11 Şubat 2025, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 03.02.2025 13:39 | Son Güncelleme: 03.02.2025 23:59

NYT inceledi: Trump'ın ek gümrük vergileri kimi etkileyecek?

NYT, ABD Başkanı Donald Trump'ın Kanada, Meksika ve Çin'e uygulamaya karar verdiği ek gümrük vergilerinin mali yükünün kimleri etkileyeceğini inceledi
NYT inceledi: Trump'ın ek gümrük vergileri kimi etkileyecek?

Ana Swanson / The New York Times

ABD  Başkanı Donald Trump, ABD’nin en yakın ticaret ortaklarına yönelik kapsamlı gümrük tarifelerini hayata geçiriyor. Salı gününden itibaren, Kanada ve Meksika'dan ABD'ye ürün getiren şirketler %25 gümrük vergisi ödeyecek; Çin'den ürün ithal edenler ise mevcut vergilere ek olarak %10 daha fazla ödeme yapmak zorunda kalacak.

Başkan, bu tarifelerin ABD’li tüketiciler için fiyatları artırmayacağını ve maliyeti ödeyen tarafın yabancı ülkeler olacağını savundu.

Ancak, tarifelerin işleyişine dair basit bir inceleme bunun gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. İşte kimlerin ödeyeceğine dair bilinmesi gerekenler.

Gümrük tarifelerini kim öder?

Bir gümrük tarifesi, ABD’ye giren bir ürüne eklenen ek bir ücrettir. Bu vergiyi fiziksel olarak ödeyen taraf, ürünün ithalatından sorumlu olan ve "resmi ithalatçı" olarak adlandırılan şirketlerdir.

Tarife oranı olan %10 veya %25'lik ücret, çoğu zaman mağazada gördüğünüz nihai fiyat üzerinden değil, şirketlerin yurt dışından ürünü satın aldığı daha düşük ithalat fiyatı üzerinden hesaplanır. Şirketler, ithal ettikleri ürünleri satışa sunmadan önce bu fiyatın üzerine kâr marjı ekler.

Birçok resmi ithalatçı, hükümetin elektronik ödeme programına kayıtlıdır ve ülkeye ürün getirirken tarifeler, banka hesaplarından otomatik olarak kesilir. Tarife gelirleri, ABD Gümrük ve Sınır Koruma Birimi tarafından toplanır. Ancak Başkan Trump, tarifelerden elde edilen gelirleri yönetmek için tamamen yeni bir kurum oluşturma fikrini gündeme getirmiştir.

Resmi ithalatçılar herhangi bir milletten olabilir. Bunlar ABD merkezli şirketler olabileceği gibi, ABD’de varlığı bulunan ya da bulunmayan yabancı şirketler de olabilir. Ayrıca, ithalat ve ihracat işlemlerini yöneten gümrük komisyoncuları da diğer firmalar adına bu süreçleri yönetebilir.

Ancak Miller & Chevalier'de gümrük avukatı olarak görev yapan Richard Mojica, resmi ithalatçıların genellikle mal sahipleri veya alıcıları olduğunu ve “çoğunlukla ABD şirketleri” olduğunu belirtti.

Birçok ABD şirketi, Başkan Trump’ın yabancı ülkelerin tarifeleri ödediği yönündeki sık sık tekrarladığı iddialarına tepki göstererek, bu vergileri kendilerinin ödediğini dile getirdi.

New Jersey merkezli ve Çin ile Güney Carolina’da bisiklet üreten Kent International şirketinin başkanı Arnold Kamler, Trump’ın 2018’de ilk Çin tarifelerini uygulamaya koymasından bu yana ithal ettiği bisikletler ve parçalar için vergi ödediğini söyledi.

“Trump yönetimi, Çin’in tarifeleri ödediğini söylemekten büyük gurur duyuyordu,” diyen Kamler, “Ben de her zaman çok hızlı bir şekilde, eğer Çin’de biri bu ücreti ödemek istiyorsa memnuniyetle karşılarım, ama biz ödüyoruz,” ifadelerini kullandı.

Çoğu yabancı ürün, ABD’ye giriş yaptığında zaten belirli bir gümrük tarifesine tabi tutuluyor. ABD, Dünya Ticaret Örgütü’ne katıldığında çeşitli ürünler için tarife sınırlarını farklı seviyelerde belirlemeyi kabul etti. Ayrıca, yabancı ihracatçıların haksız ticaret uygulamalarında bulunduğu tespit edilirse, ABD hükümeti ek tarifeler uygulayabiliyor.

Yine de, ABD’nin ortalama gümrük tarifesi oranları düşük seviyede, yaklaşık %2,5 civarında ve çoğu ülkeden daha düşük durumda. Başkan Trump’ın önerdiği yeni tarifeler, mevcut vergilerin üzerine eklenerek uygulanacak.

Sonunda maliyeti kim üstleniyor?

Bir sonraki soru, tarifelerin nihai maliyetini kimin üstleneceği. İthalatçı, bu maliyeti kendisi karşılamayı tercih edebilir, ancak bu durumda kâr marjı azalacaktır. Bazı ithalatçılar, %25'lik bir tarifenin kâr marjlarını tamamen yok edebileceğini ve onları iflas riskiyle karşı karşıya bırakabileceğini belirtiyor.

İthalatçılar, tarife maliyetini üstlenmek istemezse, ürünü satın aldıkları tedarikçileri fiyatlarını düşürmeye zorlayarak bu farkı kapatmaya çalışabilir. Alternatif olarak, maliyeti müşterilere daha yüksek fiyatlar şeklinde yansıtabilirler.

