Noam Scheiber / The New York Times
Tipik bir şirket yöneticisine yapay zekâyı benimseme hedeflerini sorduğunuzda, muhtemelen teknolojinin çalışanlara daha tatmin edici kariyerler sunacağını ya da ortadan kaldırdığı kadar yeni fırsatlar yaratacağını belirten belirsiz ifadeler kullanacaktır. IBM CEO’su Arvind Krishna 2023 yılında “Yapay zekâ, insanların tekrarlayıcı bulduğu görevleri üstlenerek çalışanların daha yüksek değerli işlere odaklanmasını sağlayacak” diye yazmıştı.
Ancak bir de Klarna CEO’su Sebastian Siemiatkowski var. Satın alımlarda ödeme erteleme hizmeti sunan İsveçli teknoloji şirketi Klarna, ABD’de halka açılma başvurusu yaptı ve şirketin 15 milyar doları aşan bir değerlemeye ulaşması bekleniyor.
Klarna ve CEO’su Sebastian Siemiatkowski son bir yıl içinde üretken yapay zekâyı kullanarak otomatikleştirdikleri iş miktarını defalarca vurguladı. Bu teknoloji, insanlar tarafından oluşturulmuş gibi görünen metinler, görseller ve videolar üretiyor. Siemiatkowski, Bloomberg News’a verdiği bir röportajda “Bence yapay zekâ, insanların yaptığı tüm işleri halihazırda yapabiliyor” dedi. Bu görüş, en iddialı uzmanların bile öne sürdüğünden daha ileri gidiyor.
Siemiatkowski, verdiği röportajlarda yapay zekânın sadece çalışanları daha ilgi çekici görevlere yönlendirmekle kalmayacağını açıkça belirtti. Geçen yaz bir podcast yayınına katılan Siemiatkowski “İnsanlar, ‘Endişelenmeyin, yeni işler ortaya çıkacak’ diyor” dedi ve yapay zeka tarafından işi alınan binlerce profesyonel çevirmeni örnek gösterdi.
IBM CEO’su Arvind Krishna, yapay zekânın şirketin insan kaynakları gibi ofis rollerini kapsayan işlerinin yaklaşık yüzde 10’u için işe alımları yavaşlatmasına veya duraklatmasına neden olabileceğini söylediğinde dikkatleri üzerine çekmişti.
Öte yandan, Klarna CEO’su Sebastian Siemiatkowski, yapay zekânın şirketinin Eylül 2023 itibarıyla işe alımları büyük ölçüde tamamen durdurmasını sağladığını belirtti. Bu adım, Klarna’nın toplam çalışan sayısını yaklaşık 5.000’den 4.000’in altına düşürdü. Siemiatkowski, yapay zekânın benimsenmesiyle birlikte şirketin çalışan sayısının nihayetinde 2.000 civarına kadar gerilemesini beklediğini söyledi.
Ne kadar otomasyon?
Şu ana kadar, büyük şirketlerin işçileri toplu olarak işten çıkardığına dair yaygın bir eğilim görülmüyor. Yapay zekâ uygulamalarını analiz eden Evident adlı firmanın 50 büyük bankayı kapsayan bir raporuna göre, bu kuruluşlar genellikle yapay zekâdan iş gücünü azaltmak yerine hizmetleri iyileştirmek veya çalışanların daha hızlı çalışmasını sağlamak gibi başka avantajlar elde ediyor.
Klarna’nın özellikle vurguladığı müşteri hizmetleri alanını ele alan bir araştırmada, Stanford Üniversitesi ekonomisti Erik Brynjolfsson ve iki ortak yazarı, yapay zekânın çalışanları özellikle müşterilerin vergi sorunları gibi nispeten karmaşık konularda yönlendirmede daha üretken hale getirdiğini ortaya koydu.
Bot, belirli basit görevlerde başarılı olarak çalışanlara rehberlik etti. Örneğin, bir müşteriden bilgi talep ederken en uygun sıralamanın ne olması gerektiği konusunda insan operatöre tavsiyelerde bulundu. Ancak müşteri etkileşimini baştan sona yönetmedi. (Deney tam otomasyonu test etmeyi amaçlamıyordu.)
