29 Mart 2024, Cuma
Haber Giriş: 17.12.2021 04:50 | Son Güncelleme: 23.02.2022 21:09

Çocuklar daha iyisini hak ediyor

Covid-19 tüm dünyada çocukların refahına zarar veriyor, eğitim dışında işsizlik ve yoksulluğu da artıran çok katmanlı etkileri var. Salgın sonrası toparlanma işlerin eski haline dönmesi olmamalı. Yüz milyonlarca çocuk için “normal” zaten hiçbir zaman yeterince iyi değildi
Çocuklar daha iyisini hak ediyor

2021 yılı hiçbir ülkede çocuklar için kolay bir yıl olmadı. Bu yıl da eğitim, sağlık, hijyen, sosyal koruma, çocuk koruma alanlarındaki temel hizmet eksikliklerinden, insani krizler, göç ve çatışmalardan ve iklim değişikliğinin giderek ağırlaşan sonuçlarından yüz milyonlarca çocuk etkilendi. Bütün bu zorlukları daha da derinleştiren  Covid-19 salgını üçüncü yılına girerken, çocukların refahı ve geleceğine yönelik çalışmalarımızı hızlandırarak devam ettirmemiz gerekiyor.   Covid-19 tüm dünyada ve Türkiye’de çocukların refahına zarar veriyor. Salgının, okulları kapanmaya zorlayan, çocukları arkadaşlarından ve öğretmenlerinden ayıran, aileler ile çocukların ruh sağlığını bozan ve kırılganlıklarını artıran, işsizlik ve yoksulluğu derinleştiren çok katmanlı etkileri oldu. Salgın sırasında eşitsizliklerin çocukların yaşamını nasıl derinden etkilediğini bir kez daha gördük.  Covid-19’un yayılımını engellemek, yaşamları kurtarmak, aşılama oranlarını artırmak, eğitim-öğretimin mümkün olan her şekilde devam etmesini sağlamak için pek çok program uygulamaya konulurken, bir yandan da krizden etkilenen haneler ve işletmelere ekonomik destekler sağlandı. Bütün bu çalışmaların daha da artarak devam etmesi ve iklim krizine yönelik çalışmalarla güçlü biçimde birleştirilmesi büyük önem taşıyor.  Umut verici bir gelişme de var: Giderek daha fazla sayıda çocuk ve genç, kendilerinin ve akranlarının yaşadıkları sorunlar, iklim değişikliği, çocuk hakları, ve tüm çocukların nitelikli hizmetlere erişiminin sağlanması gibi konularda düşüncelerini güçlü bir şekilde dile getiriyor. Bu durum bizi cesaretlendiriyor. UNICEF ve Gallup tarafından Dünya Çocuk Günü öncesinde yayımlanan yeni bir uluslararası araştırmaya göre, gençlerin her nesille birlikte dünyanın daha iyi bir yer hâline geldiğini düşünme eğilimleri, önceki nesillere göre daha yüksek. Gene aynı çalışmaya göre, genç neslin  Covid-19 sırasında bilim insanlarına güvenme ve iş birliğini destekleme ihtimali daha yüksek. Bir başka deyişle, çocuklar dünyayı daha temiz, müreffeh ve adil bir yer hâline getirmek isteyenlerin doğal müttefikleri. Gezegenimizin ve kendilerinin geleceği için çocukların ciddi endişeleri var ama kendilerini çözümün bir parçası olarak görüyorlar ve bunda aktif bir rol almak istiyorlar.  2021’de Türkiye’deki 70’inci yılına giren UNICEF, Türkiye’deki tüm çocukların yaşamını iyileştirmek, birey olarak tüm haklarını eksiksiz bir şekilde kullanabilmesini sağlamak ve özellikle de en kırılgan durumdaki çocuklara yönelik hizmetlerin kapsamını ve niteliğini artırmak için kamu yönetimi, merkezi ve yerel yönetimler, sivil toplum, özel sektör, üniversiteler ve çocuklarla çalışmaya devam ediyor. 

Öğrenme kayıpları

Covid-19 küresel olarak 1.5 milyardan fazla öğrenciyi etkileyecek biçimde, eğitim sistemlerinde daha önce benzeri görülmemiş kesintiler yarattı; okulların ve diğer öğrenme ortamlarının kapanmasına neden oldu. Eğitim-öğretim hayatının sekteye uğraması, sadece öğrenme kaybı anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, okuldan uzak kalmayla beraber artabilecek olan okul terk riskleri, çocuk koruma riskleri, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, sağlık sorunlarının erken teşhisi, adalet hizmetlerine erişim, sosyal-duygusal gelişim ve beceriler alanlarında yaşanabilecek zorluklar da büyük resmin bir parçası. Bu nedenle dezavantajlı ve kırılgan gruplarda olan çocuklar, engelli çocuklar, kız çocukları, çocuk işçiliği, erken ve çocuk yaşta zorla evlendirilme gibi riskler altında olan çocuklara yönelik çalışmalar daha da önem kazanmış durumda. Dünya Bankası, UNESCO ve UNICEF tarafından yayımlanan yakın tarihli bir rapora göre mevcut öğrenci nesli,  Covid-19 salgınına bağlı okul kapanmalarının bir sonucu olarak 17 trilyon dolarlık (mevcut küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 14’ü) bir gelir kaybı riski altında. UNICEF’in hem dijital ve uzaktan eğitim sistemlerine önem vermesinin hem de okulları açık tutmak ve okulların öğrenim için güvenli ortamlar olmalarına destek olmak amacıyla savunu ve teknik destek çalışmaları yapması konunun bu çok boyutlu doğasından kaynaklanmakta.  UNICEF, uzun yıllardır tüm çocukların nitelikli eğitime erişimini artırmak için tüm paydaşlarıyla iş birliği içinde çalışıyor. Millî Eğitim Bakanlığı, okullar, öğretmenler, müfredat ve öğrenciler bu iş birliğinin temel bileşenleri. Salgın döneminde okullara, halk eğitim merkezlerine, iş başında öğrenim yapılan mesleki/teknik eğitim merkezleri ve küçük/orta ölçekli işletmelere temel hijyen malzeme destekleri,  iş sağlığı ve güvenliğini artırmaya yönelik uygulamaların  Covid-19’a dair tedbirleri de içerecek şekilde güçlendirilmesi gibi çalışmalar da bu iş birliğinin bileşenleri oldu. Bunların yanı sıra, UNICEF okullara güvenli şekilde geri dönüşü savunan bir dizi faaliyetle Okula Dönüş kampanyası yürüttü. Sosyal medya ve iletişim çalışmalarını da içeren bu kampanyayla, ebeveynler ve öğretmenlerin çocukların okula dönmesine verebileceği katkıları güçlendirmesini sağlayan mesajlar ve öneriler 10 milyondan fazla kişiye ulaştı.