25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 08.10.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:17

Mutluluğu bulmak için önce küçülmek lazım

Akademisyen Selen Baranoğlu yeni kitabı Sınırları Aşmak’ta tüketim alışkanlıklarını değiştirmek için yollar öneriyor
Mutluluğu bulmak için önce küçülmek lazım
Aşırı tüketim hastalığı nedir? Tedavisi nasıldır? Başlangıçta hiç belirti vermiyor. Satın aldıkça mutlu olacağına inanıyorsun, o yüzden sürekli nesnelerle flört ediyorsun. Kredi kartına büyük bir aşkla bağlanıyorsun. Bitmeyen bir döngüye girip satın alıyor ve hayatını dolduruyorsun. Sonrası iletişim bozuklukları, kronik mutsuzluk, tükenmişlik sendromu, tatminsizlik ve bağımlılık... Tedavisi elbette mümkün. İlk ve en büyük adım hastalandığını kabullenmek. Peki belirtileri neler? Bireysel anlamda hepimiz kronik mutsuzlar haline gelip ödenemeyen borçlar altında eziliyoruz. Öte yanda küresel anlamda da tükeniyoruz. İklim krizinin sonuçlarını yaşamaya başladık bile, müthiş bir israf içinde yaşıyoruz. Küresel adaletsizlik bir yanda, bitmeyen atık problemleri öte yanda. İnsanların bir kısmı bir giydiğini bir daha giymemek için kafa yorarken bir kısmı temel gıdalara ulaşmak için ter döküyor. Kitapta, yaşanmış örnekleriyle bunlara değindim. Biraz dikkatle çevremize baktığımızda bunun örneklerini biz de görebiliriz. Aşırı tüketim, insanları haz bağımlısı yapıyor. Ve her seferinde alınan haz, daha fazlasıyla ortaya çıkıyor. Dopamin bağımlısı oluyoruz sonunda. Bu hastalığa karşı bireysel olarak ne yapabiliriz? Öncelikle küçülmemiz lazım ki, kendimize yakınlaşalım. Fazlalıkları eledikçe insan kendine yakınlaşıyor. Kendimizi tanıdıkça bizi asıl mutlu eden şeylerin nesnelerden değil, bizim dünyayı algılama şeklimizden türediğini fark ediyoruz. Basit ve mutlu yaşamın sırrı bu; azın çok olduğunu fark etmek. Ve dünyanın sadece bizim çevremizde dönmediğini kabullenmemiz de şart tabii. Tüketim çılgınlığı mutsuzluğumuza çare oluyor mu, yoksa tükettikçe daha da mı mutsuzlaşıyoruz? Neden mutsuzuz? İlişkilerimizden dolayı mı, iletişim sorunları mı yaşıyoruz, kendimizle kavgamız mı var, affedemediğimiz insanlar mı var, hayatımız çok mu anlamsız ve içi boş geliyor? Öncelikle mutsuzluğumuzun kaynağını bulmamız lazım. Temelden bozuk olan bir yapıyı, dıştan müdahalelerle ayakta tutamazsınız uzun süre. Önemli olan temeli sağlamlaştırmak. Bu temel biziz. Mutlu olmak için nesnelere sığınmak, içten kanayan açık bir yarayı, küçük renkli yara bantlarıyla kapatmaya çalışmak gibi. Nafile. Gerçekten ihtiyacımız olduğu için mi tüketiyoruz? Hiçbir zaman sadece ihtiyaçlarımız için tüketmemişiz. Fakat içsel ihtiyaçlarımızı nesnelerle karşılamaya çalışmak bizi içinden çıkılmaz durumlara sokuyor. Durmayı bilmiyoruz çünkü tüketim toplumu tarafından sürekli manipüle ediliyoruz.  Sınırları Aşmak – Sınırlı Dünyada Sınırları Aşan Tüketim Hastalığı / Selen Baranoğlu / Doğan Kitap / Sosyoloji / 192 Sayfa