18 Nisan 2024, Perşembe
Haber Giriş: 26.11.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:18

Suç matematikte değil bazı öğretmenlerde

Oksijen yazarı Prof. Cem Say, yeni kitabı En Hakiki Mürşit’te bilimin hayatla bağını ve aramızdaki ilişkiyi kurcalıyor
Suç matematikte değil bazı öğretmenlerde
Kahraman Çayırlı
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü profesörü ve aynı zamanda gazetemizin köşe yazarı Cem Say, önceki kitapları 50 Soruda Yapay Zekâ (2018) ve Yeni Dünya, Yeni Ağ’da (2020) bilgisayar biliminin insanlığa faydalarını anlatmıştı. Yeni kitabı En Hakiki Mürşit (Doğan Kitap) ise bilim ile olan ilişkimizi, bilim ve hayat arasındaki bağları kurcalıyor. Cem Say ile yeni kitabı, bilim ve matematik hakkında konuştuk. En Hakiki Mürşit nasıl doğdu?  Bugün başımızı ağrıtan birçok önemli sorunun nedeni, bilimin ne olduğunun ve ne işe yaradığının bilinmemesi, bilim insanlarının dedikleriyle kimi başka kaynaklardan gelen “bilgi”lerin değerlerinin eşit sanılması, neye inanılıp neye inanılmayacağı konusunda bilimin önerdiği harika yöntemin kullanılmaması. Bilim, tutunacağımız tek dal. Bunu ikna edici bir şekilde, hayattan birçok örnekle, mümkün olabildiğince çok insana ulaşabilecek bir dille anlatmak istedim. Kitabınızın ismi neden En Hakiki Mürşit? Atatürk’ün “Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit bilimdir,” sözü tarihte kurulmuş en akıllıca cümle olabilir. Ben de tam bunu demek istiyorum! Bilimden başka mürşit (kılavuz) belleyenlerin başına gelenler malum. Kitabı yazmaya başlamadan önce adının ne olacağından emindim. Bu  kitabın önceki kitaplarınızdan ne gibi farkları var? Önceki kitaplarımı yazarken öteden beri iyi bir okuru olduğum “popüler bilim” denen türü yazmayı da becerebildiğimi ve bunun da çok zevkli bir şey olduğunu fark ettim. Bu kez kendi çalışma alanlarım bağlamında yine bilgisayar biliminden söz ettiğim bir bölüm varsa da çerçeve daha geniş; kimya, matematik, biyoloji, astronomi, yerbilim vs. pek çok branştan örneklerin yanı sıra aşı karşıtlığı, düz dünyacılık ve astroloji gibi şeylere cevaplar ve elbette  Boğaziçi’ni de dahil ederek Türkiye’de bilim ve üniversite sorunu da işleniyor. Sizce “internetin döktüğü benzinle alevlenen bilimdışılık” ile nasıl mücadele edilebilir? Biz bilgisayarcılar “dünyayı bilgi ağlarıyla ördük, herkesi birbirine bağladık” diye sevinirken bir gördük ki yalanların küresel boyutta gerçeklerden çok daha hızlı yayıldığı bir ortam yaratmışız. Bilim insanlarının çoğu kitle iletişiminden, kitle iletişimcileri de bilimden anlamadığından meydan başkalarına kalıyor. Oysa onları anlaşılacak şekilde anlatma çabasını gösterirsek, doğanın bilimce açığa çıkarılan gerçek harikaları martavalcıların söylemini gölgede bırakacak, her normal insanı hayran edip kendilerine bağlayacak ihtişama sahip.

“Matematiğin büyüsüne kapılmak çok kolay”

Size göre matematikle aramızda neden bir soğukluk var? Matematiğin güzelliğini betimlemek için nasıl bir örnek vermek istersiniz? Sadece kâğıt ve zamk kullanarak öyle bir cisim imal edebilirsiniz ki makasla ortadan boylu boyunca kesildiğinde ikiye ayrılmaz, yine tek parça kalır. Bu muhteşem bir şey değil mi? Bunu 5 yaşındaki çocuklar yapabilir. Böyle örnekler verildiğinde matematiğin büyüsüne kapılmaları çok kolay. Ne yazık ki (tahminimce ortaokulda) matematiğin anlatılma şekliyle nüfusun çoğunluğu matematikten soğutuluyor, hatta nefret ettirtiliyor. Kabahat müfredatta ve işini sevmeyen öğretmenlerde.

“Etkilendiğim örnek bilim insanı Carl Sagan’dır”

Peki siz bilimle nasıl tanıştınız, bilime ilgi duymaya nasıl başladınız? Beni bilimkurgu, özellikle de TV’deki Uzay Yolu (Star Trek) dizisi bilimle tanıştırdı, ortaokuldaki (TED Ankara) efsane hocamız Mr. Peter Fraser matematiğe aşık etti, Carl Sagan da Kozmos dizisiyle işlemi tamamladı. Bilim dünyasındaki öncüleriniz kimler peki? Yapay zekâ ve kuramsal bilgisayar bilimi konularında çalışan herkes, alanımızın kurucuları Alan Turing ve Claude Shannon’un izinden gider. İkisinin de öykülerini önceki kitaplarımda anlatmıştım. Bilgisayarcı olmasa da yaptıkları ve düşündükleriyle çocukluğumdan beri etkilendiğim örnek bilim insanı Carl Sagan’dır: Astronomiye katkıları, bilimsel düşünceyi halka yayması, yalancılarla güler yüzlü ama kararlı savaşı, nükleer silahlanma ve küresel ısınma belâları konularındaki öngörüleri, uzaylılara gönderdiği (bu kitapta da öyküsünü anlattığım) radyo mesajı, müthiş bir hayat. Beni hem araştırmacı hem de anlatıcı olarak bilim yoluna düşüren bir kişi varsa o Sagan. Bilim dünyasından hangi dergileri ve bilim insanlarını takip ediyorsunuz? Yurt dışından fizikçiler Sean M. Carroll, John Preskill ve Sabine Hossenfelder ile astronom Jonathan McDowell, Türkiye’den de pandemi öncesinden beri izlediğim Esin Şenol ve Mustafa Çetiner hocaları öneririm. Popüler yayın olarak İngilizce Quanta, Türkçe de Herkese Bilim Teknoloji dergileri.

Teknoloji patronları şimdi de  “Metaverse”i başımıza sardı

“Metaverse” kavramı hakkında neler söylemek istersiniz? Bilimkurgu yazarlarının “bakın, bu teknolojinin sonu şuraya varabilir, dikkatli olun, sakın bu tuzağa düşmeyin” demek için ortaya koyduğu bir kavramın konunun özünü tümüyle ıskalamış teknoloji patronları tarafından “bakın, bilimkurgudan tanıdığınız bu kavramı gümbür gümbür hayata geçiriyoruz!” diye başımıza sarılmasının yeni bir örneği olacak gibi. Size göre yapay zekânın nitel uslamlamasından ne anlamalıyız?  Bu uzun süre kafa yorduğum bir konu. Yapay zekâ programlarının eksik bilgi ile (mesela bir borudaki suyun akış hızını değil de sadece ne yönde aktığını bildiklerinde) neler yapabileceği üzerine bir dizi soru barındırıyor “nitel uslamlama” problemi. Doktoram sırasında ve sonrasında bu sorulardan bazılarını yanıtlamayı, birçok kişinin uğraştığı ünlü bir problemin de çözümsüz olduğunu kanıtlamayı becerdim.
  • En Hakiki Mürşit / Cem Say / Doğan Kitap / Araştırma - İnceleme / 216 sayfa