16 Temmuz 2025, Çarşamba
Haber Giriş: 05.07.2025 00:02 | Son Güncelleme: 05.07.2025 00:02

Zirai dondan bahçesi yanan çiftçi Amasya’dan seslendi: 5 ton kirazım oluyordu, bugün bir tane bile meyve yok

Nisan ayında yaşanan zirai don nedeniyle bahçesindeki ağaçların hiçbirinde meyve olmadığını söyleyen Amasyalı çiftçi Ömer Dalgıç, “5 ton kirazım oluyordu. Bugün 40 liradan 200 bin lira yapardı. Bir tane meyve deseniz yok” dedi
Zirai dondan bahçesi yanan çiftçi Amasya’dan seslendi: 5 ton kirazım oluyordu, bugün bir tane bile meyve yok
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Nisan ayında yaşanan zirai don etkisini göstermeye başladı. Büyük şehirlede pahalı meyve fiyatlarıyla hissedilen don, meyve bahçelerinde ise meyvesiz ağaçlarla görünür oluyor. CHP’nin yarın Amasya’da 12’ncisi düzenlenecek “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” temalı mitingleri öncesi, zirai dondan en çok etkilenen illerden biri olan Amasya’daki meyve üreticileri, ANKA Haber Ajansı’na konuştu.

Amasya’nın Yeşilyenice beldesinde yaşayan ve meyve bahçelerinde elde ettiği kazançla yaşamını sürüdüren 60 yaşındaki emekli Kamil Kütük, zirai donun bahçesinde meyve bırakmadığını söyledi. Bahçesindeki hiçbir ağaçta tek bir meyve olmadığını belirten Kütük, “Yüzyılın donu meydana geldi. Ne kirazımızda ne şeftalimizde hiçbir ağacımızda meyve yok” dedi.

“Devletin destek olması lazım”

Bugüne kadar devletten herhangi bir destek gelmediğini belirten Kütük, “ÇKS’ye kayıtlıyım. Tarım İlçe Müdürlüğü’ne başvurduk. Diyalog içindeyiz ama hiçbir yazı gelmediği söyleniyor. Tabii ki devletin kurumu, oraya yazı gelmeyince bizim yaptıracak bir şeyimiz yok. Devletin bize bu konuda destek olması lazım” diye konuştu.

Yaşamını devam ettirebilmek için ihtiyacı olan tüm geliri bahçesinden elde ettiğini söyleyen Kütük, “Ben bugüne kadar çocuklarımı onunla okuttum, emekliliğim onunla. Benim devlet kurumundan bir kuruş kazancım yok. Ben 60 yaşındayım, bütün kazancım çiftçilikle, meyveyle” ifadelerini kullandı.

“Seneye maaşımız karşılığı kredi çekeceğiz”

“Bu yıl nasıl geçineceksiniz” sorusunu yanıtlayan Kütük, şunları söyledi:

“Çocuğun birini memur yaptım. Öbür iki tanesi evde beklemede. Biri öğretmen, atanamadı. 12 yıldır, atanamadı. Şu an bankadan kredi kullanmayı düşünüyorum. En ağırlıkta kazancımız kiraz. Şeftali, erik, turp, hurma; her türlü meyvemiz var, olmayan meyve yok. Arazim 20-25 dönüm civarında ama şu anda ilaççıya bile 54 bin lira ilaç borcu var. Nasıl ödeyeceğim, ben de bilmiyorum. Yine ilaç almaya gidiyorum. Dalda meyve olmadığı zaman ilaç vermeyeceksin, dibini sulamayacaksın diye bir kural yok. Her türlü bakımı yine yapıyorsun. Bu sene çok sıkıntıdayız.”

Bahçesini bir sonraki yıla kredi çekerek hazırlamayı düşündüğünü söyleyen Kütük, “Maaşımıza kredi çekeceğiz. Aydan aya hem yemeyeceğiz hem ödeyeceğiz. Öyle çevirmeye çalışacağız” diye konuştu.

“Çiftçinin halini soran yok”

Nisan ayından bu yana çiftçinin durumunu soran olmadığını belirten Kütük, şöyle devam etti:

“Şu ana kadar çiftçiyi gelip de bahçede gören de olmadı. Ne ziraat odaları ne tarım ilçe müdürlüğünden hiç kimse gelip de ‘Sen de şu halde misin’ diye soran olmadı. Böyle bir durum da var. Başımızda devletimiz var. Ama ortada hiçbir şey yok. Yapacak bir şeyimiz de yok. Ne yapabiliriz ki? Bize devletin bu yılda destek olması lazımdı. Sulamada seçim yılı, 2023’te yüzde 50 indirim yaptılar.

