29 Mart 2024, Cuma
13.08.2021 04:30

Bahçedekiler için karne vakti

Olağanüstü sıcaklardan geçiyoruz. Bahçemde buna dayanan var dayanamayan var. Seneye herkesin yeri yeniden düşünülecek. Bu koşullarda sınıfta kalanlar, torpille geçenler, yıldızlı pekiyi alanlar ise şöyle...

İlk senem soğuğa şaşırmakla sonraki 4 senem gece gündüz sıcak farkına bozulmakla, bu senem de sıcağa üzülmekle geçti. Kendine has bir iklime sahibiz artık. Kışın sabaha karşı eksi 8’ler olurken aynı gün sıcaklık 25 dereceye çıkıyor. Sel şeklinde tek bir yağmurun ardından hiç yağmursuz bir bahar sonrası termometrede 50 santigrat ibaresini gördüğümüz bir yaz geçiriyoruz. Üzerine titrendiği, sulandığı halde aralık camdan esen sıcak rüzgarla evin içinde dahi bazı bitkilerin yaprak kenarları kavrulup kıtır kıtır oluyor.  Havaların gittikçe daha ekstremlere doğru değişeceği ve su ihtiyacının da artacağı bilgisiyle önümüzdeki yıl bahçedeki yerini garantiye alanlar, bir yıllığına daha korunaklı bir yerde durmak için geçer not alanlar ve sınıfta kalanların bir listesini yaptım. Bahçemin müdiresi olarak notları paylaşmak istiyorum! 

Kalbimde yer edenler

Sanki kupkuru olacak ve ha desen kendiliğinden tutuşacak sandığım halde bana mısın demeyen, endamından taviz vermeyen “ornamental grass” yani süs amaçlı otlar kalbimde yer etti. Bordo yaprakları ile Pennisetum glaucum “rubrum” ve Miscanthus’larla Stipa’lar muazzam duruyorlar. Carex’ler de, mavi çim dedikleri Festuca’lar da öyle. Üstelik sulamayı aksattığım sıcak günlere rağmen. Sınıfı kesinlikle geçtiler.  At kuyruğu diye bilinen Equisetum hyemale, olan bitenden hiç oralı değil, nasıl olup da milyon yıldır bu dünyada değişmeden kaldığını anlamış olduk! O denli kendine güvenli. Su seviyor dense de gayet az sulanan yerde de, hafif gölgede de, saksıda da, tam güneşte de hiçbir fark yok. Sınıfı tam yıldızlı pekiyi ile geçti.  Canna’lar oldukça tropik ve hassas yapraklı gözükseler de en ufak bir sararma, uçlarında kararma yok. Şaşırdım. Sınıfı geçtiler elbette. 
Otsu bitkiler.
Otsu bitkiler.

Muzlar sınıfta kaldı

Yıldız yaseminler, mor salkım, Pittosporum, Vinca’lar, Agave, Biberiye, kekik, lavanta, ada çayı, son derece sağlam. Gel gör ki muzlar perişan oldu, yapraklar lime lime parçalandı, eğildi, kırıldı, kavruldu. Sınıfta fena kaldılar. Gingko biloba ağacının bazı yaprakları yandı. Çiçekleri açınca yana doğru eğilip üzerine fil oturmuş gibi gözüken Crocosmia’lar yine bu sene yan yatmıştı.Çok kötü gözükenleri soğanıyla, bazılarını yapraklarının ucundan bazılarını da dipten budadım. Seneye magmaya yakın bir derinliğe dikip eğilmemesi için bir şans daha vereceğim, yanmasın kavrulmasın diye de biraz daha korunaklı, filtre aydınlık bir yere geçireceğim. Orada da “A, burası da çok güneşsiz, çiçek açmııciiiim” diye bana afra tafra yaparsa gideceği yer kompost olacak!  Phormium’lar çok iyi gidiyordu, kocaman ve sağlıklı şekilde büyütmüş çoğaltmıştım. Aradığım bitkiyi buldum diyordum, hem her dem yeşil, hem soğuğa dayanıklı, hem de budama filan istemiyor diyordum. Yangın haftası sonrasında uçları hatta yapraklarının yarısı kavrulmasın mı! Bozulan yaprakları manikür yapar gibi uçlarından budadım, 4.5’tan 5’le sınıfı geçtiler şimdilik. İlk 3 sene bahçenin her yeri limon otu idi, kışın donuyor diye kuru yaprakları üzerinde bırakarak baharı bekliyordum, hem çirkin gözüküyor hem de budaması biraz uğraştırıyordu. Sıcaklarda mutsuz oldu, kavruldu. Daha tropik ve nemli ortam istediği için hoş görüyor ve torpille sınıfı geçiyor.  Sukulent olduğu için etkilenmez sandığım ve beni hayal kırıklığına uğratan bir diğer bitkim de yumuşak yapraklı Yucca oldu. Kanaat notuyla sınıfı geçti.  Ortanca’lar, kudret narı, saksıdaki çilekler, Japon şemsiyeleri ve tilki kuyruğu tipli Kuşkonmazlar iflah olmaz şekilde kavruldular. Üstelik sürekli sulama istiyorlar. Kudret narını disipline verdim, meyveleri ufacık kaldı, daha turuncu olur olmaz döküldü, bir tane yedim yemedim. Ortancalar tüm gün üzgün ve sünük. Saksıdakileri toprağa alarak bir sömestir daha şans vereceğim sonrasında yine olmazsa kompost olacaklar. 

50 dereceyi başarıyla atlattı

Etkilenir sandığım ama beni sevindirenlerden biri Antalya’da Gülgün Peyzaj’dan tedarik ettiğim, artık çok su ve ilaç isteyen çimler yerine golf sahaları için bile ayrık otundan geliştirdikleri fide veya rulo olarak ürettikleri Zoysia çimi oldu. Sanırsın İsviçre Alpleri’nin yağışlı, bahar havasında bir hafta geçirdik. Fide olarak tek tek diktiğimiz Libya çimi de hiç ama hiç sararmadan, çiçeklerinden bile vazgeçmeden her zamanki sulama düzeninde 50 dereceli, fön rüzgarlı günleri başarıyla atlattı. Yıldızlı pekiyiyi hak etti.