25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 06.08.2021 04:30 | Son Güncelleme: 16.02.2022 15:16

Konuşmadan oynanan tavla, tavla değildir

Bodrum’un tavla kralı George Simspon’ın geçen hafta yayınladığımız röportajındaki yorumlarına itiraz var. Doğuş Holding Yönetim Kurulu üyesi ve Baş Hukuk Müşaviri, aynı zamanda da bir tavla üstadı olan Ahmet Kurtluoğlu kendi doğrularını kaleme aldı:
Konuşmadan oynanan tavla, tavla değildir
Ahmet Kurtluoğlu
• Dokunmalı [oynatmalı] oyunların atası “satranç” olup, oynadığınızla el temasınızın kesilmesinden sonra pulun geri alınıp, yeni bir hamle yapılması yasaktır. [Siz uluslararası turnuvalara bakmayın.] • Konuşmadan ve sürekli rakibi eleştirmeden tavla oynanacaksa bence başka bir oyun seçin. Susmanın oyunu kaybettirdiği tür tavlayı bilmeyen tavlacı olamaz.  • Bir pulun üstündeki zar ne kadar yan dursa da kırık sayılmaz, tavlanın çerçevesinde duran zar geçerlidir. • Rakibin eline değen zar oynanır. Çarpan zar [zarlar] yeniden atılır.  • Zarı fincanla attırdığınız rakibinizle, tavla oynamayın. • Karşı tarafın oyunu bitene kadar zarı tavlanın içinden almayın. • Seçme şansınız varsa “Saat yönünde” ilerleyen pulları tercih edin. [Batıl İnanç] • Oynama hızınız ile rakibinizin oyununu, hızınıza uyum yönüyle bozun. Rakibi gereksiz bir telaşa sürükleyin ve ara ara “Çok yavaş oynuyorsun” demeyi sürdürün. • Atmanız gereken zarı, atacağınıza inanıp zarla iletişim kurun.  • Tanımadığınız [veya iyi oyuncu olduğunu duymadığınız] bir rakiple oynamadan evvel üç zarda altı kapı bilmecesini sorun ve bilmeyenle oynayıp vakit kaybetmeyin. • Kırılmak bazı pozisyonlarda istenen bir durum ve yaratılan bir avantajdır. Kırılmayı arzu ettiğiniz için kırmak en etkin hücum yöntemi paradoksudur.  • Aksine istatistiki ihtimal varsa, oyunu bırakmayın. Ben toplama safhasından öncesinden başlayarak ve üst üste altı düşeş atarak benden oyun kazanan bir tavlacı gördüm. Bakan’ıma saygılar olsun. • Rakibiniz sizden yaşça büyükse, oyunda konuşma ve eleştirme iznini peşinen alın ve saygısızlık etmeden eleştirin. • “Bu tavlada oynanmaz” diyecek kadar seçici olun. • Elektronik tavla, hayatımda bir kere dahi olsun denemediğim bir türdür. Yorum yapamam. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hiçbir bilgisayar programı, oyunun zar ritminize göre nasıl değişik şekillerde oynanacağını çözecek kadar gelişmiş olamayacağı için, sadece istatistiktir. Oysa tavla, biraz zar, biraz istatistik toplamının çok fazlasıdır. Zar ritmi, sinüzoidal zar şansınıza uyumlu olarak, oyun çizginizi değiştirmekten geçer ki, ciltler boyu anlatılamaz. Sadece öğrenilir, minimum 50 yıllık tavla kıdemi gerektirir.  • Tavla bilir misin diye sual eden olursa, “Biraz” demekle yetinin. • Bir uğurlu sayınız olsun. Özellikle kırığınız var ise, tespit ettiğiniz o uğurlu sayıda, gele ihtimalinizin azaldığını varsayın. [Benim için uğurlu 2, uğursuz ise 3’dür.] • En önemli kaide; Açık oynamak bir tavla sanatıdır. Kapalı oyun, vurulma şansınızı ne kadar azaltıyorsa, aynı ölçekte kapı alma şansınızı da azaltır. Bilerek vurulmanın kazancın unsuru olduğu durumların sayısallığı hayal edemeyeceğiniz kadar çoktur.  • Hiçbir bilgisayar programı, aceminin tesadüfen kaç kere doğru oynayacağını hesaplayamayacağı için, 21 oyunluk bir partide “Aceminin Kazanma Şansı  yüzde 15’tir” denebilmesi, olsa olsa yüzde 15’lik bir isabet oranı taşır.  • İki açığınız kalacaksa, bu iki açığın aynı zarla [faraza 3] kırılmasını sağlayacak şekilde oynanması, en basit tavla kuralıdır. İkinci kırık, üzerine kapı alınmakla oluşacak birinci kırıktan evladır. Alacağınız kapı, altıncıysa, bu kural uygulanmaz. Kapı alınmadan, içeride iki pul kırılmasını öğrenmek, ayrı bir fasıldır. Ancak ikinci kırık, yek hanesinde ise, bu kural değişir. • Açığa yatılmaması ve arkaya pul atılmaması [pul öldürülmemesi] tavlanın anayasasıdır.  • Çareniz yoksa, mucizeye inanacak şekilde oynayın.  • İstatistik ve olasılık hesabı bilinmeden, kazanca giden oyun çizgisi, sadece şanstır. Bunun en basit örneği, tavlada en kolay atılan zar toplamı 6 olan [ki bir zarda 6 gelmesi ihtimali de bu kapsamdadır], en zoru ise toplamı 11 olandır. [Aradaki kapılar bu istatistiği değiştirebilir.] vuracak zar büyüdükçe [ki 6’yı aşan toplamlar bunun dışındadır] kırılma ihtimaliniz artar. 1 ile vurulma ihtimalinize kıyasen, 2 ile vurulma ihtimaliniz farklıdır. Çünkü, 1x1 de devreye girer. Aynı paralelde, 3 ile vurulma ihtimaliniz, 2 ile vurulma ihtimalinize nazaran gene daha büyüktür. Buna 1 nolu istatistik dersi denilebilir olup, bu dersler 100’e ulaştığında amatör, 500’ü aştığında nitelikli amatör kabul edilebilirsiniz.  • Kadim tavla atasözüne göre, “Dama”da süren “Tavla”da vuran kazanır.  Rahle-i tedrisimden geçmiş yüzlerce tavla oyuncusunun aziz hatırasına ithafen yukarıda sıraladığım çok kısa bir özeti dikkatlerinize sunarken, profesyonel spor hayatı yanında Türkiye’nin en istikbal vadeden tavlacısının bir futbolcu olduğunu, ancak ona eşdeğer ikincisinin ise, şimdilik “Kavas” [z] mertebesinde olduğunu belirterek, şu sualle yazımı noktalıyorum.  Tavla, sonlu bir oyun mudur? Yoksa isteğe bağlı olarak, sonsuza kadar sürdürülebilir mi? Bu suale cevap veremeyeceklerin, yukarıdakilerden tam anlamı ile bir ders çıkartabileceklerini tahmin etmiyorum.  Sonsuz saygılarımla.