25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.11.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Toplu narsisizm dünyayı zehirledi

“İnsanlar benim otoritemi tanımalı” diyen narsistlerden ayrışarak “herkes benim dahil olduğum grubun otoritesini tanımalı" diyen, öfkeli kolektif narsistlerin ortak noktası önyargı. Bu düşünce yapısı din, siyaset, cinsiyet, etnik grup gibi her toplulukta var. Psikolog Golec de Zavala’nın toplu narsisizm çalışmasını meslektaşı Scott Barry Kaufman The Atlantic dergisine yazdı
Toplu narsisizm dünyayı zehirledi

2005 yılında psikolog Agnieszka Golec de Zavala insanları terör eylemlerine iten sebepleri anlamak için aşırıcı gruplar üzerine bir araştırma başlattı. Fark ettiği şey, 20. yüzyıl düşünürleri Theodor Adorno ve Erich Fromm’un “toplu narsisizm” kavramına çok benziyordu.  Golec de Zavala bu olguyu, “kişinin içinde bulunduğu grubun abartılmış yüceliğinin başkaları tarafından yeterince tanınmadığı inancı” olarak tanımlıyor. Bu yüzden, tanınma ve haklı görülme açlığı hiçbir zaman doyurulamıyor. Başlarda bunun biraz kıyıda kalmış ama yine de önemli bir olgu olduğunu düşünen psikolog, toplu narsist inanışların seviyesini belirlemek için bir Kolektif Narsisizm Ölçeği üzerine çalışıyor. Çalışmalarına katılanlardan “Dahil olduğum grup özel muameleyi hak ediyor” ve “Grubumun hak ettiği saygıyı görmesi gerektiğinde ısrarcıyım” gibi ifadeleri puanlamaları isteniyor. 

Kabilecilikten farklı

Çalışmanın başlamasının üzerinden 16 yıl geçti. Şimdilerde Polonya SWPS Üniversitesi’nde profesör olan ve University of London bünyesinde ders veren Golec de Zavala, toplu narsisizm çalışmalarına başkanlık yapıyor. Artık bu olgunun hiç de nadir olmadığının farkında. Bu düşünce yapısı din, siyaset, cinsiyet, ırk, etnik grup, hatta spor kulübü, dahil olunan kulüpler ve tarikatlar gibi her tür toplulukta ortaya çıkabiliyor. Kolektif narsisizm, kabilecilikten farklı. İnsanlar doğası gereği kabileci ve bu illa kötü bir şey değil. Sağlıklı bir sosyal kimliğe sahip olmak kişinin haline (well-being) son derece olumlu etki yapabilir. Ancak kolektif narsistler genellikle grup içi sadakatten ziyade grup dışı önyargılara odaklanıyor. Toplu narsisizm en aşırı örneklerde siyasi köktenciliği ve hatta şiddeti körükleyebiliyor. İnsanları “karşı taraftan” olan tek boyutlu karakterlere indirgeyebiliyor. Her topluluğun neden diğerlerinden üstün olduğuna dair farklı bir anlatısı var: En ahlaklı, en kültürlü, en yetenekli, en güçlü, demokratik değerlere en bağlı grubun kendileri olduğunu düşünebiliyorlar. Üstünlüğünü takdiri ilahi olarak gören veya geçmişte çektikleriyle bunu hak ettiğini düşünenler de var. Her halükarda kolektif narsistlerin gruplar arası tehdit algıları çok yüksek; diğer topluluklara çabuk kızıyorlar. Neticede kolektif narsisizm çoğu zaman önyargıyı besliyor. Örneğin bir ankete göre, Polonya’da toplu narsisizm puanı yüksek çıkan katılımcılar, Yahudi karşıtı inanç beslemeye daha yatkın görünüyor. Amerikalılar üzerinde yürütülen bir başka araştırma ise, yüksek kolektif narsisizm puanının Arap göçmenlere yönelik olumsuz tutuma işaret ettiğini gösteriyor.

