19 Nisan 2024, Cuma
03.12.2021 04:30

Kanınızdaki 3 aylık şeker vücudunuzdaki oksijeni gösterir

Üç aylık şekeri ölçen testin adı HBA1c. Bu değeriniz 3 ayda bir değişir. Yüksekliği dokularınızda az oksijen olduğunu işaret eder. Evet, yüksek HBA1c, az oksijenli haliniz yani bir tür biyokimyasal boğulma halinizdir. Konu sadece şeker veya diyabet meselesi değildir. Aldığınız nefesin dokularınıza gitmesini istiyorsanız HBA1c değerinizi düşürmeniz gerekir. Yoksa o nefesin 10’da 9’u boşa gider. Nasıl mı? Açlık kan şekerimizi hepimiz önemseriz. Kan testlerimiz gelince hemen ona bakarız. Ancak açlık kan şekeri ve hatta gün boyu olan kan şekerimiz, HBA1c değerimizin yanında önemsizdir. Çünkü kan şekeri gerçek durumumuzu her zaman göstermez. Oysa 3 aylık kan şekeri ortalamamız anlamına gelen HBA1c, bize geçen 3 ayda hem açken hem tokken ne seviyede bir kan şekeri ile dolaştığımızı gösterir. Asıl dikkat etmemiz gereken kan değeri budur. HBA1c’nin açılımı HEMOGLOBİN-A1C şeklindedir. Farkındaysanız burada şeker ya da glikoz ifadesi geçmiyor, hemoglobin ifadesi geçiyor. Peki nereden tanıyoruz hemoglobini; kan sayımımızdan değil mi? Kansızlığımız var mı yok mu diye baktığımız değerlerden biridir.  Kan sayım testimizde yer alan RBC yani ‘red blood cell’ ise kırmızı kan hücreleri, diğer adıyla eritrositlerimizdir. Hemoglobin eritrositlerin oksijen taşıyan kısmıdır. Peki neden 3 aylık şeker testinin adı neden HemoglobinA1c'dir?

Şeker, hemoglobin ilişkisi

Hemoglobinler farklı farklı isimlendirilir. HBA1, HBA2 vs gibi. Yetişkinlikte en yüksek olan 1 numaralı gruptur, o yüzden HBA1 olan hemoglobini değerlendirmeye alırız. HBA1c deki ‘c’ ye çok takılmayalım, c harfi bu testi ölçmekle ilgili bir yöntemi kasteden kısaltmadır.  Ne öğrendik, oksijen taşıyan eritrositlerimizin hemoglobin kısmı en çok A1 halindedir ve bu kısıma bakarak durumu değerlendiririz. HbA1c‘yi ölçme amacımız da 3 aylık şeker ortalamamızdı. Şekerin hemoglobinle ne işi var peki? Şimdi kan şekerinin akıbetine bakmalıyız. Yemek yedik, kan şekerimiz elbette yükselecek. Bildiğimiz üzere bu şekere bir insülin cevabı olacak. İnsülin kandaki şekerin kanda öylesine gezmesini hiç istemez. Onu alıp kaslara yollayacak ki hareket ederken kullanalım veya karaciğere yollayacak ki orada depolansın. Bunları yaptıktan sonra hala şeker yüksek kaldıysa onu da bize yağ olarak depolayacak. Ve bu işleri idealde 2 saat içinde halledecek. Siz ne kadar yerseniz yiyin, insülinin amacı 2 saat içinde yemekten gelen şekerden kurtulmak. Bu durumda biz yemeğe başlamadan önce kan açlık kan şekerimiz ne ise yemekten 2 saat sonra da bu değere yakın hale getirilecek. Bu ideal senaryo.  Peki, aşağıdaki durumlar varsa ne olacak; -İnsülin rezistansınız var: yani insülin ne kadar hücreye, kasa şekeri yollamak istese de hücreler buna duyarsız kalıyorlar ve kan şekeri düşmüyor. -Gereğinden çok basit karbonhidrat yani unlu ve şekerli gıda tüketiyorsanız. İnsülinin baş edebileceğinden daha fazla yükleme yapıyorsanız ve bu sürekli menünüz ise. -Hiç hareket etmiyor, kandaki şekeri enerji olarak kullanmıyorsanız.

