25 Nisan 2024, Perşembe Gazete Oksijen
13.08.2021 04:30

Radyoloji sanatla birleşirse…

Pandemi ile tüm dünya bambaşka bir sürece tanıklık etti. Çok şükür ki aşıların bulunması ve sağlık çalışanlarının fedakarca çalışmalarıyla, hem dünya hem de ülkemiz büyük aşamalar kaydetti. Oysa başlarda çok zordu. PCR test kitleri yetersizdi, sonuçlarını öğrenmek uzun zaman alıyordu ve ne kadar güvenilir olduklarını bilmiyorduk. Bu dönemde, tıp camiasının Covid tanısı koymak için acilen bir araca ihtiyacı vardı. İşte bu zamanlarda en büyük yardımcımız radyolojik görüntüleme aletleri oldu.  Radyologlarımız, teknisyenlerimiz günlerce, gecelerce çalıştı. Hastalığın en önemli belirtisi olan pnömoni bilgisayarlı tomografi sayesinde tespit ve takip edildi. Hatta büyük bir sağlık teknolojisi şirketi Pnömoni Analizi Yazılımı geliştirdi. Yapay zekâ destekli bu yazılım, 1 dakikadan kısa sürede ve yüzde 95 doğruluk oranıyla Covid-19’a bağlı anomalileri ölçtü ve ölçmeye devam ediyor.  Şimdi size radyolojinin bambaşka bir yönünden, sanattan bahsetmek istiyorum. Radyoloji, teknoloji, tıp ve sanatı birleştiren harika bir proje. Ve bu projenin başında ülkemizin önde gelen radyoloji uzmanlarından, benim çok sevgili dostum Prof. Dr. Ercan Karaarslan var. Karaarslan yaşadığı zorlu sürecin ardından görüntülemedeki uzmanlığını bu kez bambaşka bir alanda kullanmak üzere yeni ve heyecan verici bir görev daha üstlendi; Siemens Healthineers Türkiye tarafından düzenlenen ve dünyada bir ilk olan Algoritmalar ve Bitkiler sergisinin danışmanlığını yürütüyor. Algoritmalar ve Bitkiler sergisi ile Türkiye coğrafyasında yetişen bitkiler, radyologların tıbbi görüntüleme cihazlarında gerçekleştirdiği çekimlerle eşsiz görüntülere dönüşüyor. Şirketin 1979 yılında ürettiği MR makinesinde ilk olarak bir dolmalık biberin görüntülenmesinden yola çıkarak oluşturulan ve küratörlüğü Sanat Tarihçisi Seda Yörüker tarafından yapılan sergi hem tıp uzmanları hem de izleyiciler için bakmak, daha yakından bakmak, görmek, daha ötesini görmek gibi optik sorgulamalara kapı aralıyor. Sizin de benim gibi çok etkileneceğinize eminim. Kısa bir süre önce bana bu sergide yer alan eserlerden biri hediye edildi. Bu esere baktığımda fotoğraf sanatçısı John Paul Caponigro’nun ünlü sözlerinden birini hatırladım: Bakmak ve görmek farklı şeylerdir.  Derin bir anlayışı basit ve anlaşılır bir hale getiren bu cümle, aslında yaşamla olan en güçlü bağlarımızdan biri olan görmenin öznelliğini de açıklıyor. Aynı şeye bakıyor, farklı şeyler görüyoruz. Bu, yaşamdaki birçok şey için geçerli olsa da konu sanat olduğunda daha da baskın bir geçerlilik kazanıyor. Ancak bu yargının, geçerli olmadığı bir alan da var. O da bilim. Bilim tüm öznelliklerin ötesine geçerek, olanı; koşullardan etkilenmeden, her şartta, her yerde, her zaman diliminde aynı şekilde gösteriyor. Düşüncelerimizin, kişisel yargılarımızın veya bakış açılarımız ispatlanmış bir gerçeği değiştirmede veya bambaşka bir şekilde yorumlamada herhangi bir etkisi yok. Bilimsel her kararın ardında sayısız çalışma ve deneyim var. Bilimin bize sunduklarını değerlendirirken bunu gözden kaçırmayalım. Algoritmalar ve Bitkiler sergisi, işte bu iki dünyayı bir araya getiriyor. Lale bitkisini daha önce hiç görmediğim bir şekilde gösteren bu resme ilk baktığımda lale yerine aslında soyut bir çalışma görmüştüm. Üstelik resim, tam anlamıyla bilimsel bir teknikle oluşturulmuştu: MR çekimiyle. Tanıdığımız bir bitkiyi bambaşka şekilde gösteren bu resim gibi onlarcası sergide yer alıyor. Çok sevdiğim bir söz vardır, ‘Tıp fakültesinden her şey çıkar, arada sırada doktor çıkar’ diye. Aslında hekimlerin ne kadar çok yönlü olduğunu anlatır bu söz. Çoğu hekim sanata meraklıdır. Zaten hekimlik mesleği de bir sanat değil midir? Sergiye dijital ortamda, cekimgucu.siemens-healthineers.com adresinden ulaşabilirsiniz. Tıp dünyasına bambaşka bir gözle bakarsınız. Kim bilir?