24 Nisan 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
10.12.2021 04:30

Venüs’e gidilsin ki halimize şükredelim

Dünya’nın komşusu Venüs dururken insanlık nedense hep Mars’la ilgileniyor. NASA, 70’lerde pabucu dama atılan Venüs için nihayet kolları sıvadı. Bize bu kadar yakın bir gezegen neden bu denli ‘yaşanamaz’ halde. Bu yolculuk, Dünya’nın da geleceğine ışık tutabilir

İnsanlığın uzayı fetih çabaları Ay ile başlamıştı. Geride kalan 50 yılı aşkın sürede çeşitli uzay seyahatleri ile bugünlere geldik. İnsanlığın şimdiki en büyük hedefi ise Mars’ı fethetmek. Bu konudaki çalışmaları da heyecanla izliyoruz. Fakat Dünya’ya Mars’tan çok daha yakın olduğu halde Venüs nedense yıllardır kimselerin ilgisini çekmiyor. Çünkü yaşam belirtileri bakımından Venüs, Mars’a göre çok daha umutsuz bir vaka. Hatta 70’lerde Sovyetler Birliği’nin Venüs’e bir uzay aracı gönderdiği ama daha gezegene yaklaşıp bir fotoğrafı bile tam çekemeden imha olduğu biliniyor. Venüs, Dünya’dan 25 milyon kilometre uzakta olmasına rağmen şu sıralar uzay çalışmalarının çoğu 62 milyon kilometre uzaklıktaki Mars’a yoğunlaşmış durumda. Bunun nedeni de daha uzakta da olsa Mars’taki yaşam koşullarının daha uygun olması. Bulutsuz gecelerde rahatlıkla görüp “Zöhre” diye adlandırdığımız ve Ay’dan sonra gökyüzündeki en parlak cisim olan Venüs’teki hava basıncı Dünya’dakinin 90-100 katı. Dolayısıyla insan bedeni Venüs’te yaşamaya pek de uygun değil. 

En büyük sıkıntısı 480 derece sıcaklık

Fakat tüm bunlara karşın NASA, “Burası bize uymaz, boşverin Venüs’ü” demedi. 2028 yılından itibaren Venüs atmosferini ve yaşam şartlarını incelemek için iki proje başlatıyor. Bu iş için de DaVinci+ ve Veritas adı verilen iki misyon hayata geçecek. İkisi için toplamda 1 milyar dolarlık bir bütçe ayrıldı. Dolayısıyla insansız araçlarla da olsa, Dünya’daki insanlık ilk kez Venüs’ü inceleme kapsamına almak için kolları sıvıyor. Venüs, Dünya’ya en yakın gezegen olduğu halde 480 santigrat dereceye kadar çıkan sıcaklığı ile Güneş’e en yakın gezegen olan Merkür’den bile daha kavurucu. Yetmezmiş gibi bir de zaman zaman Venüs’te ölümcül asit yağmurlarının olduğu da biliniyor. Fakat bütün bu olumsuz şartlarına karşın aktif bir gezegen olan Venüs’ün önemli maden kaynaklarına sahip olduğu sanılıyor. Volkanları, yeraltı kaynakları kayalarda bulunan karbon molekülleriyle insanlığın ilgisini çekmeye devam ediyor. Bunların dışında ayrıca Venüs’te fosfin gazının bulunması da insanlığı heyecanlandırmıştı. Çünkü mikroorganizmalar tarafından da salınan fosfinin Venüs’te bulunması kainatta dünya dışı canlıların da bulunma ihtimalini hep diri tutan bir beklenti. NASA, insan yaşamını riske atmadan gelişen teknoloji ürünü robot astronotları da kullanarak Venüs atmosferini inceleyecek. Dünya ile benzer noktaları varsa da geleceğe yönelik çalışmalar planlanacak. 

Yaşam şartlarındaki büyük fark neden? 

NASA’nın DaVinci+ misyonu ile öncelikle 2028 yılı başında Venüs atmosferini incelemesi planlanıyor. Ardından gelecek sonuçlara göre de yapay zeka ve gelişen robot teknolojisi ile Veritas da gezegenin haritasını çıkaracak. DaVinci+ ile ayrıca Venüs’teki ‘Tesserae’ adı verilen benzersiz jeolojik özelliklerin üç boyutlu görüntüleri de toplanacak. DaVinci+, Venüs’ün nasıl oluştuğu ve evrim geçirdiğini incelerken gezegende daha önce bir okyanusun var olup olmadığını da araştıracak. Bu sonuçların Dünya için de önemli tahminler içermesi bekleniyor. Çünkü Venüs’ün Dünya’ya benzer pek çok özellik taşımasına rağmen koşulların nasıl değiştiği ve nasıl ‘yaşanmaz bir yer’ haline geldiği ile ilgili detaylı bilgi sağlanması amaçlanıyor. NASA yaptığı açıklamada Dünya’ya komşu Venüs’ün neden ‘en sıcak’ gezegen olduğunun araştırılmasının planlandığını duyurdu. NASA Keşif Programı’nda görevli uzmanlardan Tom Wagner, ”Venüs hakkında bu kadar az şey bilmemiz şaşırtıcı. Ama bu görevlerin birleşik sonuçları bize gökyüzündeki bulutlardan ve yüzeyindeki yanardağlardan çekirdeğine kadar gezegeni anlatacak. Bu gezegeni yeni keşfetmişiz gibi olacak” dedi.