Glikozlanmış hemoglobin

Bu 3 senaryoda da kandaki yemek sonrası şeker yüksekliği mevcut. Peki bu şeker kanda gezerken yanından geçen eritrositlere zarar vermez mi? İşte HBA1c testi kanda gezen şekerin eritrositlerin başına açtığı belanın ölçümüdür. Şeker, eritrositlerdeki hemoglobine bulaşır. Daha doğrusu yapışır. Hemoglobine yapışmış şeker varsa biz buna glikozlanmış veya glikozillemiş hemoglobin deriz. Bu yapışma işi çok belalı bir iştir. Asla bu yapışkanlık geri dönmez. Öyle kişiden kişiye de fark yoktur, kanda şeker varsa ve uzun kalırsa hoop hemoglobine yapışır. Bunun için özel bir enzim falan kullanmaz. Keşke öyle olsa, o zaman o enzimi bloklayan ilaçlar geliştirilirdi biz de diyabet belasından kurtulurduk. Bu yapışkanlık otomatik olarak kendiliğinden olur. Kandaki şeker yanından geçen eritrositçiklerin hemoglobinine uhu gibi yapışır. Artık o şekerlenmiş bir eritrosittir. Eritrositlerin kandaki ömürleri 3 aydır. Erkekte 117 gün, kadında 106 gün. Bu kadar gün kanda bizim için oksijen taşırlar. Ömürleri bitince yerlerine yenisi yapılır. Fakat şekerlenmiş eritrositimiz varsa bu kadar gün onun bize oksijen taşımasına güvenmek zorundayız. Eritrositler ve oksijen birbirlerini severler. Biz buna afinite deriz. Ancak bu afinite hafif gevşektir. Eritrosit oksijeni alır dokulara kadar taşır, orada bırakır.  Gel gelelim şeker gidip eritrosite yapışmış ise, eritrositin oksijenle ilişkisini de bozar. Normalde eritrosit oksijenden kolay vazgeçip onu dokulara bırakırken, şekerlenmiş hali oksijene de yapışır. Onu dokulara bırakmaz. Şekerlenmiş eritrositler, normal eritrositlerden 10 kat daha fazla oksijene afinitelidir. Yani 10 kat daha zor oksijeni dokulara bırakır. Siz kandaki oksijenime bakayım kaçmış derseniz, o aletler size yüksek oksijen gösterir ancak o oksijen dokulara verilmez. İşte şekerlenmiş eritrosit hemoglobini yani HBA1c testiniz, aslında sadece 3 aylık şekerinizin değerini değil, 3 aylık doku oksijensizliğinizin değerini de gösterir. Diyabet hastalarının dolaşım bozuklukları, damar hastalıkları, göz bozulukları, iyileşmeyen yaraları vs hep bu doku oksijensizliğindendir. Ancak HBA1c’nin değeri sadece diyabet takibinde dikkate alınmamalı, günlük hayatta da gözümüz üzerinde olmalı. HBA1c değerine göre ortalama kan şekeriniz şöyledir: HBA1c 4 ise  şeker ortalamanız 70, 5 ise 97,  6 ise 126, 7 ise 152, 8 183... Bu böyle gider. Normal  HBA1c değerinizin 5.6’dan küçük olması istenir. Bunun üstü prediyabet veya diyabet olarak tanımlanr.  Ancak burada kavramamız gereken HBA1c değeriniz 5.4 olsa bile, yine de bu oranda şekerlenmiş eritrositler ile 3 ay boyunca yaşadığınızdır. Konumuz hastalık değil , ideal sağlık olmalıdır. Değeriniz normal sınırlarda da olsa şu bilgiyi bir okuyun: 

