29 Mart 2024, Cuma
26.11.2021 04:30

Ülkenin ucundaki masal şehir: Kars

Müjdeler olsun, Nuri Bilge Ceylan filmlerini aratmayacak Anadolu manzaralarıyla efsanevi Doğu Ekspresi seferleri, 15 Aralık’ta yeniden başlıyor

Kars’ın karına ilk ayak izimi bıraktığımda, aylardan henüz Kasım’dı. Bir gün önce şehre lapa lapa kar yağmış, Çıldır Gölü neredeyse donmuş, Ani Harabeleri’ndeki kar örtüsü ayak bileğime ulaşmıştı. Sebebi ziyaretim, tarihi Boğatepe Köyü’nde yaşayan, köye bir peynir müzesi kuran,  Kars gravyerini dünyaya tanıtan ekibin başındaki İlhan Koçulu Hoca’yı ziyaret etmekti. Sonrasında defalarca gittiğim, son olarak da pandemi öncesi Doğu Ekspresi ile ziyaret ettiğim Kars, beni her seferinde büyüledi. Hazır Doğu Ekspresi seferleri 15 Aralık’ta yeniden başlıyorken, gelin biraz da Kars konuşalım.  Mimarisi, tarihi, kültürü ve mutfağıyla ülkemizin en ilginç şehirlerinden olan Kars’ta koruyamadıklarımız ne kadar çok olsa da gördükleriniz sizi büyüleyecek. Huriler, Urartular, İskitler, Sasaniler, Selçuklular, Gürcüler, Moğollar, Akkoyunlular ve Karakoyunluların da aralarında bulunduğu çok sayıda devlete ev sahipliği yapmış Kars toprakları. Osmanlı’ya 1535’te katılmış. 1853-1856 Osmanlı-Rus Savaşı’nda şehir halkı, kahramanca savunmuş topraklarını. Şehir tam  40 yıl Rusların işgalinde kalmış ve ortaya inanılmaz bir sentez çıkmış. Izgara şehir planlı sokakları, o muhteşem taş binalarıyla Kars, ona Batılı ve aristokrat bir hava veren kar örtüsüyle size Rusya’da bir şehir gibi de gelebilir. Yeniden Türkiye topraklarına katılması 30 Ekim 1920’de. 

Fotoğraflar: Ahmet Erdem
Fotoğraflar: Ahmet Erdem

Kaçırılmayacak 10 durak

1- Kars’a gittiğinizde, gezinize şehre en hâkim tepeye kurulmuş olan Kars Kalesi’ne çıkarak başlamanızı öneririm. Farklı işgallerde tahrip olup defalarca onarılan kalenin girişindeki Celal Baba Türbesi’ni ziyaret etmek de ilk durakta yapılacaklardan. Celal Baba, kendi kellesini koltuğunun altına alıp çatışmaya devam ettiğine inanılan bir savaş kahramanı.  2- İkinci durak, şehrin en ilginç yapılardan biri olan 12 Havari Kilisesi. Bu ilginç yapı camiye dönüştürülünce Kümbet adı verilmiş.  3- Kars Çayı üzerindeki Taş Köprü, III. Murat tarafından yaptırılmış. Hemen yanında Namık Kemal’in evi var. Rus döneminden kalma vali konağı, defterdarlık, belediye ve istasyon binasıyla kalın taş duvarlı. Şehrin en görkemli taş yapılarından biri de Fethiye Camisi olarak bilinen eski Rus Ortodoks Kilisesi. 4- Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi de korunan yapılardan. Burası son yıllarda Kars’ın kazandığı en güzel kültür hizmeti. Müzenin olduğu Kanlı Tabya binası, 1803’te III. Selim döneminde Yeni Tabya adıyla yapılmış. 1828’de Rusların yaptığı bir gece baskınında tabyadaki askerlerin tamamı şehit düşmüş ve o günden bu yana Kanlı Tabya olarak anılıyor. Günümüze kadar mimari özelliklerini koruyarak ulaşması açısından önemli. Savaş yılları çok etkileyici biçimde canlandırılmış.  5- Çıldır Gölü’ünde bir Çıldırlı ya da bir eskimo gibi buzu kırarak balık tutabilirsiniz! Kışın 1965 metredeki Çıldır Gölü 80 santimetreye kadar donarak hipnotik beyaz bir çöle dönüyor. Çıldır Gölü’nde atlı kızak yolculuğunu ben hayvan haklarına duyduğum saygı sebebiyle önermiyorum. Ancak yaz aylarında yine bu gölde gerçekleşen tekne turlarına katılabilirsiniz.  6- Şehir merkezine 45 kilometre uzaklıktaki Ani Harabeleri’ni de görülecekler listenize ekleyin. Ermeni Bagrat Krallığı’na başkentlik yapmış olan, surlarla çevrili Ani’de hayal gücünüzü kullanıp buranın eski halini gözünüzde canlandırın. Yarısı halen ayakta olan Halaskâr Kilisesi’ni, Büyük Katedral’i, Anadolu’nun ilk Selçuklu camisi Ebul Menuçehr’i görünce buranın büyüsü sizi de içine alacak. İpek Yolu’nun Anadolu’ya giriş noktası İpek Yolu Köprüsü’nü Arpaçay Nehri’nin iki yanında görebilirsiniz. Marco Polo’nun bu şehirden geçtiğini düşünmek bile heyecan verici. Vadiden akan Arpaçay, Ermenistan ile sınırımızı oluşturuyor.  7- Kars’a 55 kilometre uzaklıktaki Sarıkamış’a doğru giderken 1915’te Allahuekber Dağları’nda soğuktan donarak hayatını kaybeden on binlerce asker için yapılmış anıtın önünden geçeceksiniz. Sarıkamış ise kış turizminde önemli bir yere sahip. Ülkemizde kayak sporu için en kaliteli kar burada. Sarıkamış’ın kar kalitesi kayanları, özellikle snowboard yapanları mest ediyor. Buranın karını özel yapan şey sadece Alpler’de ve Sarıkamış’ta olan kristal, toz kar. 8- Kars’ın sadece ‘kar’ı değil peyniri de dillere destan. Kars yaylalarında 1.500’den fazla bitki yetişiyor. Bu müthiş zenginliğin peynire yansıması ile Kars’ta geçmiş yıllarda 30’dan fazla çeşit peynir üretiliyormuş. Ancak AB Gıda kodeksi standardizasyonuyla birlikte Kars’taki peynir çeşidi üçe indi; kaşar, gravyer ve tel peynir. Bunların dışında kalan ve 4-5 bin yıllık bir üretim kültürünün ürünü olan peynirlerse evlerde üretiliyor ve sınırlı sayıda insana ulaşıyor. Yerel tatların kaybolmaması için gösterilen her çaba çok kıymetli. İşte o uğraşın en güzel sonuçlarından biri; Kars Gravyer, Kaşar ve Kültür Festivali. Bir diğeri de Boğatepe Köyü’nde kurulan ülkemizin ilk ekomüzesi. Bu müzede hem yerel-geleneksel peynirlere hem de yerel tohumlara sahip çıkıyorlar. 9- Kars mutfağını deneyimleyin. Ben tercih etmesem de Kars’ın en meşhur lezzeti tandırda kaz. Kaz suyuna bulgur, çeşit çeşit hoşaf, favorim etsiz mantı Hangel, ayrıca evelik ve ısırgan otu çorbaları, revan köfte, acem kavurma, safranlı pilav, piti ve Kars böreği de yörenin en lezzetli yemekleri arasında. Tatlı olarak da umaç ve tabii ki kaymaklı Kars balı. Kars Kaz Evi’ne mutlaka uğramanızı öneririm. 10- Konaklamak için tavsiye edebileceğim otelleri ise Hotel Katerina Sarayı, Cheltikov Otel, Kar’s Otel, Şuara Otel ve Kars-ı Şirin Otel. 

