29 Mart 2024, Cuma
12.02.2021 06:00

Aşka kafa yoran 5 büyük zihin bize ne anlatıyor

Bu hafta aşka dair başlıklar okuyacaksanız bu sayfalarda. Ama aşkı yaşamakla yetinmeyen, onu otopsi masasına yatırmaktan hoşlanan yazarlar ve önemli eserleri var

Stendhal: Zafer gibi bir felaket

En ünlü örnek Stendhal… Mutsuz aşklarıyla tanınan yazar, Milanolu bir kadına hayatı boyunca duyduğu tutkulu, takıntılı fakat maalesef karşılıksız aşktan öylesine etkilenmiş ki bu durumu analiz etmek için Aşk Üzerine’yi yazmaya karar vermiş. Stendhal aşka nesnel açıdan bakmaya çabaladığı eserinde, aşk duygusunun insan ruhunda yaptığı köklü değişimleri ortaya çıkarıyor, teoriler geliştiriyor. Bu karşılıksız aşk onun felaketi, edebiyatın ise zaferi olmuş. Aşk Üzerine/ Stendhal/ Ren Kitap/ 288 Sayfa.

Alain de Botton: Duygu rehberi

Stendhal’i çok sevdiği bilinen ve onun yolundan giden bir diğer yazar ise Alain de Botton. Hatta bu öyle bir takip ki kendi kitabının adı da Aşk Üzerine! Botton da aşka kafa yoruyor. Botton, insanoğlunun yaşadığı en yoğun duygunun haritasını Aristo, Marx, Nietzsche, Wittgenstein, Tolstoy ve Stendhal’ın rehberliğinde çıkartıyor. Yazarın hınzır, duyarlı, gerçekçi ve bilge kaleminden aşkın tetiklediği ruh halleri birer birer dökülüyor. Aşk Üzerine/ Alain de Botton/ Çeviren: Ahu Antmen/ Sel Yayıncılık/ 225 Sayfa.

Barthes: Arzu anatomisi

Sırada bir klasik var… Roland Barthes Bir Aşk Söyleminden Parçalar’da aşkı, kullandığımız dil üzerinden yorumlamayı seçmiş. Barthes’ın edebiyatın başlıca aşk metinleri üstünden yazdığı bu arzu anatomisi kitabında, âşık olan herkesin iyi bildiği o bekleyişler, randevular, mektuplar, âşık olmak için âşık olmalar, ‘ölesiye seviyorum’lar, tartışmalar, intihar tehditleri, terk edip tekrar bir araya gelişler var. Yazarın, aşk söylemini kavramlarla, çağrışımlarla yeniden oluşturduğu bu parçalar ‘aşk’ın, kelimenin belki de şimdi dünyamızdan yavaş yavaş çekilen o eski anlamıyla, nasıl bir ‘tutku’ olduğunu gösteriyor. Bir Aşk Söyleminden Parçalar/ Roland Barthes/ Çeviren: Tahsin Yücel/ Metis/ 215 Sayfa. 

Bauman: Çatışan istekler

Akışkan Aşk’ta ise çağımızın en özgün düşünürlerinden, 2017’de kaybettiğimiz sosyolog Zygmunt Bauman yaşadığımız çağdaş zamanlardaki aşkı ve aşk ilişkilerini ele alıp yorumluyor. Akışkan modern dünyamızda birlikte ve ayrı ayrı yaşamanın risk ve kaygılarına adanmış kitabında; Bauman insanlar arasındaki bağların kırılganlığına, güvensizlik duygusuna, modern çağın kışkırttığı çatışan arzulara ve aşktan kökten değişen doğasına dair yazıyor. Akışkan Aşk, İnsan İlişkilerinin Kırılganlığına Dair/ Zygmunt Bauman/ Çeviren: Işık Ergüden/ Alfa/ 206 Sayfa.

Badiou: Çevrimiçi flört

Ve geldik şu günlerde yeniden basımı yapılan, bana göre bu konunun en özel en zihin açıcı kitaplarından birine… Zamanımızın filozoflarından Alain Badiou ‘çevrimiçi flört’ün risksiz romantizm vaat ettiği, sevginin ise çoğu zaman sadece arzu ve hedonizmin bir çeşidi olarak görüldüğü tüketimcilikle dolu bugünün dünyasında, aşkın artık tehdit altında olduğuna inanıyor. Rimbaud’nun ünlü “Aşkı yeniden icat etmeli, besbelli” sözünü özümseyen Aşka Övgü; Kierkegaard, Platon, de Beauvoir ve Proust gibi isimlerin de eşlik ettiği, 21. yüzyıl modernliği karşısında yeni bir aşk anlatısı sunuyor bize. Aşka Övgü/ Alain Badiou, Nicolas Truong/ Çeviren: Orçun Türkay/ Tellekt/ 72 Sayfa.

