29 Mart 2024, Cuma
17.09.2021 04:30

"Ofisler Uber’leşecek, 7-24 açık ofis dönemi başlayacak"

Han Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş Oksijen'e konuştu... İş hayatı değişiyor. Plazaların yerini paylaşım ofisleri alacak, 7-24 açık olan ofisler pandemide evde çalışmaktan sıkılan ve yorulan, ancak plaza ortamına da girmek istemeyenler için konforlu ortamlar olacak

Avi Alkaş pandeminin hemen öncesinde çalışma yaşamında değişimin geleceğini öngörerek, paylaşımlı ofislere olan ihtiyacın artacağını söylemişti. Pandemide herkesin eve çekildiği dönemde de yapılan araştırmalar çalışanların büyük çoğunluğunun evde çalışma konforundan şikayet etse de eski çalışma düzenine geçmek istemediğini ortaya koydu. Başta Amerika olmak üzere birçok ülkede dev şirketler ofislerinde büyük değişime gittiler, gidiyorlar. Kişinin istediği an istediği yerde çalışma prensibinden yola çıkarak paylaşımlı ofislerinin ilkini Etiler’de açan Avi Alkaş’la çalışma hayatındaki yeni dönemi konuşmak üzere buluştuk. Kendisini tanımlarken, “işim mekancılık” diyen Avi Alkaş, hem iş ortamlarında hem de AVM’lerde büyük değişimin geldiğini söylüyor.  Pandemi tek merkeze bağlı, her gün işe gidilmezse işlerin yürümeyeceği, bağımlı çalışma kavramını sarstı. Son dönemde görüştüğüm CEO’ların hemen hemen hepsi ofislerindeki seyreltilmiş çalışma düzenini ve yeni çalışma prensiplerini anlattılar. Esnek çalışma kalıcı oluyor değil mi? Yeni dönem ofislerde büyük değişim yarattı. Çok katlı, çok kişinin aynı saatler aralığında işe başlayıp, sonra da aynı saatlerde trafiğe çıktığı bir iş modelini artık kimse istemiyor. İşe gitmek için 1.5 saat trafikte kalmak sürdürülebilir değil ve böyle olmasa da işlerin yürüdüğünü herkes gördü. Şirketlerin çoğu hibrit düzende devam edecek. Farklı modelleri deneyecek, deniyor da. Son büyük bir şirket bize gelip İstanbul içinde 10 farklı noktada paylaşımlı ofisi sordu. Genel merkezinde belli oranda çalışanla devam edip, diğer çalışanlarını da farklı ofislere ulaşabilir hale getirmek istiyorlar. 