Seçim olduğunda yüzde 50 indirim yapıyorsun da dalda bir tane meyve yok; ben nereden bulacağım parayı? 15 bin lira şu anda. Allahtan ev kira değil. Ev kira olsa açız. Bugün lazım bana devlet. Ben geçen sene 300 bin lira kiraz sattım. Bu sene para yok. Ondan, bundan, tanıdığımdan borç aldım. Aydan aya ödemeye çabalayacağız. Bütün çiftçiler böyle. Adam devlet memurudur ayın 30’unda maaşı vardır ona bir sözüm yok ama benim bir tane emekli maaşım var. Şu anda hanım, iki tane üniversite okumuş çocuk evde duruyorlar.

“Ömrümde ilk defa sola döndüm”

Ömrümde ilk defa ben sola döndüm. Niye? Akıllısın, Allah akıl vermiş, eğriyle doğruyu ayırt etmeye başladık artık. Çiftçiyiz işte, kazancın olmadı mı yoksun. Sözüm ona 2 bin lira parayla gidiyorum yengenin siparişlerini alacağım, geri döneceğim. Allahtan çocuğun birini memur yaptık da o paçayı kurtardı.”

Çiftçi Bölükbaş: “Bu sene ne yapacağız bilmiyorum”

50 yaşındaki çiftçi Osman Bölükbaş ise zirai donun etkisini şöyle anlattı:

“Çiftçiyim. Bu sene dondan dolayı bir şey üretemedik. Ne kiraz var ne şeftali var ne vişne var ne kayısı var. Hiçbir ürünümüz yok. Borçlarımız da çok zaten. ‘Devletin kredi imkanı olacak’ dediler, o da sonuçsuz kaldı. Bankalara da borcumuz var zaten. İlaç borçlarımız var. Başka bir gelirimiz de yok. Bu sene ne yapacağız bilmiyorum. Devletten bir destek bekliyoruz, şu ana kadar çıkmadı. Ziraat odalarına sorduk, ‘Öyle bir destek yok’ dediler. Bamya yaptık, fasulye yaptık. Onunla geçinmeye çalışıyoruz. Başka yapacak da bir şey yok.

“Borçtan hapse düşeceğiz”

Amasya’da bütün düğünler iptal oldu maddi kaynaksızlıklardan ötürü. İnsanlar düğün, nişan yapamıyor. İnsanlar çok zor durumda. Devletin el atması lazım. Devletimizin destek olmasını istiyoruz. Bankaların faizsiz kredi sunmasını istiyoruz. Şu anda hiçbir şeyimiz yok. İlaç parası vereceğiz, para yok. Ekmek alacak paramız dahi yok. Borçlarımız öylece kaldı. 11’inci ayda borçlarımız var, bilmiyorum ne yapacağız. İnşallah devlet destek verir de öderiz. Yoksa hapse düşeceğiz, icraya düşeceğiz.”

Çiftçi Dalgıç: “5 ton kirazım oluyordu, bugün bir tane bile meyve yok”

Yeşilyenice sakini 60 yaşındaki emekli Ömer Dalgıç ise şöyle konuştu:   

“Malum don olayları oldu. Vatandaşımız çok mağdur, aşırı derecede mağdur. Benim şahsım adına 5 ton kirazım oluyordu. Bugün 40 liradan 200 bin lira yapardı. Beş kuruş gelirimiz yok. Devletten de doğru dürüst bir destek alamadık, vermiyorlar da hala onun peşindeyiz. Ziraat odaları falan hepsi üstünde duruyor. Ödeme falan yaptıkları yok. Şu halde arazimizin su parasını ödeyemiyoruz. Bir tane meyve deseniz yok. Bunun yanı sıra enflasyon aldı başını gidiyor. Vatandaşta sıkıntılar çok. Her türlü açlık, sefaletlik… Düğünlerin komplesi iptal oldu. Cenazeleri bile parayla kalkıyor. Ne biçim bir ülkede yaşadığımızın farkında değiliz. Allah bu milletin sonunu hayır eylesin."

“Bize verilen zam uygulanmadan doğal gaza zam yapıldı”

Yalnızca bir emekli maaşıyla geçinmeye çalıştığını söyleyen Dalgıç, “Ben şu pantolonu beş yıldır giyiyorum” dedi. Genç “Bahçenizin dondan etkilenmesi sonrasında bu yıl nasıl geçineceksiniz” sorusuna ise “Senden alacağım, ötekine vereceğim; ötekinden alacağım, berikine vereceğim. Geçinebilirsem geçineceğim, geçinemezsem ya silahı kafana dayayacaksın intihar edeceksin ya da ipi boğazına takacaksın öleceksin. Başka alternatif yok” diye konuştu.

Dün TÜİK tarafından açıklanan haziran ayı enflasyonu sonrasında emekli maaşlarındaki aylık enflasyon farkına deyinen Dalgıç, “Dün yüzde 16 bize zam verdi işçi emeklisine. Yüzde 16 zammı uygulamadan doğal gaza yüzde 25 zam verildi. Yüzde 3 akaryakıta zam verdi. Hiç verme, hiç verme de hiç olmazsa ben aldığım 20-25 bin lirayla idare ediyorum. Zıkkım olsun verdiğiniz” ifadelerini kullandı.

