16 Nisan 2024, Salı
10.12.2021 04:30

Hesaplaşmanın vakti

Aslı Biçen’in ilk baskısı 2011 yılında yapılan roman-mektup çalışması Tehdit Mektupları, 12 Eylül üstüne kurulu, kişi ve toplum vicdanını sorgulayan bir hikâye

Aslı Biçen’in Tehdit Mektupları isimli roman-mektup çalışması 2011 yılında Metis Yayınları tarafından yayımlanmıştı. 12 Eylül darbesi üstüne kurgulanmış bu önemli metnin Kasım ayında yeni baskısı da yapıldı. Biçen, bu romanında heybesi yüklü bir vicdan muhasebesine girişiyor. Askeri darbe sonrasındaki mahkeme tutanakları, gönderilmiş ve gönderilmemiş mektuplar, tehdit içeren pusulalar, günlük sayfaları… Yazar, bütün bunların üstünden hem dönemin toplumsal bir haritasını çizmeye hem de okuru bu haritanın içinde çarpıyla işaretlenmiş yerlere götürerek gizemi çözdürmeye çalışıyor. Romanın daha başlarında açığa çıkardığı sırrın ardındaki ruh haline ışık düşürüyor. Çünkü bu ışıkla birlikte o çok klişeleşmiş “kardeşi kardeşe kırdıran anarşi dönemi” söyleminin bir otopsisini yapabileceğimizi biliyor. “Cihan Perver’in Mektupları” bölümü, romanın karakter oluşturmada en maharetli bölümü. Cihan’ın sevgilisi Hale’ye yazdığı mektuplarda ‘ait olma-ait olamama’ çizgisinde gidip gelen bir izlek üstünden, güçlü ve akılda kalıcı bir karakterle tanışmış oluyoruz. Sadece babası tarafından değil, korunaklı bir dünyanın da dinamikleri tarafından sahiplenilen ve bu nedenle de kendisini o dünyaya ait hissedemeyen Cihan, aslında sadece “harekete” değil, varoluşuna da mesafeli. Bu mesafe ruhsal olarak “hareketle” hesaplaşmada kendini gösterirken, fiziksel olarak da uzaklardaki Hale’ye duyulan aşkta karşılığını buluyor. Aslı Biçen, ait olma meselesini mesafe üstünden çözerken, okurun metinle arasındaki mesafeyi giderek kısaltmaya, okurla anlatıyı aynı düzleme çekmeye de özen gösteriyor.

Tempo düşmüyor

Örneğin korkmakla ilgili düşüncelerinde, öylesine güçlü bir düşünce akışına giriyor ki Cihan, bir roman karakteri olmaktan çıkıp giderek etten-kemikten ve kandan (çok fazla kan) bir insana dönüşüyor. Üstelik Aslı Biçen, okuru Cihan’ın düşünce gel-gitlerine ortak ederken olay örgüsünün heyecanlı temposunu da bir an bile düşürmüyor. Gündelik ayrıntılar, detaylar ve göndermeler de okuma zevkini artırıyor. Ülkü Öncü’nün günlüğü, anlatının diğer ucunu oluşturuyor. Savcı Ülkü ile kurulan ikinci bakış açısıyla “öteki” karakter yaratılmış oluyor. Bu bölümü babalar-anneler üstünden okumakta da fayda var. Tam da bu nedenle bu bölümün psikolojik derinliği daha yoğun bir bölüm olduğunu söylemek mümkün. “Bahattin’in Gönderilmemiş Mektupları”yla üçgenin köşeleri birleşiyor, anlatının geometrik yapısı okurun zihnine çiziliyor. Bu bölümle birlikte, Aslı Biçen, vicdan meselesini hikâyesinin merkezinden alıp okurun avucuna bırakıyor. Okuyacak olanların heyecanı kaçmasın diye sonunu söylemiyorum ama romanın tamamlanma çevrimi ancak okurun vicdan muhasebesiyle mümkün olacaktır. Aslı Biçen yazar olarak kendisini unutturup, okuru bir vicdan muhasebesinin eşiğinde bırakıyor. Unutmamak gerek “her tarih gibi şahsi tarih de utançla doludur.” Tehdit Mektupları, yayımlandığı zaman okurun ilgisini çekmişti. Yeni baskısıyla yeni okurlarını bekliyor.
  • Tehdit Mektupları / Aslı Biçen / Metis Yayınları / Roman / 144 Sayfa