Avi Alkaş işini “mutlu mekanlar yaratmak” olarak tanımlıyor. Mekan, Zaman, İnsan… 3’ün sonu “An”. Biz de “Huzurlu AN’lar” dedik aslında o yüzden HAN Spaces, diye anlatıyor. (Fotoğraf: Oksijen)
Avi Alkaş işini “mutlu mekanlar yaratmak” olarak tanımlıyor. Mekan, Zaman, İnsan… 3’ün sonu “An”. Biz de “Huzurlu AN’lar” dedik aslında o yüzden HAN Spaces, diye anlatıyor. (Fotoğraf: Oksijen)
Bir yandan da ev ortamında çalışmak, motivasyon açısından da uzun vadede zorluyor, aynı şekilde herkesin evi çalışma ortamı açısından konforlu değil. Bunun yanısıra herkes sosyalleşmek de istiyor. Tüm bunlar yeni bir ofis düzenini mi getiriyor?  Rahatlık, sağlık, güvenlik isteği var, bunun yanısıra sosyalleşme isteği de var. Çok uzun süre ekrandan konuştuk, işler böyle yürüdü, bir taraftan çok ciddi ekonomi sağlandı. Şunu hiç unutmayalım. İnsan insanı istiyor. Geçmişe bakın. İpekyolu üzerindeki hanlardan geliyor aslında bu kültür. İstanbul’da Eminönü, Karaköy gibi ticaretin yapıldığı yerlere bakın, hep insanların bir araya geldiği, iş yaptığı, paylaştığı, göz göz oda ve hanlar vardır. Odabaşları vardı, inşaatı yapan, inşaat çavuşları vardır, mülkün sahibinin bir yeri vardır o hanlarda. Günümüze bakın tesis yöneticisi, mülk yöneticisi ve varlık yöneticisi kavramların temelleri tarihte var.  Siz uzun zamandan beri paylaşımlı ofisler ofislerin hem İstanbul hem de büyük şehirlerden daha küçük yerleşim yerlerine göç edenler için yeni alternatif olduğunu savunuyorsunuz. Şimdilerde, ofis hayatlarına dönülüyor. Nedir değişenler? Aşılanma oranları arttı, sürü bağışıklığı da artacak, aşılanma çocuk yaşlara indikçe yeni dönemin çalışma koşulları oturacak. Yaşam şekli değişimlerine gidiliyor, şehir hayatından uzaklaşanlar, uzaktan çalışmaya devam ediyor. Hibrit ve esnek çalışma düzenlerini deniyor şirketler. Bir yandan da çalışma  ofisleri Uber’leşecek.  Bu şu mu demek, çalışanlar istedikleri zaman ofisi kullanacaklar? Kurumlar çalışanlarına konfor sağlamak ve güvenlik için çalışanlarının kolay ulaşabileceği paylaşımlı ofislerle işbirliği yapacak. Ama bu ofisler genel merkezin “uydu ofisi” gibi de olmamalı, çünkü şirketin merkezinde olmayan kendini sürgünde de hissetmemeli. Her türlü konforu ve sosyalleşme ortamını sağlayan paylaşımlı ofislerden bahsediyorum. 

2.5 milyon m2 ofis stoğu var

Bir yandan da İstanbul’un her yanında plazalar yapıldı. Boş plaza çok, üstelik yeni dönemin ihtiyaçlarını da karşılamaktan çok uzaklar. Ne olacak İstanbul’daki ofis stoğu? İstanbul’da çok ciddi bir ofis stoğu var. Atıl durumda olan ofis stoğu 2.5 milyon m2’yi geçti.  Henüz bitmemiş olanlar da var! İstanbul Finans Merkezi’yle birlikte 800 bin m2 ofis geliyor. Ayrıca ofis olarak eski evler, villalar da kullanılıyor. Hatta birçok şirket pandemi döneminde daha küçük ama bahçeli yerlere geçti. Yeni planlamalar şart.  Kimse 10-12 kişinin bindiği asansörlerle çalışma ofislerine ulaşmayı istemiyor! Daraldığında kendini sokağa atmak da istiyor!  Doğru, plaza kültüründen daha alçak katlı çalışma alanlarına geçiş var. 15 dakikalık şehirler, kolay ulaşımlı, insanların yaşadıkları yere yakın iş yerlerinde çalışma imkanları artacak. Bisikletle, yürüyerek belki de Scooter’larla işlerine gidecekleri yerleri seçecekler. Araç trafiğinin hem zaman tasarrufu açısından hem de çevreye verdiği zarardan kaynaklı sürdürülebilirliği yok. Şu var, pandemide teknolojiden çok yararlandık. Alışverişimizi öyle yaptık, sevdiklerimizle ekranda buluştuk, işlerimizi yönettik. Ama bu da sürdürülebilir değil. Teknolojiden yararlandık ancak motivasyon düşüklüğünü gidermek için hibrit çalışmaya geçmek lazım.  Karma bir çalışma düzeni geliyor diyebilir miyiz? Uzaktan çalışma ve yakından çalışma kaynaşacak. Belki artık 4 gün çalışma 3 gün tatil olabilir. Şehir merkezlerindeki merkezi ofislerde daha az çalışıp, paylaşımlı ofislerin olduğu yerlerde istediğin zaman çalışma ortamını bulmak gerekecek. Şirketler için de siber güvenlik, işlerin aksamaması, çalışan için de iş yeri konforu, ergonomisi çok önemli. Örneğin iş yerlerinde en çok iş yerinin küçük mutfağında ya da kahve makinesi çevresindeki kahve ve çay alırken gerçekleştirilen ufak sohbetler özlendi. Ayrıca açık havada daha çok çalışmak isteyeceğiz. 4 günlük çalışma şekilleri değişecek de değişiyor. 2’şer gün olabilir. 2 gün merkez ofis, 2 gün paylaşımlı ofis gibi de olabilir. Bence AVM’lerin de çalışma süreleri de uzatılmalı.

