20 Nisan 2024, Cumartesi
30.04.2021 10:52

Sanatını geçmişin mirasında ve canlıların sıcaklığında aradı

Türkiye geçen hafta en değerli sanatçılarından birini kaybetti. Selma Gürbüz henüz 61 yaşında aramızdan ayrıldı. Onu tanıyanlar ve yakın çalıştığı kişiler hem yeteneğine hem de çalışma aşkına şahitti

“Sergi hazırlıkları sırasında çok heyecanlıydı”

Oya Eczacıbaşı (İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı) İstanbul Modern’in Türkiye sanat ortamındaki kadın sanatçıları görünür kıldığı sergilerine Selma Gürbüz ile devam ederken kendisini kaybettik. Sergi hazırlıkları sırası ve sonrasında kendisi de bizim gibi heyecanlıydı. Kendisini bu kadar erken ve zamansız kaybetmek hem bizi hem tüm sanatseverleri çok üzdü. Selma’nın son dönem çalışmalarından olan Birbirimize İyi Bakalım adlı yapıtını kadın sanatçıların üretimlerine destek olmak ve temsillerini güçlendirmek amacıyla kurduğumuz Kadın Sanatçılar Fonu desteğiyle, İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu’na kazandırmıştık. Selma Gürbüz’den bize kalan son yapıt olacağını asla tahmin edemezdik. Çok üzgünüz.”
1960’ta İstanbul’da doğan Selma Gürbüz, sanat eğitimine 1980’de İngiltere’deki Exeter College of Art Design’da başladı. 1984’te Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Paris, Roma, Buenos Aires ve Barselona başta olmak üzere pek çok uluslararası sergiye katılan Gürbüz’ün yapıtları, Londra’daki The British Museum, Paris’teki Galerie Maeght Koleksiyonu, İstanbul Modern, Ankara Resim Heykel Müzesi gibi farklı koleksiyonlarda bulunuyor.
1960’ta İstanbul’da doğan Selma Gürbüz, sanat eğitimine 1980’de İngiltere’deki Exeter College of Art Design’da başladı. 1984’te Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Paris, Roma, Buenos Aires ve Barselona başta olmak üzere pek çok uluslararası sergiye katılan Gürbüz’ün yapıtları, Londra’daki The British Museum, Paris’teki Galerie Maeght Koleksiyonu, İstanbul Modern, Ankara Resim Heykel Müzesi gibi farklı koleksiyonlarda bulunuyor.

“Çağdaşı sanatçılardan hiçbirine benzemez”

Ünal Göğüş (Koleksiyoner, Gürbüz’ün dostu) Selma Gürbüz eserleriyle ilk kez 1986’da Urart Sanat Galerisi’ndeki sergisinde karşılaştım. Henüz 26 yaşında genç bir sanatçının çini mürekkebi ile yaptığı kuşbakışı iki boyutlu hayvan fügürleri, özellikle de kedi ve yılanı görselleştirme şekli ilgimi ve dikkatimi çekti. 1987 yılında bu hayvan figürlerini pik demir döküm ile yere serilen pürtüklü ve düzensiz yüzeyleriyle son derece etkileyici yontulara dönüştürmesi, Selma’nın çağdaşlarından kimselere benzemeyen bir sanatçı olduğunu kanıtlıyordu.  Selma’nın yapıtlarını günümüzde değil; Osmanlı minyatürleri ve Siyah Kalem’in minyatüre getirdiği mizah ve düşsel yaratıklarda, meleklerde, cinlerde, perilerde, aşk ve sevda hikayelerinde, tehlikeli oyun ve uzak yolculuk hikayelerinde bulabiliriz. 1986 senesinden bu yana Selma ile olan ilişkimiz zamanla aramızda yakın dostluk ve sanatçı-koleksiyoner ilişkisinin doğmasına ve ailemizin bir parçası olmasına neden olmuştur. Sanatçı ve dost olarak paylaştığımız güzel anılarımız, bizim için çok özel ve değerlidir. Her zaman özlem ve sevgiyle anacağız. Zamansız ve genç yaşta aramızdan ayrılan sevgili Selma’yı retrospektif bir sergi ve monografi ile anmak en büyük arzumdur.”

