29 Mart 2024, Cuma
15.01.2021 03:43

Salgın dönemi can dostlarımızda da kaygı yarattı

Covid-19’un gündemimize oturmasıyla sosyal hayatımız ve iş akışımız yeni bir boyut kazanırken, değişen rutinlerimize adapte olmaya çalıştık. Hayatlarındaki en önemli şeylerden biri aslında rutini olan evcil hayvanlarımız da bu durumdan kendi payına düşeni aldı.

Evde geçen bu süre yeni bir hayvan sahibi olmak adına avantaj olarak görüldü. Bazılarımız zaten can dostlarımızla hayatımızı paylaşıyorduk. Mart, nisan ve mayıs aylarında hepimiz kısmen hayalimizi yaşadık. Evde daha çok vakit geçirebildik. Evdeki dört ayaklılara sarılarak film izledik, oyunlar oynadık. Kendimize ekmek, onlara kurabiyeler yaptık. Adeta bir uzvumuz haline geldiler. Biz nereye, onlar oraya… Bu bizi daha da memnun etti. Çünkü artık onlara, eski çalışma düzenimizde ayıramadığımız vakti ayırabilmeye başlamıştık. Onlar da bu memnuniyetlerini bize daha da çok bağlanarak göstermeye başlamışlardı. Peki yaşadığımız şey bağlılık mı yoksa bağımlılık mıydı? Bunun cevabını yavaştan normal düzene geçiş yapmaya başladığımız haziran, temmuz ve ağustosta almaya başladık.

Artık bir kısmımızın elinde nurtopu gibi problemler bütünü vardı. Eski rutinde yalnız kalmaya alışık olan köpeklerimiz evde yalnız kalmayı reddetmeye ve bize bağımlı hale gelmeye başlamışlardı. Tepkilerini havlama, kemirme ve eve tuvalet yapma gibi farklı davranışlarla gösterdiler. Sürekli evde olmamızın, rutinlerimizin değişmesinin, can dostlarımızla olan ortak yaşantımızda bu süreci doğru yönetememizin de onlar üzerinde negatif etkileriyle karşılaştık.

Bu geçici bir süreç gibi gözükse de maalesef zamanında müdahale edilmeyen ve doğruya yönlendirilmeyen durumlar kalıcı davranış sorunlarına sebep olabiliyor. Her gün evden gitmenize alışık olan kedinizin ve köpeğinizin siz evde yokken kendi içlerinde bir düzenleri var. Belli saatte uyumak, oyun oynamak, kemirme oyuncaklarıyla zihnini yormak, camdan dışarıyı seyretmek, boş boş duvara bakmak, belki de evi dağıtmak gibi. Biz nasıl ki alışkanlıklarımızı değiştirme sürecinde zorlanıyorsak, bu onlar için de kolay değil. Bize her daim ulaşabilir olduklarını fark etmeleri, ulaşamadıkları durumlarda onlarda kaygı yaratıyor. Kaygı da bir kısım davranış bozukluklarının en büyük çıkış noktasıdır.

Tüm bu düzen içerisinde onlara rutinlerini hatırlatmamız, ilerleyen süreçte yaşayacakları kaygının önüne geçmemizi sağlayacaktır. Ne zaman olacağını bilemediğimiz normalleşme sürecine döndüğümüzde, iki ve dört ayaklı tüm aile fertlerinin yeni eski düzene çok daha kolay adapte olabilmeleri için kaygıyı tetiklemeyecek yeni ev içi düzen alışkanlıklarımızda dikkat etmemiz gerekenleri haftaya sizlerle paylaşacağım.

Sağlıkla bir arada olabileceğimiz bol patili günlere…