Rövanş alışverişi yapılıyor

Uzmanlık alanınız AVM’ler. Şu günlerde alışveriş arttı mağazalarda. Cem Boyner’le röportaj yaptım, “intikam alışverişi” dedi. AVM’lerde ne değişecek?  AVM’lerde kalabalıklar seyreltilmeli. Bu yüzden de daha uzun açık kalmalı AVM’ler. Cem Boyner yenilikleri iyi görüyor. Ben de “rövanş alışverişi” diyorum. Şu dönemde rövanş alışverişi ve yeme-içmesi var. Ayrıca AVM’lerin içine test merkezleri kurulmalı. Rusya’da her AVM’de aşı merkezi kurdular.  Siz pandemide Han Spaces’i Etiler’de açtınız. Farklı şirketlerle işbirlikleriniz oldu, ayrıca toplantılar, etkinliklere de başladınız. Yeni planlar nedir? 2022’de 10 Han Spaces olacak. İstanbul’da Ataşehir, Levent ve Piyalepaşa’da yeni yerler açılacak. İstanbul’da 4 yerimiz olmuş olacak. Ankara ve İzmir’de de yeni yerler açıyoruz. Ve yurt dışı planları var. Kayseri ve Erzurum da sırada. Biliyorsun bu yaz Çeşme Momo’daydık. Yazın Çeşme’de olup işlerini oradan yürütenler için plajda konforlu çalışma ortamı yarattık. Çok ilgi gördü. 2022 yazında Bodrum’da da olacağız. İstanbul için de şunu vurgulamak lazım. İstanbul için de belki de insanlar işlerinden ayrılmayacak ama perşembe akşamı gidip pazartesi dönecek çalışanlar. Sapanca, Çanakkale vs İstanbul’a yakın yerler yeni yerleşim merkezleri olacak. Paylaşım ofisleri bu yüzden yayılmalı.  Han Spaces yurt dışında ilk nerede olacak? İlk Budapeşte’yi de açıyoruz. Budapeşte’de iş ortaklarımız hızlı davrandı. Kazakistan’da da 2 yer yapıyoruz. Moskova’da da 2023’te açacağız. 