Peynirin en güzel köyü: Boğatepe

Boğatepe’de peynirciliğin tarihi 1880’lere uzanıyor. Kars, Rusların eline geçince Rus, Alman ve İsviçreli girişimciler kente gelmiş. Buradaki ilk mandırayı kurup bugün Kars gravyeri dediğimiz peynirin öncüsünü üreten İsviçreli David Moser olmuş. Savaşmayı reddederek Rusya’dan kaçıp Kars’a yerleşen Malakanlar ile peynir üretimi çok gelişmiş. Kars kaşarı ve gravyeri yerel üretim teknikleriyle yapılıyor. Her aşama doğal olunca ne koruyucu ne renklendirici kullanılıyor. Olgunlaşma süresi de peynir için çok önemli. Bir tekerin yemeye hazır hale gelmesi 3 ile 9 ay arasında değişiyor. 70 kilo gravyer için 1.5 ton süt kullanılıyor.

Bilet alırken dikkat 

Doğu Ekspresi seferleri, memleketine gidecek yolcuların bilet bulamaması sebebiyle değişikliğe uğramıştı. Bunun üzerine yataklı vagonlar kaldırıldı, yataklı vagonla seyahat etmek isteyenler için “Turistik Doğu Ekspresi” isimli yeni bir sefer eklendi. Böylelikle, öğrencilerin, emeklilerin, ucuz yoldan, yataklı vagonda kitabını okuyup Kars’a yolculuk etme hayalleri suya düşmüş oldu.  Yaklaşık bir ay önce Ankara’dan Kars’a 31 saat süren Turistik Doğu Ekspresi’nin fiyatlarına ilişkin şu açıklama yapılmıştı: 2 kişilik yataklı kompartımanlarda, tek yön, tek kişi seyahat, 400 TL, 2 kişilik yataklı kompartımanda, tek yön, 2 kişi seyahat 500 TL, (kişi başına 250 TL). Son haberler, maalesef Turistik Doğu Ekspresi fiyatlarının vagon başına 13 bin TL, yolcu başına tek yön 650 TL olacağı ve biletlerin sadece tur acentelerine satılacağı yönünde. Biletler, sefer tarihinden maksimum iki hafta önce satılıyor.

Turistik Doğu Ekspresi’nin iki önemli farkı 

En önemli fark, vagon.   Doğu Ekspresi’nde artık sadece pulman (normal koltuklu) ve örtülü kuşetli (oda halinde 4 kişilik, koltuklar ranza şeklinde yatak oluyor, temiz nevresim veriliyor ve yatağınızı kendiniz yapıyorsunuz) ve yemek vagonu mevcut. Yataklı vagonlar kaldırıldı.  Turistik Doğu Ekspresi’nde ise sadece yataklı vagon (İkişer kişilik, içinde buzdolabı, masası, ranzası ya da iki karşılıklı tek kişilik yatağı ve lavabosu olan odalardan oluşan altı vagon) ve yemek vagonu var.  İkinci önemli fark ise güzergâh ve yolculuk süresi. İkisi de Ankara-Kars arası hizmet ediyor.  Doğu Ekspresi hat üzerindeki 50 kadar durakta durup, yolcu indirip-bindirme yapıyor.   Turistik Doğu Ekspresi ise 29 durakta duruyor. Geliş ve gidiş yönünde farklı olmak üzere 2 tanesinde insanlar trenden inip şehri gezsinler diye birkaç saatlik molalar veriliyor.