UBS pazartesi günkü araştırma notunda, “Uzun süredir beklenen düzeltme nefes aldı. Teknik faktörler dışında satış dalgasını destekleyen hiçbir temel neden görmüyoruz” ifadelerini kullandı.
İsviçreli banka, “zayıflayan fiyat momentumu vadeli işlem açık pozisyonlarında ikinci bir düşüşe neden oldu” derken, temel talebin güçlü kaldığını vurguladı.
Kitco'nun bildirdiğine göre, UBS analistleri ayrıca Dünya Altın Konseyi’nin üçüncü çeyrek Altın Talep Trendleri raporuna atıfta bulunarak, hem merkez bankaları hem de bireysel yatırımcılar tarafından “çok güçlü ve hızlanan alımlar” olduğunu belirtti.
Analistler, “Merkez bankalarının bu yılki 634 metrik tonluk alımı, geçen yılın temposunun gerisinde kalsa da dördüncü çeyrekte hızlanıyor; bu da 2025 için 900–950 metrik tonluk tahminimizle uyumlu” diye yazdı.
Altına yatırım iştahı güçlü
UBS, 222 metrik tonluk ETF girişleri ve art arda dördüncü çeyrekte 300 metrik tonu aşan külçe ve madeni para talebinin yatırım iştahının da güçlendiğini gösterdiğini belirtti ve raporda “Mücevher talebi de beklenenden zayıf değildi” ifadesi yer aldı.
“Altında düşüşleri alım fırsatı olarak değerlendiriyoruz” diyen analistler, yatırımcıların hâlâ metale “yetersiz oranda yatırım yaptığını” düşündüklerini ekledi. UBS, yatırım portföylerinde altına orta tek haneli (yaklaşık %4–6) bir pay ayrılmasını tavsiye ediyor.
Altının yükselişini tetikleyebilecek faktörler
20 Ekim’de UBS Global Wealth Management stratejisti Sagar Khandelwal, düşük reel faiz oranları, zayıflayan dolar, artan kamu borcu ve jeopolitik çalkantıların altını 2026’nın ilk çeyreğinde 4.700 dolara kadar çıkarabileceğini, madencilik hisselerinin ise daha iyi performans gösterebileceğini söylemişti.
Khandelwal “Altın rallisinin hız ve ölçeği volatiliteyi artırabilir, ancak altının dayanıklı yatırım stratejilerinin önemli bir bileşeni olmaya devam ettiğini düşünüyoruz” sözlerini kaydetti.
Khandelwal, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimine gitmesiyle birlikte reel faizlerin yeniden negatif bölgeye düşebileceğini, bunun da doların cazibesini azaltarak altına olan yatırım akışlarını artıracağını belirtti.
Khandelwal, “Dünya Altın Konseyi verilerine göre, küresel altın ETF’leri eylülde 17 milyar dolarla tarihinin en yüksek aylık girişini kaydetti. Eylül’e kadar olan üç aylık dönemdeki toplam 26 milyar dolarlık giriş, şimdiye kadarki en güçlü çeyrek oldu” ifadelerini kullandı.
UBS: Altına olan talep daha da güçlenecek
UBS, yatırım talebinin daha da güçlenebileceğini düşünüyor. “Merkez bankalarının yoğun alımlarıyla birlikte küresel altın talebinin bu yıl 4.850 metrik tona ulaşarak 2011’den bu yana en yüksek seviyeyi görmesini bekliyoruz” diyen Khandelwal, şöyle devam etti: “Eğer özel yatırımcılar da merkez bankaları gibi ABD tahvillerinden altına çeşitlenmeye başlarsa, spot fiyatlar daha da yukarı itilebilir” şeklinde konuştu.
Khandelwal, “Ekonomik, jeopolitik ve politika belirsizlikleri devam ettiği sürece, altına yönelen sermaye akışlarının da süreceğini, bunun da fiyatları 4.700 dolar/ons seviyesine doğru taşıyabileceğini öngörüyoruz. Altının, özellikle piyasa stresi dönemlerinde hisse senetleri ve tahvillerle düşük korelasyona sahip olması nedeniyle, çeşitlendirilmiş portföylerde orta düzeyde bir payla yer almasını tavsiye ediyoruz” sözlerini kaydetti.
Khandelwal sözlerini şöyle noktaladı:
“Buna ek olarak, önümüzdeki altı ayda altın fiyatlarından daha hızlı nakit akışı yaratabilecek seçili altın madenciliği hisselerine de yatırım yapılabileceğini düşünüyoruz”
Altın fiyatları, pazartesi günü ons başına 4.000 dolar seviyesinin etrafında dalgalanmaya devam etti; seans sırasında iki kez 4.030 doları test etti, son olarak da ABD saatiyle sabah 10 civarında bu seviyeye ulaştı.