Klarna CEO’su Sebastian Siemiatkowski, şirketin basın açıklamalarında çizdiği tablonun gerçekte biraz daha karmaşık olduğunu kabul etti. Bir başka podcast yayınında yaptığı açıklamada, Klarna’nın uzun süredir, yapay zekâdan önce bile diğer şirketlerin otomatikleştirdiği bazı müşteri hizmetleri görevlerini insanlara yaptırdığını belirtti. Örneğin, bir müşteriye Klarna uygulamasında ödeme erteleme işlemini nereden gerçekleştirebileceğini açıklamak gibi görevler insan çalışanlar tarafından yürütülüyordu. Siemiatkowski bu durumun, Klarna’nın yapay zekâya geçiş sürecinde diğer şirketlere kıyasla daha fazla çalışanını işten çıkarmasına neden olduğunu ifade etti.
Siemiatkowski’nin işe alımla ilgili iddiaları da abartılmış olabilir. TechCrunch internet sitesi, Klarna’nın işe alımları durdurduğunu duyurmasından bir yıldan fazla süre sonra şirketin iş ilanlarını inceledi ve çeşitli pozisyonlarda 50’den fazla açık ilan buldu.
Tüm bunlar şu soruyu gündeme getiriyor: Yapay zekânın halihazırda ofis çalışanları arasında endişe yarattığı bir dönemde, bir CEO neden şirketinin iş otomasyonu konusundaki ilerlemesini açıkça dile getirmekle kalmayıp, hatta durumu olduğundan daha abartılı göstermek istesin?
Siemiatkowski’nin yolculuğu
1980’lerin başında, kendisi doğmadan kısa bir süre önce İsveç’e göç eden Polonyalı bir ailenin oğlu olan Sebastian Siemiatkowski, ebeveynlerinin benimsediği ülkede kendini dışlanmış hissederek büyüdü.
Siemiatkowski, 2005 yılında iki sınıf arkadaşıyla birlikte Klarna’y (o zamanki adıyla Kredito) kurdu. Bu fikre, bir tele-pazarlama işinde çalışırken küçük işletmelerin çevrimiçi müşterilerden ödeme tahsil etmede yaşadığı zorlukları fark etmesiyle ulaştı. İş modeli, satıcıların ödemesini garanti altına almak ve müşteriden daha sonra tahsil etmek üzerine kuruluydu. Bu, perakende dünyasında uzun süredir var olan “şimdi al, sonra öde” uygulamasının internet çağına uyarlanmış haliydi.
Şirket, ödeme hizmeti için satıcılardan ücret alarak hızla kâra geçti ve Avrupa genelinde genişleyerek bankalardan pazar payı almaya başladı. 2010 yılına gelindiğinde Kreditor adını değiştirerek İsveççe’de “net, açık” anlamına gelen Klarna ismini aldı ve Silikon Vadisi yatırımcılarının dikkatini çekmeye başladı.
Siemiatkowski, bu anı yıllardır zihninde canlandıran biri gibi bir izlenim veriyordu. Silikon Vadisi’nin önde gelen girişim sermayesi şirketlerinden Sequoia, Klarna kurucularını yatırım yapmaya ikna etmek için İsveç’e bir temsilci gönderdiğinde, onlara Klarna’nın bankacılığı Google’ın interneti dönüştürdüğü gibi dönüştürebileceğini düşündüklerini söyledi. Ancak Siemiatkowski hızla karşılık verdi. Yıllar sonra Forbes dergisine anlattığına göre, yatırımcıya şu soruyu yöneltti:
“Bana tek bir şey söyle. Eğer biz bankacılığın Google’ı olacak kadar büyüksek, gerçekten sadece seni mi gönderirdiniz? Sequoia’nın tamamı buraya gelmez miydi?”
Klarna, 2019 yılında ABD’de güçlü bir varlık oluşturmaya başladı. Şirketin zamanlaması kusursuzdu. Pandemi patlak verdiğinde Amerikalılar dışarıda yemek yemeyi ve seyahat etmeyi azaltarak çevrimiçi alışveriş çılgınlığına yöneldi.
