19 Mart 2024, Salı
15.10.2021 04:30

Bedavaya bir evren

Emmy Noether 1882’de Erlangen’de doğdu. Erlangen Üniversitesi’nin senatosu 1898’de kız öğrencilerin erkeklerle birlikte okumasının “akademik düzeni altüst edeceğini” duyurarak uygarlık düzeyini belli etmişti. Emmy öğretmenlik yapabilecek düzeyde İngilizce ve Fransızca bilmesine karşın zor yolu seçip kaydolmasının yasak olduğu üniversitede hocalardan teker teker izin alıp derslerine girerek matematik öğrenmeye başladı. 1903 kış yarıyılında da Göttingen Üniversitesi’nde aynı yöntemle derslere girdi. Erlangen 1904’te kadın öğrenci yasağını kaldırınca resmen kaydolan Emmy, 1907’de “değişmezler” konusundaki teziyle doktora derecesini aldı. Bir fonksiyonun belli bir özelliği var diyelim. Siz o fonksiyonu belli bir çerçeve içinde nasıl değiştirirseniz değiştirin, o özellik değişmeden kalıyorsa işte ona (tahmin edeceğiniz gibi) “değişmez” denir. Matematiğe aşkla bağlanan Noether, kısa sürede bu konunun dünya çapındaki bir numaralı uzmanı oldu.  Emmy doktorasından sonraki yedi yıl boyunca Matematik Enstitüsü’nde hocalık yaptı fakat Erlangen artık kadınların ders almalarına ve hatta vermelerine peki dese de henüz onlara resmen maaş bağlamaya hazır olmadığı için emeklerinin karşılığında tek kuruş para almadı. Bu dönemde daha sonra büyük katkılar yapacağı soyut cebirle ilgilenmeye başladı. 1915’te Albert Einstein kütle çekimi anlayışımızı baştan yazan genel görelilik kuramını ortaya koydu. Aynı sonuca ulaşma yarışını kıl payı kaybetmiş olan büyük matematikçi David Hilbert ve Göttingen’deki iş arkadaşı Felix Klein, Einstein’ın çalışmasını incelediklerinde tuhaf bir şey fark ettiler. Denklemler enerjinin korunumu yasasına uymuyor gibiydi!

Einstein mı hatalı yasa mı?

Korunum yasalarını liseden hatırlarsınız. Bir niceliğin toplam değerinin hep aynı kaldığını söylerler. “Enerjinin korunumu”, kapalı bir sistemin toplam enerjisinin asla değişmeyeceğini söyler. “Kütlenin korunumu”, Lavoisier’nin “Hiçbir şey yok olmaz, hiçbir şey yoktan var olmaz” sözüyle özetlediği kuraldır. Daha birçok korunum yasası var. Einstein mı hatalıydı, yoksa enerjinin korunumu yasası mı? Hilbert ve Klein bu problemi çözse çözse değişmezler uzmanı eski öğrencileri Emmy Noether’in çözebileceğini düşünüyordu. Kendisine Göttingen Üniversitesi’ne gelmesini önerdiler. Fakat bir engeli gözden kaçırmışlardı. Noether’in kadroya alınmasını önerdiklerinde tarih ve felsefe hocalarının itirazlarıyla karşılaştılar: “Askerlerimiz üniversiteye döndüklerinde bir kadının ayaklarının dibinde ders almaları gerektiğini görünce ne düşünürler?” Hilbert buna “Adayın cinsiyetinin öğretim üyesi olarak alınmasına karşı bir argüman olduğunu düşünmüyorum. Ne de olsa burası bir üniversite, hamam değil!” cevabını verdiyse de taş kafalılara laf dinletemedi. Noether Göttingen’e taşındı ama okula resmi olarak kabul edilmedi. Hilbert’in adına açılan dersleri gayriresmi olarak verdiği ve yine tek kuruş maaş alamadığı yeni bir döneme başladı. Noether 1918’de Hilbert ve Klein’ın sorusunu cevaplamayı başardı. Fizik biliminin en önemli buluşlarından biri olarak kabul edilen Noether Teoremi, bize sadece enerjininkiyle değil, akla gelebilecek her korunum yasasıyla ilgili müthiş bir kavramsal anahtar sunar. Teorem, bir fiziksel sistemin davranışını belirleyen denklemlerin “sürekli simetri” denen bir özelliğe sahip olmasıyla o sistemde bir niceliğin korunum yasasının geçerli olmasının el ele gideceğini söylüyordu. Yani sisteminizin denklemine bakıp o sistemde bir şeyin korunması gerektiğini söyleyebilirsiniz. Veya sisteminizde bir şeyin toplam miktarı hep aynı kalıyorsa o zaman denkleminin bu özelliğe sahip olduğundan emin olabilirsiniz. Bu, fizikçilerin yeni keşifler yapması için hazırlanmış büyülü bir araçtı.

Yeni bilgi eski yasayı çöpe attı

Noether bu aracı kullanarak genel göreliliğin zamanın “eğilip bükülmesine” el veren denklemlerinin bu açıdan sürekli simetri barındırmadığını, bu yüzden de Einstein’ın haklı olduğunu, yani evrenimizde enerjinin korunmadığını gösterdi. Eski çağların bir “yasa”sı daha yeni bilginin ışığında çöpü boylamıştı. Göttingen’de de sekiz yıl bedavaya çalışan Noether’e 1923’te nihayet maaş bağlandı. 1933’te iktidara gelen Hitler’in ilk icraatlarından biri, tüm Yahudi üniversite hocalarının işten atılması oldu. ABD’de bir okulda iş bulan Noether, iki yıl sonra bir ameliyat sonrası enfeksiyonu nedeniyle 53 yaşında öldü. Hayatı boyunca profesör unvanı alamayan Noether’in “altın anahtar”ını kullanan fizikçiler sonraki yıllarda birçok temel parçacık ve simetri keşfederek evrenin yapı taşlarını ortaya çıkardılar.