28 Mart 2024, Perşembe
20.08.2021 04:30

55 yıllık umut destanı

Bir dünya düşünün ki açlık, yoksulluk, suç ve savaş olmasın. Milliyet, kadın-erkek, siyah-beyaz ayrımcılığı silinmiş, herkes birbirinin dilini anlar hale gelmiş, insanlar servet edinme tutkusundan sıyrılıp kendilerini ve insanlığın geri kalanını geliştirmeye adamış olsun. Bilim insanlarının en sevdiği bilim kurgu eseri Uzay Yolu (Star Trek) böyle bir gelecekte geçiyor. İlk bölümü 1966’da yayımlanan Uzay Yolu yaşlanacağına gençleşiyor. Aynı evrende geçen 10’uncu TV dizisi Prodigy çocuklara yönelik olacak. (Tabii bu, çocukluğu biraz geride kalmış benim gibi fanatik hayranların da ekran başında olmasını engellemeyecek.) Büyüdüklerinde dünyaya yön veren bir grup insanın yaşamını şekillendirmiş (örneğin para babası Jeff Bezos’u hem son sinema filminde ağır makyajla “Bezos” adında bir uzaylıyı canlandırmaya, hem de 3 bin 500 kişinin çalıştığı bir roket şirketi kurup ilk uzay yolculuğunu da bizzat yapmaya itmiş) olan bu iyimser destanı çocuklarınıza seyrettirin. Siz de izleyin. Uzay Yolu’nun öyküsünün ağırlıklı kısmı yukarıda anlattığım cennet benzeri Dünya’da değil, evrenin çok daha sıkıntılı yerlerinde geçiyor. İnsanlık o olgunluk çağına kolay ulaşmamış. 21. yüzyıl ve sonrasında bayağı bocaladıktan sonra günün birinde ışıktan hızlı giden bir uzay gemisi yapılıyor. O gemi uzayda zaten cirit atan ileri uygarlıklardan biri tarafından fark ediliyor ve bu aşamaya ulaşmış olduğumuz için bizimle temas kuruyorlar. Başka uygarlıklarla dolu bir evrende yaşadığını anlaması insanlığın birleşmesine yol açıyor, şaşırtıcı hızla ilerleyen bu yeni yetme uygarlık kısa sürede gök adanın sayılı güçlerinden olan Birleşik Gezegenler Federasyonu’nun kurucu üyelerinden biri oluyor. Öykümüzün kahramanları önce Birleşik Dünya’nın, sonra da Federasyon’un donanması diyebileceğimiz Yıldız Filosu’nun gemileri ve üslerinde çalışan ve yaşayan canlılar ve bazen de makineler: Askerler, onların aileleri, sivil personel, robotlar, vs. 

Teknolojinin başlangıç noktası

Federasyon barışçı bir devlet. Gök adadaki kimi rakiplerinin aksine işgal yoluyla büyümek istemiyor. Yıldız Filosu da temelde savunma ve bilimsel keşif amaçlı. Ama ne olur ne olmaz diye en gelişmiş silahları bulundurmaktan da geri kalmıyor. Öykünün 55 yıldır izlediğimiz kısmında yaklaşık bin yıllık bir gelecek tarih diliminde yedi farklı Yıldız Filosu subayının ekipleriyle birlikte yaşadığı serüvenlere tanık olduk. İşin içine zaman yolculukları ve paralel evrenlere ziyaretler de girdi.  Kamuoyunun önce Uzay Yolu’nda, çok sonra ise “gerçek bilimde”, hatta gerçek hayatta gördüğü bilim ve teknoloji kavramları saymakla bitmez. Bunda hem dizinin yazarlarının bilimsel gelişmeleri yakından takip ediyor olması, hem de zaman geçtikçe yeni nesil bilim insanları ve mühendislerin Uzay Yolu’ndan esinlenmesinin rolü var. Çok kısa bir liste yapmak gerekirse, cep telefonları, tablet bilgisayarlar, otomatik çeviri, konuşarak iletişim kurabildiğimiz bilişim sistemleri, sanal gerçeklik ve Stephen Hawking’in dünyayla iletişim kurmasına elveren destek bilgisayarı gerçeklerinden yıllar önce Uzay Yolu’nda görülmüştü. Bir yerden bir yere “ışınlanma” yoluyla gitmek Federasyon subaylarının bunu TV ekranında yapmasından yıllar sonra gerçek dünyada temel parçacıklara nasip oldu, büyük cisimler için bunu başarabilir miyiz bilemiyoruz. Her hafta başka bir yıldıza gidip görelilik etkileriyle uğraşmak zorunda kalmamak için senaristlerce uydurulan ışıktan hızlı gidiş sistemi “bükme motoru” ise en azından Einstein’ın yasalarını hiçe saymadan geminin değil, içinde bulunduğu uzay kısmının ışıktan hızlı gitmesine dayalı ve bu konuda teorik çalışma yapan gerçek fizikçiler var. (Uzayın kendisinin ışık hızını aşması gerçekten de mümkün.)

Hawking’le Newton’ın poker masası

Bilim insanlarının Uzay Yolu hayranlığının şimdilik en uç örneği, Stephen Hawking’in dizide kendisinin simülasyonu olan bir sanal gerçeklik karakterini canlandırdığı tadına doyum olmayan sahne: İnsan olmanın sırrına ermeye çalışan robot subay Data, tarihin en büyük üç fizikçisi Newton, Einstein ve Hawking’in hologramlarıyla poker oynuyor. Fizik esprilerinin gırla gittiği partiyi Hawking kazanıyor. Çekim için gittiği stüdyoda gezerken dizideki uzay gemisinin bükme motorunu gören Hawking “Bunun üzerinde çalışıyorum” demiş! Uzay Yolu’nu diğer bilim kurgu başyapıtlarından farklı kılan özelliği, geleceğe ilişkin barındırdığı umut mesajı. Şimdi sıkıntıda olabiliriz ama aklı ve bilimi öne çıkarırsak hem barışa hem de bolluğa ulaşabilir, hastalığı ve sömürüyü silebilir, doğanın harikalarını birlikte keşfedebiliriz. İlle bir şeye inanacaksanız buna inanın.