Yeni yatırımcılar, giderek artan değerlemelerle şirkete akın etti. Klarna’nın piyasa değeri 2019’da 5,5 milyar dolardan, 2021’de 45,6 milyar dolara fırladı. Şirket, işe alımları hızlandırarak üç yıl içinde çalışan sayısını yaklaşık üç katına çıkararak 7.000 kişiye ulaştırdı.
Ancak ardından faturalar kesilmeye başladı. Google, Amazon ve Netflix gibi pandemi sırasında büyük kâr elde eden şirketlerin hisse senetleri, yatırımcıların yükselen enflasyon ve faiz oranlarını pandemi kaynaklı ekonomik patlamanın sona erdiğine dair bir işaret olarak görmesiyle sert düşüşler yaşadı.
Klarna, 2022 yılında yeniden sermaye artırmaya çalıştığında ve 50 milyar doların üzerinde bir değerlemehedeflediğinde, yatırımcılar farklı bir bakış açısına sahipti. Temmuz ayında açıklanan fonlama turu, şirketin değerini sadece 6,7 milyar dolara düşürdü.
Bu süreçte, yatırımcıların maliyetleri düşürmesi yönündeki baskısı altında Klarna, çalışanlarının yaklaşık yüzde 10’unu işten çıkardı ve bir anda medyanın şüpheci haberleriyle karşı karşıya kaldı.
Siemiatkowski’nin bir teknoloji ikonu olarak yükselişine yönelik bir başka engel de, giderek büyüyen, şirket içindeki sendikalaşma hareketi oldu.
Klarna’daki çalışma ortamı, genellikle iş birliğine dayalı kültürü ve rekabetçi maaşları nedeniyle yüksek moral seviyesine sahipti. Ancak 2020 yılında bir çalışan grubu sendika kurdu. Mayıs 2022’deki küçülme duyurusunun ardından sendika hızla büyüyerek 1.000’den fazla çalışana ulaştı.
Siemiatkowski, sendikanın Klarna’yı küresel yatırımcıların ilham kaynağı olmaktan çıkarıp sıradan, bürokratik bir İsveç şirketine dönüştürebileceğinden endişe ediyordu. Ancak 2023 sonbaharında çalışanlar greve hazırlanmaya başladığında, şirket geri adım attı ve bir toplu iş sözleşmesi imzalayarak sendikanın taleplerini kabul etti.
ChatGPT’nin keşfi
Siemiatkowski, yapay zekânın çalışma dünyasını kökten değiştireceğini ilk kez 2022’nin sonlarında OpenAI’nin ChatGPT’siyle oynarken fark ettiğini sık sık dile getiriyor. Bu keşfi, Klarna’nın işten çıkarmalar yaşadığı ve şirketin değerinin düştüğü dönemden sadece birkaç ay sonrasına denk geliyordu. Siemiatkowsk bir podcast yayınında şöyle anlattı: “Kasım 2022’de Twitter’dayım ve biri ‘Bunu denemelisin’ diye bir şey paylaşıyor. Deneyince kendi kendime, ‘Tanrım, bir bilgisayarla konuşuyorum’ dedim”
Siemiatkowsk bunun ardından hızla OpenAI CEO’su Sam Altman ile bir toplantı ayarladı ve çalışanlarını bu yazılımı denemeye teşvik etmeye başladı.
Klarna’nın otomasyon konusunda kaydettiği ilerleme ne olursa olsun, Siemiatkowski bazen yapay zekâyı gerçekten kullanmaktan çok, bu teknolojinin etrafında bir hikâye kurgulamaya yatırım yapıyormuş gibi görünüyor.
Siemiatkowski, geçen yaz teknoloji dünyasının önde gelen podcast’lerine konuk olduğunda gazetecinin “Sam ve OpenAI’ye onların denek faresi olmak istediğinizi söylediğiniz doğru mu?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Onların favori denek faresi” dedi.
2022’de Klarna’dan ayrılan eski bir yöneticiye göre, Siemiatkowski’nin yapay zekâya yaptığı bu vurgu tesadüf değildi. Eski yönetici, şirket içinde Klarna’nın medya ve yatırımcılar arasındaki cazibesini kaybettiğine dair bir hissiyat oluştuğunu ve Siemiatkowski’nin bunu geri kazanmak için çaresiz olduğunu söyledi.
© 2025 The New York Times Company