Aaron Krolik / New York Times
ABD, diğer ülkeleri kötü davranışları nedeniyle cezalandırmak için ne tür bir güç kullanabilir? Nükleer silah çağında ABD'nin tepkisi, ekonomik yaptırımlar oldu. Mantık şuydu: Yaptırım uygula, ABD dolarına erişimi kes, böylece dayanılmaz ekonomik acı neticesinde düşmanca davranan bir ülkeyi uslu durmaya zorla.
Ancak dünyanın en fazla yaptırıma uğramış ülkesi olarak görülen Rusya, ABD ve Avrupa ülkelerinin istediği şeyi yapmak için, yani Ukrayna’daki savaşı bitirmek için pek de acele etmiyor.
Rusya’nın 2022’deki tam kapsamlı işgalinden bu yana, ABD Rusya'nın savaşıyla bağlantılı 6 binden fazla bireyi ve şirketi yaptırım listesine aldı. Bu yasakların işe yaraması için, sınır ötesi para hareketlerini sağlayan finansal kurumların işlemleri taraması ve yasa dışı faaliyetleri kesmesi gerekiyor. Bunu yapmazlarsa, ABD’den ağır cezalarla (para cezaları ya da yaptırım listesine alınma gibi) karşılaşabilirler.
Buna rağmen, Rusya yüz milyarlarca dolarlık sınır ötesi ticareti yürütmeyi başardı. Bunun bir nedeni, bu ticareti kolaylaştıran finansal kurumların bulunup cezalandırılmaması olabilir.
New York Times’ın analizine göre, 2014’te Rusya’ya Kırım ilhakı nedeniyle yaptırımlar uygulanmaya başlanmasından bu yana küresel yaptırım ihlalleri için verilen en büyük 10 cezadan 8’i finansal kurumlara kesildi. Ancak bunlardan sadece ikisi Rusya ile ilgiliydi: biri yaptırım altındaki bir Rus oligark için para yöneten bir girişim sermayesi şirketine, diğeri ise kripto borsası Binance’e karşı. Ve Binance esasen Rusya’ya yardım ettiği için değil; İran, Kuzey Kore, Suriye ve Küba gibi diğer yaptırım altındaki ülkeler için de finansal yollar açtığı için cezalandırıldı.
Rusya'nın savaşıyla bağlantılı yaptırım listesinde bulunan 6 binden fazla kuruluşun çoğu, bireyler ve küçük paravan şirketlerden oluşuyor; bunların 30’dan azı Rusya dışındaki büyük firmalar ve sadece 5’i finans kuruluşu.
Ukrayna savaşı ilerledikçe, Rusya’nın savaş makinesine yardım eden finans kurumlarına darbe indirmek daha da karmaşık hale geldi. Batı dünyasının büyük bölümünden koparılan Rusya, kendisine ekonomik can damarı sağlayan Hindistan ve Çin’le daha derin bağlar kurdu.
“Dünyada ikincil yaptırım tehditlerini ihlal eden birçok şirket var” diyen Columbia Üniversitesi’nde kıdemli araştırmacı ve eski Hazine Bakanlığı yetkilisi Edward Fishman, şöyle devam etti: “Gerçekten BAE ya da Çin’le ilişkinizi germek ister misiniz? Emin değilim”
ABD Çin'e neden yaptırım uygulayamıyor?
Çin’in büyük bankalarına yaptırım uygulanırsa, uluslararası ticaret büyük ölçüde yavaşlar. Pek çok Amerikalı şirket, Çin’deki fabrikalara ödeme yapamaz veya kendi ihracatları için ödeme alamaz hale gelir. Elektronikten ilaçlara kadar her şeyin tedarik zinciri donabilir ve Amerikan tüketicileri için fiyatlar fırlayabilir. Peterson Institute for International Economics kıdemli üyesi Martin Chorzempa'ya göre bu hesaplama, Çin bankalarını neredeyse “yaptırım uygulanamaz” hale getiriyor.
Chorzempa “Büyük bir Çin finans kuruluşuna yaptırım uygulamak küresel çapta finansal istikrarsızlığa yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Muafiyetler ve kaçış yolları
Bir zamanlar yaptırım listesine girmek finansal anlamda ölüm cezası gibiydi. Hazine Bakanlığı’nın web sitesinde yer alan ve 1960’lara kadar uzanan 3 bin sayfalık belge bunu yansıtıyor.
Listede yer alan kuruluşlar yalnızca ABD ile iş yapmaktan men edilmez, aynı zamanda ABD doları kullanan bankalarla da işlem yapamazlar. ABD doları uluslararası işlemlerde en yaygın kullanılan para birimi olduğundan, bu yasak onları küresel finans sisteminden fiilen koparır.
Yirmi yıl önce, Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi genellikle Küba purosu kaçakçılığı gibi küçük ihlallerle uğraşır, birkaç bin dolarlık para cezaları keserdi.
