19 Nisan 2024, Cuma
08.10.2021 04:30

Eğitimin önemi

Boğaziçi Üniversitesi’nin 35 yıl önce efsane hocamız Oya Başak’ın girişimiyle başlamış olan, müzik, sinema, heykel, tiyatro, müzecilik, dans gibi konuları kapsayan bir seçmeli “Kültür Sanat Dersleri” grubu var. Bu dersler, alanlarında isim yapmış ve akademik kimliği olmayan fakat sanata gönül vermiş kişiler tarafından verilir. Hoca adayları çok titiz bir değerlendirme sürecinden geçerler, ancak en iyileri hocamız olabilir. Bu yoldan geçip önemli sanatçılar olan mezunlarımızı bu köşeye sığdırmak olanaksız. Mithat Alam bu programımız kapsamında yıllarca ders verdi; Nuri Bilge Ceylan’ı yetiştirdi. Mithat Alam’ın “formel sinema eğitimi” ve dereceleri yoktu. Feyzi Erçin, Robert Kolej yıllarında başlayan piyano eğitiminine hiç ara vermemiş; Ayşegül Sarıca, İdil Biret, Emre Elivar ve Germaine Mounier ile master class’lar almış; sayısız makale ve CD eleştirisi yazmış; 2010’dan beri de İKSV İstanbul Müzik Festivali danışmanlığı yapan degerli bir müzik otoritesi. Müzik ve sinema buluşması konusundaki çalışmaları ufuk açıcı. Erçin’in Boğaziçi’nde yıllardır verdiği çok sevilen film müziği dersleri, ilgili bölüm ve fakültenin kararları hiçe sayılarak, kendisinin hukukçu olması ve “formel müzik veya sinema eğitimi” bulunmaması gerekçesiyle yeni yönetimce engellendi. Dersler açılamadı.

Columbia’da Türkiye’yi temsil etti

Caz konusunda önemli bir uzman olarak kabul gören Seda Binbaşgil, Bilgi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi gibi kurumlarda hocalığına ek olarak, 23 yıldır Açık Radyo’da her hafta caz üzerine “Esintiler” başlıklı programı yapıyor. 2007’de Columbia Üniversitesi tarafından düzenlenen uluslararası  “Jazz in the Global Imagination: Music, Journalism & Culture” başlıklı panele “Türkiye’de Caz” çalışması ile davetli konuşmacı olarak katılan ve halen Akbank Uluslarası Caz Festivali’nin danışmanlığını yapmakta olan Seda Binbaşgil’in caz üzerine çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları bulunmakta. Binbaşgil’in Boğaziçi’nde ilgili bölüm ve fakültenin kararıyla 16 yıldan beri verdiği, çok sevilen Caz Kültürü dersleri, yeni rektör tarafından “konuyla ilgili formel eğitimi olmaması” gerekçesiyle onaylanmadı. Dersler açılamadı. Özcan Vardar, 2011’de Berlin Uluslararası Film Festivali (Berlinale) Talent Campus ve Locarno Film Festival Summer Academy’de master class’lar aldı. Editörlüğünü yürüttüğü belgesel ve kurgu olmak üzere sayısız filmi var. 2012’de kurgusunu gerçekleştirdiği Tepenin Ardı adlı yapım Berlin Film Festivali’nin Forum bölümünün en önemli ödülü olan Caligari Ödülü’nü kazandı. Aynı filmin kazandığı ödüller arasında Palic Film Festivali’nin En İyi Film Ödülü ve Sarajevo Film Festivali’nin Özel Jüri Ödülü bulunmakta. 2014’te editörlüğünü üstlendiği Deniz Seviyesi adlı film Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde en iyi kurgu (editör), en iyi yönetmen ve görüntü yönetmeni dahil olmak üzere toplamda 6 dalda ödül kazandı. Aynı yıl, Kumun Tadı filmi, dünya prömiyerini Berlinale’de yaparak Türk sinemasını temsil etti. Film Çalışmaları alanında eğitmenliğe 2013’te başlayan Vardar Boğaziçi’nin yanında İstanbul Şehir Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nde ve Kadir Has Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde film kurgusu dersleri verdi, veriyor. Vardar‘ın Boğaziçi’nde ilgili bölüm ve fakültenin kararıyla 8 yıldan beri verdiği, çok sevilen Film Kurgusu dersleri, yeni yönetim tarafından “konuyla ilgili formel eğitimi olmaması” gerekçesiyle onaylanmadı. Dersler açılamadı.

Olmaması gereken hukuk fakültesi

“Demek bu yeni yönetim formel eğitime edebiyat diploması olmayan Orhan Pamuk’a kredili edebiyat dersi verdiren Columbia Üniversitesi’den bile daha çok önem veriyormuş!” mu dediniz? Peki şuna ne dersiniz? Boğaziçi’ne hukuk dışı şekilde bir “Hukuk” Fakültesi açıldı. Günün birinde öğrendik ki okulumuza bu konuyla yetkili Üniversite Yönetim Kurulu’nun haberi bile olmadan başka bir üniversiteden hoca ışınlanmış. “Allah Allah, nasıl olmuş?” diye araştırırken bir de ne görelim? Bu işi (kanuna göre oluşamaması gereken) Hukuk Fakültesi Fakülte Yönetim Kurulu yapmış. O kurulun üyeleri kimmiş, biliyor musunuz? Biri fizikçi, diğer ikisi mühendis olan şimdiki rektör ve yardımcıları. Hiçbirinin hukuk diploması yok. Yani yönetimimizin sanata verdiği büyük önem, koskoca Hukuk Fakültesi’ne Fakülte Yönetim Kurulu üyesi olmak için kendilerinde aramadıkları “konuda formel eğitim almış olmak” şartını kültür-sanat derslerini verecek uzman hocalarda aramalarından anlaşılıyor. Not: “Can Candan’ın kovulmasından bahsetmedin!” diyebilirsiniz. Onun kapı gibi sinema diploması var, ona tweet atma suçu bulundu.