Elif’in Seçtikleri: Yeni kitaplar

Empedokles’in Dostları, Amin Maalouf, Çeviren: Ali Berktay, Yapı Kredi Yayınları, Roman, 216 Sayfa Amin Maalouf yeni romanıyla sekiz yıl aradan sonra okurlarını yeniden selamlıyor ve Empedokles’in Dostları’nda bu kez geleceğe yönelik bir kurguyla dönüş yapıyor. Ölümcül Kimlikler ve Uygarlıkların Batışı kitaplarında yer verdiği eleştirel gözlemlerin izinde yarı distopik bir dünya çiziyor. Atlas Okyanusu kıyısındaki küçük Antioche adasının yalnızca iki sakini vardır: sessiz bir hayat sürmek isteyen Alec ile yazdığı ilk romanın başarısı sonrası her şeyi ardında bırakan esrarengiz Ève. Bu iki insanın yolu bir gün elektriğin, telefonların, televizyon yayınlarının, internetin, kısacası her türlü iletişim aracının etkisiz hale gelmesiyle kesişir. Gezegen bir nükleer felaketin eşiğinde midir? İmkânsız Bir Liste, Derya Erkenci, Doğan Kitap, Roman, 320 sayfa Yazar Mert Zamangil bir sabah bakımsız bir motel odasında uyanır. Oraya neden ve nasıl geldiğini bir türlü anımsayamaz. Defterlerinden birinin arasında ortadan ikiye katlanmış bir sayfa bulur. Bu kendi el yazısıyla yazılmış 17 maddelik bir listedir. İlk maddede “Hande’yi bul” yazmaktadır. İstanbul’a dönmeye ve listedeki izleği takip etmeye karar verir. Eski sevgiliye ulaşmak için çıkılan bu gizemli yolculuk, ölen babası, hâlâ hayatta olan annesi ve ağabeyi üzerinden yaşanacak tuhaf bir geçmiş hesaplaşmasına dönüşecektir. Fikirler ve Görüşler, Albert Einstein, Çeviren: Aynur Özcan Gümüş, Alfa Yayıncılık, Popüler Bilim, 376 Sayfa Fikirler ve Görüşler, Einstein’ın yazılarının kapsamlı bir derlemesinden oluşuyor. Kitapta Einstein’ın toplum üzerine düşünceleri, din ile bilim karşılaştırmaları, Amerika incelemeleri ve bazı popüler fizik konuşmalarının yanı sıra silahsızlanma, Yahudi sorunu, Almanya ve faşizm gibi daha politik yazıları da bulunuyor. Ayrıca Einstein’ın bilim felsefesinin geniş bir özeti de yer alıyor. Kuramsal fiziğin temellerinden göreliliğe, kuantum kuramı hakkındaki çekincelerinden genel kütleçekim kuramına kadar en önemli fizik problemlerini masaya yatırıyor. Namus Adına - Pakistan’dan Yükselen Adalet Sesi, Mukhtar Mai, Çeviren: Banu Tatari, Epsilon Yayınevi, Biyografi, 104 Sayfa Namus Adına, TIME tarafından “Dünyanın En Etkili Kişileri” listesine seçilen Mai’nin sarsıcı hikâyesini anlatıyor. Mukhtar Mai, Haziran 2002’de acı dolu ve sarsıcı bir olay yaşadı. Pakistan’ın Meerwala köyünde ailesiyle birlikte sessiz, sakin bir hayat sürmekteyken, erkek kardeşine yöneltilen suçlar için sorumlu tutuldu.  Namus meselesi yüzünden, çarpık bir aşiret sisteminin mağduru oldu. Bu onur kırıcı trajedi karşısında pes etmemeyi seçti ve köyünde aynı çarpık sistemden muzdarip diğer genç kadınların sesi olmak üzere, adalet mücadelesine başlayınca hikâyesi BBC ve TIME gibi büyük yayınlar sayesinde global bir yankı buldu.