Liderlere hoşgörü

Kolektif narsistler başka gruplardan gelen tehdit algısına karşı ölçüsüz, çoğu zaman agresif yöntemlerle karşılık verme eğiliminde. Bu arada kolektif narsistler kendi grupları içinde değer gören üyeleri yüceltirken, böyle kişilerin ahlaki sınır ihlallerini görmezden gelme eğiliminde.  Ancak bu düşünce yapısı grup üyelerine her zaman fayda getirmiyor: Kolektif narsistler “iç düşmanlara”, yani gruptan olmasına rağmen gruba kusur bulanlara karşı teyakkuz halinde. Tuhaftır, kolektif narsistlerin kişisel menfaat için gruptan ayrılma ve grup üyelerini araç olarak kullanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteren çalışmalar var.  Narsisizm denince genellikle göğsünü gere gere dolaşan, böbürlenen kişiler akla geliyor. Ama psikologlar olarak kırılgan narsisizm adında yeni bir tür tespit etti. Bu tür narsisizmde kişi kendi değeri konusunda utanç ve güvensizlikle dolu kırılgan ve belirsiz bir duyguya sahip; tipik antagonizm ve kendini haklı görme de buna eşlik ediyor. 

Özgüvenleri yok

ABD gibi bazı ülkelerde kolektif narsisizm ile böbürlenmeye dayalı narsisizm arasında güçlü bir bağıntı var ancak genele bakınca, kırılgan narsisizm puanı yüksek olanların kolektif narsisizme geçiş yapması daha olası. Kolektif narsistlerin, içinde bulundukları grubun tanınmasına dair saplantısının nedeni, kişisel değerlerinden emin olamamaları ve onaylanma ihtiyacı olabilir. Duygusal direnç yoksunluğu da söz konusu: Kolektif narsisizm ile negatif çevresel uyaranlara ve negatif duygulara hassasiyet arasında ilişki olduğu düşünülüyor. Kolektif narsisizm başarılı bir sorunlarla başa çıkma stratejisi değil; çalışmalar özsaygıyı artırmadığını gösteriyor. Aslında kolektif narsist inançlara sahip olmak, bireyin kırılgan narsisizm seviyesini artırıyor: Grubun yüceliğinin gereken takdiri görmediğine inanan insanlar, kendi kişisel yüceliklerinin de takdir görmediği kaygısını geliştiriyor. 

Siyasete yansıyor

Deneysel bir çalışma, araştırmacıların tetiklemesiyle kolektif narsisizmin arttığı bir durumda, kırılgan narsisizmin de arttığını gösteriyor. Bu durum toplu narsisizm potansiyelinin insani boyutunun bir kanıtı. Hepimizin başına gelebilir. Bu olasılığın en net göründüğü yer siyasi arena. Fromm, I. Dünya Savaşı’nın ardından toplu narsisizmin yükselişi hakkında şöyle yazmıştı: “Toplu narsisizm, siyasi anlamı çok büyük bir olgu… Kişi bir hiçken, kendini ulusuyla özdeşleştirerek ya da kişisel narsisizmini ulusa aktararak bir anda her şey oluyor.” Elbette vatanseverlik ile toplu narsisizm eşanlamlı değil. Başka grupları alaşağı etme arzusuna ve kendi grubunuzun üstün görülme ihtiyacına yenik düşmeden, içinde bulunduğunuz ulustan veya siyasi gruptan ve kültürünüzün benzersiz yanlarından sağlıklı bir şekilde gurur duymak pekala mümkün.  Kolektif narsisizm sağ-sol demeden siyasetin her kanadında bulunabilir ancak özellikle popülistlere hitap ediyor. Ulusal toplu narsisizmin bütün dünyada popülist partileri ve siyasetçileri desteklemekle ilişkili olduğu düşünülüyor. Bir araştırmaya göre, 2016’daki ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’a verilen oylara dair (taraflılıktan sonra) en güçlü ikinci gösterge, kolektif narsisizmdi. Kongre Binası’nı basan Trump müritlerine ve başkanın demokratik olmayan yollarla iktidarda kalmasına verilen destek de aynı tutumla ilişkilendirildi. Toplu narsisizmin Birleşik Krallık’taki Brexit yanlısı oylarla, Polonya’daki çevrecilik karşıtlarıyla ve Macaristan’daki AB karşıtı tutumla da ilişkili olduğu bulundu. Ancak daha küçük topluluklarda ve küçük çıkarların söz konusu olduğu ortamlarda, kolektif narsisizm çirkin bir sorun olmaya devam ediyor. Bir çalışmaya göre, kolektif narsisizm yaklaşımı yüksek olan taraftarlar, kendi takımları hakkında eleştirel buldukları bir haberi tehdit olarak görmeye daha yatkın. Hatta haberi yazana zarar veya “ders vermek” istediklerini söylemeye daha eğilimliler. Bir başka çalışma, kolektif narsisizm puanı yüksek olan öğrencilerin, üniversitelerine yönelik olumsuz yorumlara misilleme niteliğinde agresif karşılık verme olasılığının daha yüksek olduğunu belirtiyor. Mesela takdir hakları olduğunda, kendilerini inciten bir grubun üyesine araştırma bursu verilmesini veto edebiliyorlar.

