25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
02.07.2021 04:30

Paris’te ilk tango

Beklenen oldu... Fiziksel moda haftaları, kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte özgürlük ütopyasını podyumlara taşıdı

Pandeminin başlarında moda haftalarının dijitalleşmesinin tekrar fiziksel moda haftalarına dönüşü zorlaştıracağı konuşulurken, sürecin sonlarına doğru bu dijitalleşme yatırımlarından ve içeriklerinden yeterli verim alınamadığı deneyimlenmişti. Bir de üzerine bir buçuk senedir insanların sosyalleşme, birlikte yaratım, üretim ve etkileşim özlemi de eklenince, organik bir şekilde fiziksel moda haftalarına dönüş yapıldı. Oysa ki bu pandemi sürecinde fiziksel moda haftalarının gerekliliği, çevresel zararlarından dolayı epey gündeme gelmiş ve tartışılmıştı. Aslında en başından beri aşikar olan, yaratıcı endüstrilerin fiziksel temas ve etkileşimle var olduğu, insan ruhunun ve kolektif enerjinin yaratıcılığı beslediği, moda sektöründe dokunmanın ve hissiyatın önemi gerçeği ile bu dönüş kendiliğinden gerçekleşti.  Floransa’daki Pitti erkek fuarı ile başlayan fiziksel buluşmalar, Milano ve Paris erkek moda haftaları ile devam etti. Ve tarihteki her krizden sonra yaşandığı gibi hedonizm sahneye geçti. Özgürlüğün ütopya olduğu günlerden sıyrılmanın coşkusu ve iyimserliği koleksiyonlarda kendini gösterdi. Festival havasında gerçekleşen defileler, rave ve clubbing özlemiyle şekillenen bireysel koleksiyonlar, neonlar, toprak tonları, akışkan takım elbiseler, örmeler, ve outdoor aksesuarlar ile geçen Paris erkek moda haftasından izlenimler... LOUIS VUITTON  Kreatif direktör Virgil Abloh, son iki sezondur koleksiyonlarında kendini daha iyi ifade etmeye ve yaratıcılığını LV dünyası ile müthiş bir şekilde bütünlemeye başladı. Etnik çeşitlilikler ve kültürel detayların evrensel tasarımlara nasıl ve hangi şartlarda evrildiği, ilham ve referans almanın sınırları  üzerine yoğunlaşan Abloh, bu koleksiyonda siyah müziğinin kreatif ‘sample’ kullanma metodlarını tasarımlarına taşıyor. Abloh koleksiyona “Amen Break” adını vererek 1969’da çıkan funk ve soul gurubu “The Winstons”ın orijinal ‘drum break’ albümünün bugüne kadar en çok sample alınan ‘drum break’ olması ve yıllar içerisinde neredeyse anonimleşmesi örneğiyle de metafor yapıyor. Son yıllarda kendisinin de içinde sıkça yer aldığı tasarım hackleri ve ilk kim yaptı tartışmalarına, aslında her şeyin siyah müziği ve kültürüyle başladığını belgeleriyle sunduğu 40 sayfalık bir dokümanla da yanıt veriyor. 

Casablanca
Casablanca
CASABLANCA Paris gece hayatının meşhur ‘Le Pompon’ club partilerinden modaya transfer olan ve son dönemde çok iyi bir çıkış yapan Casablanca markasının kreatif direktörü Charaf Tajer, “Masao San” isimli koleksiyonunu moda haftası kapsamında sundu. Tajer, çok sevdiği Japonya seyahatlerinden ve Memphis tasarım hareketinden aldığı referanslarla hazırladığı koleksiyonunu, markanın DNA’sındaki 70’ler ruhu ve spor teması ile buluşturuyor. COURRÉGES Artistik direktör Nicolas Di Felice, Courréges modaevinin 35 yıl sonra, kendisinin de ilk erkek koleksiyonu ile Paris moda haftasına katıldı. Markanın kurucusu André Courréges en son 1973-1980 yılları arasında erkek giyim üzerine koleksiyonlar hazırlıyordu. Kadın koleksiyonu ile birlikte sergilenen erkek koleksiyonu, tasarımcının minimal yaklaşımını clubbing kültürü referanslarıyla buluşturuyor. Moda haftasının koleksiyonlarındaki oversize eğilimin dışında modern, elegan ve dar kesim silüetler, 60’lar dokunuşuyla sergilendi.  HERMÈS  Kreatif direktör Véronique Nichanian, Hermes ilkbahar-yaz 2022 sunumu için odaklı bir koleksiyon sunmayı tercih ediyor. Sürreal olarak adlandırabileceğimiz bir dönemden sonra doğru parçalarla vücut bulan gerçek kıyafetlere yöneliyor tasarımlarında. “Double Game” isimli 41 parçalık koleksiyonda doğal ve teknik kumaş mixleri, çift taraflı dış giyimler, yelken sporuna ait detayların çağrıştırdığı özgürlük hissi ön plana çıkıyor.
Dior
Dior
DIOR Kreatif direktör Kim Jones, Grammy adayı rapçi Travis Scott ile iş birliği yaptığı koleksiyonda Paris’i Texas estetiğiyle buluşturdu. 18 ay sonra ilk canlı defilesini gerçekleştiren Dior, 500 davetliyi ağırladı. Dior ilkbahar-yaz 2022 koleksiyonu, sezonun trendlerinden olmaya aday ispanyol paça pantolonlar, pastelden asit tonlara uzanan renk paleti, spor detaylarla tamamlanan takım elbiseler, el boyaması ve nakışlı tişörtler ile Scott’un Texas Houston orijini ve Mösyö Dior’un 1947’deki Texas seyahat arşivlerinin ustaca bir harmanından oluşuyor. İki arkadaş, iki kültür ve iki farklı dönem arasındaki diyalogdan beslenen koleksiyona Scott’un James Blake ile yaptığı yeni parçası “Lost Forever” eşlik etti.