20 Nisan 2024, Cumartesi
07.01.2022 04:30

"Lüks üretimle Çin’in vahşi fiyat rekabetinden soyutlandık"

Desa Norveç’te üretilen derinin yüzde 50’sini alıyor, deriler Çorlu’da işleniyor, Düzce’de kurulan fabrikaya götürülüyor ve dünyaya ihraç ediliyor. Hem kendi markası hem de lüks markalar için üretim yapan Desa Yeşil Mutabakat’a da hazır

Desa bu yıl 50’nci yılını kutluyor. 1972 yılında kurulan ve Türkiye’nin ilk uzun saplı çantasını üreten Desa, Türkiye’nin deri sektöründeki lider üreticisi.  Çok soran olur, “Desa’nın Sa’sı Sabancı’dan mı geliyor” diye. Hayır ilgisi yok. 1972 yılında Çelet kardeşlerin deri sanayii üzerine kurdukları marka, yoluna çok uzun zamandan beri Melih Çelet, iki çocuğu ve ekibiyle devam ediyor.  Kendi alanında Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan Desa, 2019 yılında Türkiye’nin İtalya’ya yaptığı deri ihracatının yüzde 76’sını tek başına gerçekleştirdi. Her ne kadar kendileri gizlilik anlaşmaları gereği ifade etmeseler de dünyanın en lüks çanta markalarına üretim yaptıkları da biliniyor.  Pandemi döneminde de hem kendi markası için hem de lüks markalar için üretime devam eden Desa’nın yeni yolculuğunu ikinci kuşak temsilcisi Burak Çelet’le konuştuk. 45 yaşındaki Çelet, üretimin içinde büyümüş iyi eğitimli bir yönetici. 

12 yaşında iş başında

Siz ve babanız Melih Çelet’le yıllar önce konuşmuştum. O dönemde de kriz vardı, Desa kriz dönemini hasarsız atlatıyordu. Bu dönem nasıl geçiyor? Siz de işin içinde büyüdünüz. Bu sorumluluğu almak nasıl oldu?  Bunun daha sonraki iş deneyiminize etkisi nasıl oldu?  

Benim için çok değerli bir deneyimdi 

Desa her ne kadar deri ceket, çanta, kemer, ayakkabı markası olarak bilinse de aslında dev bir üretici, sanayici. Öncelikle üretimde geldiğiniz noktayı öğrenmek istiyorum.  

2005 yılında Çin Dünya Ticaret Örgütü’ne katıldı

2000’li yıllarda Çin bu üretime ortak oldu. Çok sıkı bir rekabet yaşandı. Sizin avantajlarınız ne oldu? O markaları nasıl ikna ettiniz?  Çin’i rakip olmaktan böyle çıkarmışsınız! 
Burak Çelet Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra ABD’de işletme yüksek lisansı yaptı, ardından da Londra’da deri teknolojileri üzerine eğitim aldı.
Burak Çelet Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra ABD’de işletme yüksek lisansı yaptı, ardından da Londra’da deri teknolojileri üzerine eğitim aldı.

Loro Piana’nın tasarımcısı

Perakendede kendi markanızla nasıl bir strateji izliyorsunuz?  Pandemiyi nasıl geçirdiniz? Daha doğrusu mağazaların, fabrikaların kapandığı dönemi nasıl geçirdiniz? Kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte başta lüks markalar satış rekorları açıkladılar. Bunlar size de yansımış olmalı.

İntikam alışverişi oldu 

Cem Boyner Oksijen’e “intikam alışverişi” demişti, Avi Alkaş da “rövanş”… Nasıl oradaki ortaklık durumunuz?  

Et yediğiniz sürece biz var olacağız

İklim krizinin etkileri, çevre konusu gündemde. Ve uzun süre bu etkileri önlemek için çalışılması gerekiyor.  Deri firması çevre dostu olabilir mi?  Ancak sizin sektörde de hem atıklar için hem de çevre dostu üretim için artık çok daha hassas noktalar var. Örneğin hayvanların kesiminde kullanılan kimyasallara kadar. 

Çiftlikler de yazıyor

Neyi görüyoruz?  Bunu bilmek tüketiciye ne sağlıyor? Neden Norveç?  Tabakhanelerin atıkları da çevreyi kirletiyor. Çevreye etkisini an aza indirmek için ne yapıyorsunuz? Yeşil Mutabakat geliyor. Siz de AB ülkelerine üretim yapan bir kuruluşsunuz.    Atıkları değerlendirmek için tasarım dediniz. Bazı sosyal sorumluluk projelerinizi takip ettim. Kadın emeğine odaklandınız değil mi?   Emek yoğun bir alanda nitelikli personel bulmakta zorlanıyor musunuz?  Vegan deri üretimine geçecek misiniz?   

Haftada 20 bin çanta üretiyor