Ancak ardından yaptırım programı, niş bir araçtan ABD dış politikasının merkezine dönüştü. 2002’den 2019’a kadar ortalama ceza 400 kat arttı. Yaptırımları kolaylaştıran küresel finans kurumlarına milyarlarca dolarlık cezalar kesilmesi olağan hale geldi. 2014’te Fransız bankası BNP Paribas, Sudanlı, İranlı ve Kübalı kuruluşlar adına işlem yaptığı için ABD’ye neredeyse 9 milyar dolar ödedi.
2019’dan bu yana ise büyük çapta çok az ceza verildi. O yıl ABD, İngiliz bankası Standard Chartered’a kara para aklama düzenlemelerini ihlal ettiği için yaklaşık 1 milyar dolar ceza kesmişti. Devasa cezaların korkusuyla küresel bankalar uyum departmanlarına milyarlarca dolar yatırdı, şüpheli işlemleri kesti ve riskli görülen ülkelerle bağlarını kopardı.
2022’de yaptırım listesi, Rus oligarkların, yatların ve özel jetlerin isimleriyle şişti. Her güncelleme, finans kurumlarının veritabanlarına anında eklendi ve bu sayede işlemleri engellemeleri sağlandı.
Atlantic Council’in ekonomik devletçilik girişimi direktörü ve Biden yönetiminde Hazine yetkilisi olan Kimberly Donovan’a göre, Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi paravan şirketleri ve bireyleri tespit edip listeye eklemede işini iyi yapıyor. Ancak büyük bankalara karşı dava açmak çok daha zor ve Donovan’a göre mesele kaynaklara dayanıyor.
Bu durum hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi yönetimler altında böyle oldu.
Oliver Wyman danışmanlık şirketinde finansal suçlarla mücadele lideri ve eski Hazine yetkilisi Daniel Tannebaum şöyle dedi: “On yıllar boyunca, yaptırımların yanlış tarafında olmaktan korkan büyük bir insan kitlesi vardı. Ancak şirketlerin hafızası kısadır ve acının bir kısmını unuttular”
Bir Hazine sözcüsü, yaptırım uygulamasındaki düşüşten Biden yönetimini sorumlu tuttu, ancak bunun neden Trump’ın ilk döneminde ele alınmadığına dair bir açıklama yapmadı ve Trump’ın ikinci döneminde uygulamanın nasıl değiştiğine dair örnek vermedi.
ABD, yaptırımları ihlal ettiğinden şüphelenilen bankaları soruşturabilir ve bu süreç yıllar sürebilir. Böyle davalar ağır para cezalarıyla sonuçlanabilir ama çok daha büyük tehdit, Hazine’nin bir bankayı dolardan tamamen kesme gücüdür.
Arka kapılar ve Çin bağlantısı
Rusya’nın VTB Bankası’na Şubat 2022’de yaptırım uygulandı ve bankanın 'SWIFT' sisteminden atılması sağlandı. SWIFT, dünya genelindeki bankaların uluslararası para transferlerini gerçekleştirmesini sağlayan küresel mesajlaşma ağı ve bu erişimin olmaması VTB için küresel finanstan izole edilmek demek.
Ancak son yıllarda Çin’deki varlığını artıran banka en az bir kaçış yolu bulmuş gibi görünüyor: Hesap sahiplerine günlük 1 milyon rubleye (yaklaşık 10 bin dolar) kadar parayı Alipay hesaplarına transfer edebileceklerini duyurdu. VTB, “anında kayıt” olanağı sunulduğunu ve fonların bir iş günü içinde kullanılabilir olduğunu söyledi.
Bu durum küresel finans sistemine bir arka kapı yaratabilir. Rus müşteriler rublelerini VTB’den Alipay’e taşıdığında, para uluslararası olarak her yere akabilir, fiilen rubleleri küresel ekonomiye taşıyarak Batı yaptırımlarını etkisiz hale getirebilir.
Alipay’in sahibi Ant Group, VTB ile herhangi bir bağının olmadığını söyledi. New York Times, Ant ve VTB’ye yorum için ulaştıktan sonra, VTB’nin web sitesinde Alipay’e yapılan referanslar ortadan kayboldu. Sitede artık müşterilerin “popüler Çin cüzdanlarına” para transfer edebileceği belirtiliyor. VTB, yorum taleplerine yanıt vermedi ve paraların Alipay’e aktarımında Çinli aracılara güvenip güvenmediği sorusunu da yanıtlamadı.
Görevdeki son haftalarında Başkan Joe Biden, Çin ve Rusya arasındaki bazı ödeme kanallarını hedef aldı ve işlemleri kolaylaştıran dokuz Çin şirketini yaptırım listesine aldı. Ancak bunlar Alipay gibi ödeme devleri değil, çoğunlukla paravan şirketlerdi.
© 2025 The New York Times Company