Nasıl önlenir?

Peki toplu narsisizmin yayılmasını nasıl önleyebiliriz? İyi haber şu: Sağlıklı bir benlik saygısına sahip olmak nasıl mümkünse, içinde bulunduğumuz grubu sağlıklı bir şekilde sevmek de aynı şekilde mümkün. Üstünlüğümüzün tanınmasına kafayı takmadan, sırf o gruptan olduğumuz için kendimizi iyi hissedebilir, grubun başarılarıyla gururlanabiliriz. Bu olumlu grup içi tatmin, kolektif narsisizmin tersine, daha yüksek hayat tatmini, pozitif duygusallık, sosyal bağlanmışlık ve değerbilirlik ile ilişkilendiriliyor.  Elbette gruba dair duygular tamamen bireye bağlı değil. Golec de Zavala’ya göre, kişisel değerin belirsiz olduğu ortamlarda ve belli bir grubun haksız muamele gördüğü duygusunu yayan liderler yönetiminde, toplu narsisizmin yayılma ihtimali daha yüksek. De Zavala, bu belirsizliğin aşırı ekonomik yoksunluk veya bariz toplumsal eşitsizliklerle körüklendiğini düşünüyor. Ama bazı narsistik kişilik özellikleri çok farklı şartlar altında da toplu narsisizm fikrine ilgi duyulabildiğini gösterdiği için, kişilik değişimlerine odaklanmak anlamlı görünüyor. Bunu tespit etmek zor olsa da imkansız değil. İnsanlar değerbilirlik, hayranlık veya merhamet gibi aşkın, yani kendilerinden daha büyük bir şeyle bağ kurmasını sağlayan, toplum yanlısı duygular geliştirebiliyor. 

Video ile deney

Golec de Zavala’nın PrejudiceLab’deki meslektaşlarıyla yürüttüğü bir çalışmada, kolektif narsistler altı haftalık bir bilinçli değerbilirlik eğitimine tabi tutuldu. Eğitim olumsuz duyguları düzenleme ve değerbilirlik hissi oluşturma yeteneğini güçlendirecek şekilde tasarlanmıştı. Eğitim sonunda katılımcıların cinsiyetçilik, homofobi ve göçmenlere yönelik önyargı gibi davranışları daha az sergilediği görüldü. Daha önce de belirttiğim gibi, varoluşsal değerbilirlik aslında negatif duyguları düzenlemek ve travmalardan anlam çıkarmak için hepimizin yardım alabileceği bir kaynak. PrejudiceLab’dan lisansüstü öğrencisi Martyna Komorowska’nın yaptığı bir başka araştırmada, bir gruba kontrol videosu, diğerine ise kama muta – aniden gelen birliktelik hissi – duygusunu tetikleyen dokunaklı bir video izletildi. İçeriği farklı bir video izletilen ikinci gruptakilerin Suriyeli mültecilere yönelik önyargılarının azaldığı gözlendi. Bu etkilerin ne kadar kalıcı olacağı belli değil ancak toplu narsisizmin en azından kaçınılmaz olmadığına dair ipuçları veriyor. Toplu narsist inanışlar hayatın erken döneminde biçimlenebilir ama illa ilerlemesi gerekmiyor. Çocuklara öğretebileceğimiz şeyler var: Kendilerini değerli görmeleri için sosyal kimliklerinin dışarıdan onay almasına gerek yok. Üstün olduklarını hissetmeye ihtiyaç duymadan, doğaları itibarıyla kendilerini değerli hissedebilirler. Bu durum başkalarının da işine yarar: Benlik saygısına sahip bir kişi, şahsi artılarını grup yararına kullanmaya daha kolay motive oluyor. Başkalarını alaşağı etmek gibi beyhude işlerle meşgul olmuyor. Kolektif narsisizm tuzağından kurtulmanın tek yolu, grubunuzdaki haklılık hissini aşmaktan ve diğer insanlarla bağ kurmaktan geçiyor. Özel olduğumuzu düşünmek kolayımıza gelse bile böyle davranmak şart.