“Renkli ve büyülü bir dünyası vardı”

Öykü Özsoy (İstanbul Modern Baş Küratörü) Resimlerini ilk gördüğümde hayranlık duyduğum Selma Hanım’la birlikte Dünya Diye Bir Yer sergisini çalışırken, onun renkli ve büyülü dünyasını kendisinden dinleme, onunla birlikte keşfetme şansım oldu. Hayatı her yönüyle kucaklayan, farklı coğrafyalardan ve kültürlerden biriktirdiği yaşama, insanlığa, doğaya ait hikâyeleri kendine has etkileyici görsel imgelerle bizlere sunan muhteşem bir sanatçıydı. Çok erken bir kayıp, çok üzgünüm.”
Selma Gürbüz portreleri: Selma Gürbüz Arşivi. İrem Büşra Coşkun Özliyen’e teşekkürlerimizle...
Selma Gürbüz portreleri: Selma Gürbüz Arşivi. İrem Büşra Coşkun Özliyen’e teşekkürlerimizle...

“Daima sadeliğin nezaketini bulmak istedi”

Levent Çalıkoğlu (İstanbul Modern Direktörü) Tüm kariyerini doğanın enginliğinde, geçmiş kültürlerin mirasında, canlıların sıcaklığında, ait hissettiği sanatçıların ışığında ve renginde aradı Selma. Arzusu, tutkusu, öğrenme isteği, heyecanı sonsuzdu. Fazlalıklardan kurtulmak, sadeliğin nezaketini ve anlamını bulmak istedi her zaman. İnsan olarak hep kıyılarda durdu Selma, kalabalıklarda görünür olmayı sevmedi, sanat ortamının içinde kaybolmayı istemedi. Bu sergi için çok çalıştık, çok hayaller kurduk, yıllarca nasıl gerçekleştireceğimizin planlarını yaptık. Çok mutluydu sonuçtan, seyircinin ilgisinden, sanatının sunumundan. Çok sevdiğim bir dostumu, özel bir sanatçıyı kaybetmenin üzüntüsü içindeyim.”
Ünal Göğüş ve eşi Ceyda Göğüş evlerinde, Selma Gürbüz eserlerinden bazılarının önünde... (Solda “Örtülü Dağ” Nepal kağıdı üzeri guaj, arkada “Perde” siyah-beyaz deri ve beyaz yağlı pastel, yerde “Boğa” el dokuma tün tülü halı çalışması, yine yerde demir döküm “Koç Başı” heykeli ile sağda “Kuşlu Kostüm” isimli demir dekupaj heykeli)
Ünal Göğüş ve eşi Ceyda Göğüş evlerinde, Selma Gürbüz eserlerinden bazılarının önünde... (Solda “Örtülü Dağ” Nepal kağıdı üzeri guaj, arkada “Perde” siyah-beyaz deri ve beyaz yağlı pastel, yerde “Boğa” el dokuma tün tülü halı çalışması, yine yerde demir döküm “Koç Başı” heykeli ile sağda “Kuşlu Kostüm” isimli demir dekupaj heykeli)

“Batı eğitimli bir Doğu tutkunuydu”

Prof. Hüsamettin Koçan (Sanatçı, Gürbüz’ün hocası) Selma’yı 80’li yıllarda tanıdım. İngiltere’den yeni gelmiş, Marmara Üniversitesi’nde atölyemi seçmiş. Enerjik, coşkulu, hızlı fırça darbeleri ile resimler yapan, parlak takılardan hoşlanan, çok çalışkan, tulumu, eli yüzü gözü boya içinde bir gençti… Fakülteden sonra aile dostumuz oldu, her geçen gün kendini yeniledi. Etrafına dikkatle bakar ve her ilgi duyduğu tekniği kullanmak isterdi. Renkli resimlerinden heykele, oradan da derin duyarlılığa ve beğenisi yüksek bir anlatımcılığa uzandı. Yıllar önce bir döküm atölyesine gidince pik dökümlerle ilgilendi. Sonra yüzeyi çok sevdi. Heykelleri ile resimleri arasında tutarlı bir bağ kurdu. Batı eğitimi almış, Doğu’ya tutkun bir mekânsızdı.  Sabahleyin bahçemde çiçek açan mor salkıma onu soracağım. 20 yıl önce bana bahçem için Selma getirmişti...”
Birbirimize İyi Bakalım, 2020, 198 x 115 cm, El yapımı kâğıt üzerine kakma, İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu (Kadın Sanatçılar Fonu’yla koleksiyona kazandırılmıştır)
Birbirimize İyi Bakalım, 2020, 198 x 115 cm, El yapımı kâğıt üzerine kakma, İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu (Kadın Sanatçılar Fonu’yla koleksiyona kazandırılmıştır)