Her durum farklılık gösterir ve bir şirketin diğer firmalar üzerindeki pazarlık gücüne bağlıdır. Eğer bir ithalatçı, büyük ve güçlü bir alıcıysa, tedarikçilerini tarife maliyetini üstlenmeye zorlayabilir. Ancak küçük bir işletme olup düşük hacimli siparişler veriyorsa, bu maliyeti tedarikçilere yansıtma gücüne sahip olamayabilir.

ABD Başkanı Trump’ın Çin’den ithal edilen yüz milyarlarca dolarlık ürüne getirdiği tarifelerle ilgili yapılan çeşitli ekonomik araştırmalar, bu maliyetin büyük ölçüde Amerikan tüketicilerine yansıtıldığını ortaya koydu.

Trump’ın yabancı çeliğe uyguladığı tarifeler ise biraz farklı bir etki göstermiş olabilir. 2020 yılında yayımlanan bir çalışma, bu tarifelerin yürürlüğe girmesinden bir yıl sonra maliyetin yalnızca yaklaşık yarısının tüketicilere yansıtıldığını öne sürdü.

Kamler, Trump’ın Çin’den ithal edilen ürünlere koyduğu tarifelerin kendisini fiyatlarını artırmaya zorladığını belirtti ve ekledi: “Ve bunun enflasyonist olmadığını söylüyorlar. Bu doğru değil.”

Tarife maliyetinin tüketicilere yansıtılması olumsuz bir durum gibi görünebilir. Ancak Brookings Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Wendy Edelberg’e göre, bu aslında tarifelerin temel amacı. 

“Tarifelerin amacı, yurtiçindeki fiyatları yükseltmektir,” diyen Edelberg, tarifelerin uygulanmasının arkasındaki temel argümanın, ABD’li üreticilerin ithal edilen daha ucuz ürünlerle rekabet edememesi ve ancak fiyatlar yükseldiğinde sağlıklı ve kârlı bir şekilde faaliyet gösterebilmeleri olduğunu ifade etti.

Edelberg, fiyatları artırma fikrinin “tarife uygulamanın temelinde yer aldığını” söyledi.

Bazı Trump yetkilileri, tüketiciler için artan maliyetlerin döviz kuru değişimleriyle dengeleneceğini savundu. Ekonomistler, tarifelerin uygulanmasının genellikle doların değerini güçlendirdiğini belirtiyor. Çin de tarifelere yanıt olarak para birimini devalüe edebilir. Her iki durumda da Amerikalılar, daha güçlü bir dolarla yabancı malları daha ucuza alabilir, böylece alım güçleri artar ve tarifenin etkisi dengelenebilir.

Ancak Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) eski baş ekonomisti Maurice Obstfeld’e göre, böyle bir senaryo gerçekleşirse yabancı mallar Amerikalılar için yerli mallardan daha pahalı olmaz. Bu da tarifelerin ticaret dengesi veya üretim sektörü üzerinde beklenen etkiyi yaratmayacağı anlamına gelir.

“Hükümet, tarifelerden gelir elde eder, ancak bu durum tüketicilerin satın alma gücünü etkilemez,” diyen Obstfeld, doların değer kazanmasının ABD’nin ihracatını diğer pazarlarda daha pahalı hale getirerek ihracatçılara zarar vereceğini belirtti.

Ekonomistler, şirketlerin kâr marjlarını koruyabilmek için yeni tarifelerin en az bir kısmını Amerikan tüketicilerine yansıtacağını öngörüyor.

Vergilerin düşük tutulmasını savunan düşünce kuruluşu Tax Foundation’ın tahminlerine göre, Kanada ve Meksika’ya uygulanan tarifeler nedeniyle Amerikan tüketicileri 2025 yılında hane başına 830 dolardan fazla ek maliyetle karşılaşacak. Grup, 2025 ile 2034 yılları arasında tarifelerin Amerikalılara toplam 958 milyar dolarlık ek yük getireceğini öngörüyor.

Tarifelerin ekonomik etkisi ne olacak?

C.H. Robinson lojistik şirketinde küresel taşımacılıktan sorumlu başkan Mike Short, tarifelerin sanayi üzerindeki etkisinin ekonomide ani bir değişim yaratmayacağını belirtti.

Yeni tarifelere rağmen, “taşımacılık devam etmek, üretim hatları çalışmaya devam etmek ve tüketiciler rafların dolu olmasını beklemek zorunda” dedi.

Ancak uzun vadede ekonomistlere göre tarifeler, hem tüketicilerin hem de şirketlerin fiyatı artan yabancı ürünleri daha az satın almak zorunda kalmasıyla ekonomik büyümeyi yavaşlatacak. Goldman Sachs analistleri, Kanada ve Meksika’ya yönelik genel tarifelerin çekirdek enflasyonu %0,7 artıracağını ve ABD’nin gayrisafi yurt içi hasılasını (GSYH) %0,4 düşüreceğini öngörüyor.

Washington merkezli Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü araştırmacıları ise %25’lik tarifenin en çok Kanada ve Meksika’yı etkileyeceğini, ancak Kuzey Amerika genelinde ekonomik büyümeyi yavaşlatıp enflasyonu hızlandıracağını tahmin ediyor. Çin’e yönelik tarifelerin de dahil edilmesi durumunda, ABD GSYH’sinin 2027 yılına kadar yaklaşık üçte bir puan düşeceği öngörülüyor.

© 2025 The New York Times Company