Çarşı uzarsa yürüyeni çoğalır

Paylaşımlı ofisleri daha çok büyük şirketler mi yoksa esnek çalışanlar mı tercih ediyor? Biz bu yola çıkarken müşterilerimizin yüzde 50’sinin kurumlar olacağını düşündük. Biz kurumlarla iş birliği yapıp, MİA’lar (Merkezi İş Alanları) oluşturmayı planladık. Çünkü şirketler artık daha seyreltilmiş nüfusa gidecek. Bizde de durum şu anda öyle. Yüzde 50 kurumsaldan gelenler, yüzde 30 KOBİ’ler, start-up ekonomisindeki şirketler geliyor ve diğerleri de “gezgin çalışanlar”. Türkiye’de de rekaber dediğimiz bize benzer şirketlerle iş birliklerimiz var. Pazarı büyüttüğümüz ölçekte pay artacak, bunu biliyoruz.  Mudo’nun kurucusu Mustafa Taviloğlu’nun biz sözü vardır, “Çarşı uzarsa yürüyeni çoğalır” der. Gerçekten de çok doğru. Bu işi doğru yapanlarla bu işler büyüyecek.  Siz pandemide gençlerle sosyal medyada buluştunuz. Şu an gençlerin çoğunluğu yurt dışına gitmeyi planlıyor, hayal ediyor. Genç işsizliği çok yoğun. Siz ne düşünüyorsunuz? 2.4 milyon diplomalı genç evde oturuyor. Öncelikle bunu önlemek için, gençleri evde oturmaktan çıkarmalıyız. Aynı mekanlarda daha fazla insan farklı saatlerde çalışmalı.  Fabrikalar 24 saat çalışıyorsa neden AVM’ler ve ofisler çalışmasın. Çalışma biçimlerimizi, felsefemizi değiştirmeliyiz. Doğu ve Güneydoğu’daki sinemaların eğitim üssü olması gibi bir projem vardı. Atıl yerleri gençlerin yaratıcılıklarını destekleyecek ortamlara dönüştürmeliyiz. Geçtiğimiz dönemde Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin Gaziantep’in tasarım şehri olmasıyla ilgili bir toplantı için çağırdı. Kendisine söyledim, 22.00-23.00 gibi Antep’te hayat yok, böyle bir şehirde yaratıcılık nasıl olacak?  Şehirlerde gençler için her saat açık konforlu mekanlar yaratmalıyız. Evinden bisikletiyle ya da yürüyerek gelip sosyalleşmeli,  çalışmalı… Ve çalışanın ürettiğine bakmalı. Kaç saat iş yerinde oturduğuna değil.  Son dönemde çalışanlar dijital kölelikten de şikayetçi. Şirketler çalışanlarını yazılımlarla takip ediyor. Bunlar da bu dönemin yeni baskı araçları oldu. Buna ne diyorsunuz? Dijital kölelik evet var ancak ben dijital göçebeliğin baskın çıkacağına inanıyorum. Şunu vurgulamak isterim, pandemide hayatın değeri anlaşıldı, çoğunluk bunu gördü.  Anda kalmak anı yaşamak pandemide anlaşıldı. Biz de aslında buraya Han Spaces dedik, açılımı bende Huzurlu AN’lar. İnsanlara pandemi yaşama bağlanmanın, anı değerlendirmenin önemini öğretti.

Pandemide Arapça ve Rusça öğrenmeye başladım

Siz ne yaptınız pandemide?  Covid atlattım. Benle aynı zamanda Covid’e yakalanan bir arkadaşımı kaybettim. İnsan her şeyi sorguluyor hastayken. Daha az zamanda daha çok toplantıya katıldık, daha çok iş yaptık Elif. Ben çalışma arkadaşlarımın motivasyonu için ve kendim için teleespresso görüşmeleri yaptık. Kahvemizi alıp sohbetlerde buluştuk. Baktık iyi geliyor, Cuma akşamları telefasıl yaptık. İsteyen eline içkisini aldı, isteyen çayını…Ben ayrıca ekranda konuşmanın dışında uzaktan eğitimi denedim. Arapça kursunu bitirdim Duolingo’dan. Şimdi de Rusça’ya başladım. Arapça okumaya başladım. Bravo size. Eğitim sistemi de büyük değişime girdi… Aynen. Rahmetli oğlum Alp Alkaş adına açtığım Perakende Gayrimenkul Merkezi’ndeki eğitimleri online verdik.  Çok yakında hibrit eğitime geçeceğiz. Şimdi 20 kişilik sınıflar kuruyoruz. Çalışma alanlarını her yerden çalışabilme kolaylığından yola çıkarak kurduk, şimdi her türlü eğitim  modelini inceliyorum. Uzaktan eğitim çok ilgimi çekiyor. Bizim eğitimlerimize buradaki derslere katılmak isteyen herkes ulaşabilmeli.