Dalgıç, bir çiftçi olarak devletten beklentilerini ise şöyle sıraladı:

“Yardım edecekse etsin. Bana veriyor yüzde 16, kendine anında 100 bin lira koyuyor. Türkiye’yi idare edenlerin hepsi; ben burada birine kasıtlı söylemiyorum. Burada eğer düzen varsa, ahlak varsa tabandaki de aynı olacak tavadaki de aynı olacak.”

Çiftçi Genç: “Vatandaş bitti”

60 yaşındaki emekli çiftçi Mehmet Genç donun etkisini şöyle tarif etti:

“Bahçemizde olmayan meyve yok kirazdan başla, üzüme kadar. Bu sene hepsi yandı. Ben 60 yaşındayım, bizim buraların yandığını hiç görmüyordum, bilmiyordum. 80 yaşındaki büyüklerimiz bile anlatıyorlar, ‘Biz bu seneye kadar görmedik’ diyorlar.” 

Nisan ayında yaşanan zirai donun bahçesini yüzde 100 etkilediğini belirten Genç, “Vatandaş bitti. Allahtan emekliyiz de kendimizi iyi kötü idare ediyoruz. Çocuklar da var, çalışıyor; onlar da yardım ediyor.”

Önceden ailelerin çocuklara yardım ettiğini şimdi durumun tam tersine döndüğünü söyleyen Genç, şöyle devam etti:

“Önceden benim arazim de yoktu. Ben çalışıyordum da. Bu kadar da arazi de aldım. Ama birkaç senedir kendimizi geçindiremiyoruz.”

“Devletten bir kuruş yardım görmedim”

Bu yıl krediyle geçineceğini belirten Genç, “Şimdi su parası var 15 bin lira. Onu veremedik. İlaç borcu var, seram var benim. Sadece fide parası 100 bin lira. İlaç hariç. 100 de ilaç tutsa 200. Domates para yapmıyor. Geçen biraz topladım 13 lira yazdılar burada” diye konuştu.

Devletten herhangi bir destek almadığını söyleyen Genç, “Benim seramın sigortası da var. İki kere yandı seramdaki sebzeler bir kuruş yardım görmedim. Çadırım patladı, yardım görmedim devletten. Hep kendi imkanlarımla… Bir çiftçi olarak yardım bekliyoruz ama yardım da zor” dedi. 

Temiz: “Geçen yıl bu bahçeler hep kirazdı”

66 yaşındaki çiftçi Nuriye Temiz, durumu kendi bahçesinden gösterdi. Temiz, “Meyve bu sene olmadı. Kuruyan ağaçlarımız var, meyveler yandı. Kiraz var, Trabzon hurması var, elmalarımız… Aşağıda iki dönüm yerimiz vardı, oradan da hiçbir şey alamadık” dedi.

Bu zamanda bahçelerin meyve dolu olması gerektiğini belirten Temiz, “Bu bahçeler hep kirazdı, bu sene hiçbir şey alamadık” dedi. “Nasıl geçineceksiniz” sorusuna ise “Emekli aylığıyla gücümüz yettiği kadar çalışacağız” diye konuştu.

“Yaz deftere…”

Bu yıl ürün alınmamasına rağmen ilaçlama yapılmazsa gelecek yılın tehlikeye gireceğini belirten Temiz, “Bahçeyi hangi parayla ilaçlayacaksınız” sorusuna karşılık “Yaz deftere” yanıtını verdi. Temiz, “Deftere yazacaklar. Olursa gelecek yıl vereceğiz yoksa yok. Borçlanacağız. Zaten çoğu borç içinde. Geleceğini de borçla alacaklar.”

“Çiftçinin içi yandı”

Herhangi bir yetkilinin durumu görmek veya destek için kendilerine ulaşmadığını belirten Temiz, “Gelip de bakmadılar neresi yanmış diye. Destek istiyoruz. Sadece biz değil, bütün halk yardım bekliyor. Destek olmazsa çiftçiler yandı. İçi yandı. Devletten yardım bekliyoruz.”

“Kiraz ikram edecektim, bir tane yok ki vereyim”

Geçen sene bahçesindeki ağaçların dallarının meyvenin ağırlığından kırıldığını söyleyen 85 yaşındaki Kaya Temiz ise şöyle konuştu:

“Bu sene bir şeyimiz yok. Bahçenin ortasına fasulye yaptık, kabak yaptık, geçineceğiz. İyi kötü aylığım olmasa ben bütün açım. Ne yapacağız biz. Devlet bize yardım etse. Buradan ben sana kiraz verecektim, bir tane yok ki vereyim. Meyve dolu olması lazım. Buraya geldin benim sana hediye vermem lazım ama yok ki vereyim. Bir ağaç kayısım vardı, 15 sele kayısı topluyordum, bir satılma satılıyordu şekerpare. Ama bu sene yok. Eğer devlet bize destek verirse biz iyi kötü kışı geçiriyoruz. Destek bekliyoruz. İyi kötü 5 lira, 10 lira”

Kaynak: ANKA