19 Nisan 2024, Cuma
Haber Giriş: 27.08.2021 04:30 | Son Güncelleme: 23.02.2022 17:30

650 milyar dolar adil bölüşülmeli

IMF’nin üyelerine sağladığı 650 milyar dolarlık SDR tahsisatından protokol gereği en çok yararlanan zengin ülkeler olacak. Gelişmiş ülkeler, vaatlere karşın haklarını yoksul ülkelere devretmeye yanaşacak gibi görünmüyor
650 milyar dolar adil bölüşülmeli
Jonathan Wheatley
Dünyanın yoksul ülkeleri koronavirüs salgınının etkileriyle boğuşurken, zengin ülkeler IMF’nin tarihi destek paketinden aldıkları payı yoksul ekonomilere yönlendirmeleri için yoğun baskı altında. IMF’nin geçtiğimiz pazartesi günü sağladığı 650 milyar dolarlık özel çekme hakları (SDR) tahsisatı, yeni basılmış para işlevi gören bir rezerv varlık türü ve üye ülkelerin mali durumunu düzeltmeye yardımcı olacak.  SDR bir ülkenin tahvil, döviz ve altın gibi diğer rezerv varlıklarına ekleniyor. Bundan önce en son 2009’da, mali krizin acil likidite ihtiyacı doğurduğu günlerde tahsis edilmişti.  Bu haftaki tahsisat ise Covid 19 kaynaklı büyük durgunluğun sonuçlarını hafifletmek adına karar alıcılar tarafından sergilenen çabanın en ihtişamlı parçası oldu.  Ne var ki bu yardım IMF’nin 190 üye ülkesine küresel ekonomi içindeki payları oranında tahsis edildi. Hal böyle olunca, IMF’den yapılan açıklamaya göre toplam miktarın yalnızca 21 milyar doları düşük gelirli ülkelere gitti. Gelişmekte olan ülkeler ise 275 milyar dolar aldı.  Geri kalan 375 milyar dolar sayıları 40’a yaklaşan en zengin ülkelere gitti. Halbuki bunların çoğu, aşıya kolay erişim ve merkez bankalarının sağladığı bol likidite sayesinde zaten ekonomik toparlanma sürecine girmişti.  Uzmanlar bu ülkelerin SDR’lerini gerçek ihtiyaç sahibi ülkelere yardım için kullanması gerektiğini, ama işi ağırdan aldıklarını belirtiyor. Oxfam International Washington dairesi başkanı Nadia Daar, düşük gelirli ülkelere verilen 21 milyar dolara “çok ihtiyaç olduğunu”, bu miktarın “büyük yardımı dokunacağını”, ancak “çok yetersiz kaldığını” söylüyor.  Daar, “Zengin ve yoksul ülkelerin aldıkları pay arasında uçurum var… Zengin ülkelerin SDR’lerini düşük ve orta gelirli ülkelere aktarıp ciddi özveride bulunması gerekli” diyor. IMF’ye göre düşük gelirli ülkelerin koronavirüs krizinden toparlanması için önümüzdeki beş yıl içinde 450 milyar dolar gerekiyor. Haziran ayında G7 ülkeleri toplam 100 milyar doları gerek SDR gerekse borç olarak en kırılgan ülkelere aktarmak üzere prensip anlaşmasına vardı; ancak somut bir adım atılmış değil. Ülkelerin kendi SDR payını başkalarına devretmesi çok muhtemel görünmüyor. SDR nakit karşılığı satılabilen bir rezerv varlık. Bunlar genellikle ülkelerin merkez bankasında tutuluyor ve merkez bankalarının rezervlerini elden çıkarmak için hükümetlere izin vermesi pek olası değil.  Bir ülke SDR’sini elden çıkarıp elinde IMF’nin tahsis ettiği zamankinden daha azı kalırsa, aradaki fark için faiz ödemek zorunda. Öte yandan bir ülke SDR alırsa ve kendisine tahsis edilenden daha fazlasını elinde bulundurursa, bunun üzerinden faiz alıyor. SDR’lerin vade tarihi olmadığından, bağışı yapan taraf sonsuza dek faiz ödemek durumunda kalıyor.  Şu anki faiz oranı yıllık yüzde 0.05 ama bu oran piyasadaki faiz oranına bağlı olduğu için kısa sürede yükselebilir. Bu yüzden yeni SDR’nin hibe değil borç olarak verilmesine dair planlar yapılıyor.  Bir seçenek de IMF’nin en yoksul ülkelere yardım etmek için oluşturduğu, Yoksulluğu Azaltma ve Büyüme Fonu’nu kullanmak. Devletler kendi SDR’lerini bu fona borç verebilir, fon da aynı parayı yeni borçlar vermek için kullanabilir.  IMF ayrıca, muhtemelen Yoksulluğu Azaltma ve Büyüme Vakıf Fonu’ndan yararlanma hakkı bulunmayanlar da dahil olmak üzere, yoksul ve kırılgan ülkelere uzun vadeli destek sağlayacak yeni bir direnç ve sürdürülebilirlik fonu oluşturmayı düşünüyor. ©️ The Financial Times