çözümlerden biri, geri dönüştürülmüş karbondioksiti alıp şantiyede kullanılmadan önce çimentoya geri enjekte etmektir. Bu fikrin peşinde koşan şirket olan CarbonCure’un, LinkedIn ve McDonald’s dahil birkaç düzine müşterisi var. Şimdiye kadar emisyonları yalnızca yaklaşık yüzde 10 azaltabilse de, sonunda yüzde 33’e ulaşmayı umuyor. Daha teorik bir diğer yaklaşım ise, deniz suyundan veya elektrik santrallerinde oluşan karbondioksitten çimento yapılmasını içerir. Bu fikrin arkasındaki mucitler, sonuçta emisyonları yüzde 70’ten fazla azaltabileceğini düşünüyor.

Et üretimi değişmeli

İnek yetiştirmek için giren ve çıkan enerji miktarı, inek genetiği, ineklerin çıkardığı gazın küresel emisyonlara katkısı yüzde 4. Masamızdan eti eksik etmeden nasıl bu salınımı sıfırlarız? Bitki temelli et üretim şirketi Beyond Burgers’a yatırım yaptım. Şirket etin kalitesini bozmadan üretim fiyatını ve karbon salınımını aşağı çekecek yöntemler geliştiriyor.

Green Premium segment

Taşımacılığın etkisini azaltmanın tek yolu, temiz hidrojenden geçiyor. Teknoloji, ucuz hidrojenli üretimi mümkün kılmaya çok yakın. Böylece fabrikalarda gübre ve çelik üretimi ‘temiz’ gerçekleşebilir. Sadece bu bile, tek başına emisyon oranını yüzde 30 azaltır. Sıfır emisyonlu elektrikli arabalar, bitkisel hamburgerler gibi yatırımları ülkeler özendirirse ortaya Green Premium adlı bir segment çıkar. Ve şirketler daha ucuza daha yeşil ürünler için rekabet eder.

2 düzine şirkete yatırım

Bu amaçla iki düzinenin üzerinde şirkete yatırım yaptım. Bu şirketler sıfır karbonlu çimento, çelik üretimi, temiz elektrik, karbonsuz sebze ve et üretimi, taşımacılık, evleri ısıtma ve soğutma gibi konulara kafa yoruyor. Birçok fikir ve deneme sonuçsuz kalacak ama başarılı olanlar dünyayı değiştirecek.

1 milyar dolar yatırdım

Dünyanın sıfıra ulaşmasına yardımcı olacağını umduğum yaklaşımlara 1 milyar dolardan fazla para yatırdım. Şimdi soru şu: Yakaladığımız bu ivmeyle ne yapmalıyız? Bana göre cevap açık. Önümüzdeki on yılı, bizi 2050’ye kadar sera gazlarını ortadan kaldırma yoluna sokacak teknolojilere, politikalara odaklanarak geçirmeliyiz.