Üç ayda fark yaratır

HBA1c değerinde yüzde 1’lik azalma, kalp damar hastalıkları riskinizi yüzde 37 azaltıyor.  Oranların etkileyiciğine bakar mısınız! Yani sadece 3 ay yediklerinize dikkat etseniz, bir önceki aya göre yarı yarıya kalp hastalığı riskiniz azalacak.  HBa1c yüksekliği kolesterolü oksitler, o da damarları hasarlar. Kolesterol kötü değildir, oksitlenmesi kötüdür. Damarlarınızı ne kadar paslandırıyorsunuz, HBA1c’nize bakarak görebilirsiniz. Bu durumda HBA1c’mizi düşürmek için ne yapalım. Öncelikle kan şekerini hızlı ve fazla yükseltecek beslenmeden kaçalım. • Unlu-şekerli işlenmiş gıdalar • Alkol • Kan şekerini hızlı yükselten başka sebep hızlı yemek yemektir, yavaş yiyeceğiz. • Bağırsak sağlığımız iyi değilse, sızdıran bağırsak denen duruma sahipsek (tüm hazım, sindirim, kabızlık, ishal, gaz şikayeti olanlar kendini bu gruba girmiş kabul edebilir), yiyeceklerdeki şeker daha hızlı kana karışır. • Çok sık yemek yemek. İnsülin işini bitirmeden sık sık yemek kan şekerini sürekli yüksek tutar. Yemek aralarına 4 saat koyacağız. • Akşam saatlerinde yemek yendiğinde, sağlıklı menünüz bile olsa, insülin ve pankreasın daha tembel olduğu zaman dilimindesinizdir. Sabah daha iyi kan şekeri ayarlaması yapan bu ikili, akşam oldukça tembelleşir. Akşam yemek eşittir yüksek kan şekeri, o da eşittir şekerlenmiş eritrosit demektir. • Eğer anemimiz varsa, bu demektir ki, normalen hemoglobinimiz azdır. Anemiden azalmış hemoglobinin şekerlenmesi de göreceli olarak azmış gibi görünür ama bu yanıltıcıdır. Yani aneminiz varsa daha da düşük HBA1c değerini hedefleyeceğiz. Anemimiz düzelmeden gerçek değeri tam bilemeyiz. • Hareketsizlik değil aktif hareketlilik yemek sonrası kan şekeri yükselmelerini engeller. Mesela her yemekten tam 1 saat sonra kalkıp biraz dans etseniz  veya ufak bir yürüyüş yapsanız kan şekeriniz düşer.  Bu yazının amacı, sanki sadece diyabet olanları ilgilendiriyor gibi konumlandırılan HBA1c değerimizin, diyabeti olmayanlar için de aynı şekilde önem arzettiğini anlatmaktır. Yüksekliği pek çok hastalığın kapısını aralar. Bunu çoğunlukla nefesle aldığınız oksijeni dokularınıza vermeyerek başlatır. Ne kadar düşük HBA1c, o kadar iyi doku oksijenlemesi demektir. Maalesef çoğumuzda HBA1c değeri 5 ve üzeridir. Ve biz farketmesek de bu bizi bir tür subklinik yani farkedilmeyen bir doku hipoksisi yani oksijen azlığında tutar. Oksijen dokulara gidemezse, hızlı yaşlanırız. İyi haber şu, biraz diyetinize dikkat ettiğinizde, 3 ay beklemeniz gerekmez. 20 gün içinde kanda oksijen taşıyan eritrosit sayınızın yüzdesi artmaya başlar. Önümüzdeki 20 gün yukarıdaki beslenme önerilerine uyarak  bol oksijenli dokulara kavuşabiliriz. Gözünüz açlık kan şekeri değerinizde değil, HBA1c değerinizde olsun.