28 Mart 2024, Perşembe
17.12.2021 04:29

Uzun tedarik zinciri CEO’lara yarıyor

Başta ABD olmak üzere birçok ülke ekonomisi uzun tedarik zincirlerinin yarattığı kargaşadan muzdarip. Kısa vadede indirdikleri maliyetler ve artırabildikleri kar ölçüsünde mükafatlandırılan CEO'lar, bu belirsizliğin uzun vadeli maliyetini umursamıyor

Küresel tedarik zinciri karar alıcıların hiç kafa yormadığı bir konuydu. Genellikle akademisyenlerin ilgi alanına girer, küreselleşmenin bu boyutunun olası etkinlik kazancı ve riskleri çalışmalara konu olurdu. 2011 yılında Japonya’daki Fukuşima nükleer faciası tedarik zincirindeki kesintilerin küresel ekonomiyi nasıl etkileyebileceğini göstermiş olsa da, bunun ne kadar temel bir problem olabileceğini öngörenlerin sayısı fazla değildi. Ama artık öyle değil. Bugünün tedarik zinciri darboğazları ürün kıtlığı yaratıyor, enflasyonu besliyor ve bütün dünyadaki karar alıcıların zihnini meşgul ediyor. ABD’de Joe Biden yönetimi tedarik zincirlerinin gelecekteki ekonomik güvenliğe dair kilit önemini fark etti ve bu konuda takdiri hak ediyor. Şubat 2021’de Biden bir kararname yayınlayarak çok sayıda federal kurumun Amerikan tedarik zincirini güvenceye almasını ve güçlendirmesini istedi. Haziran ayında ise Beyaz Saray “Dirençli Tedarik Zincirleri Oluşturmak, Amerikan Üretimini Yeniden Canlandırmak ve Geniş Tabanlı Büyümeyi Desteklemek” konulu 100 günlük bir inceleme yayınladı. Bu 250 sayfalık raporda birçok önemli öneri yer alıyor. Bazıları ABD’nin iş gücü becerilerini ve ekonominin inovasyon kapasitesini artırmaya yönelik halihazırdaki geniş tartışmanın kapsamına giriyor. Diğer fikirler ise uluslararası ilişkiler ve güvenlik çalışmalarında bir süredir zaten ortalıkta dolaşıyor. Örneğin belgede savunma ve diğer kritik sanayilerin ithal girdilere bağımlılığının ulusal güvenlik açısından sonuçları ele alınıyor.