20 Nisan 2024, Cumartesi
16.04.2021 06:00

Yumurta-menemenle internet gazeteciliği!

Hızlı tüketim çağı internette artık iyice zirve yaptı. Okunmayan haberlerin hemen çöpe gittiği bu zorlu yarışta, ‘yumurtalı’ içerikler organik yollarla öne çıktı
Harvard çatısı altında medya araştırmaları yapan Neiman Gazetecilik Vakfı, New York Times’ın (NYT) internet ana sayfasını analiz etmiş. Araştırmaya göre NYT’nin ana sayfasındaki haberlerin tamamı 24 saatten kısa sürede değişiyor. Bir haberin sayfada kalma süresi ortalama 9,5 saat çıkmış. Yani en iyi içerikler bile o an okunmuyorsa birkaç saatte çöpe gidiyor. Hiçbir haberin 24 saat yaşamadığı bir ‘hızlı tüketim’ çağındayız. Araştırma döneminde NYT’nin sadece tek bir haberi ana sayfasında 6 gün boyunca tuttuğu ortaya çıkmış: “En İyi Çırpılmış Yumurtayı Nasıl Yaparsınız?”  Bu içerik bir cumartesi sabahı girdiği ana sayfada tam 6 gün durmuş. Peki ABD’deki onca siyasi olay, Biden’ın yeni yardım planı, aşı haberleri, dış siyaset, spor filan varken bir yumurta tarifi 6 gün ana sayfada nasıl kalabilir ki? Cevabı basit; dijital dünya ölçüm üzerine kurulu, okunan haber kalır, okunmayanlar gider. Bu ‘çırpılmış yumurta’ haberi aynı zamanda e-posta yolu ile paylaşımda birinci, sosyal medya kanallarıyla yayılımda da ikinci sırada yer almış. 

Menemen soğanlı mı olur soğansız mı?

Gelelim bize. Gurme Vedat Milor’un Twitter’da bir sabah başlattığı ‘Menemen anketini’ hatırlarsınız. Sosyal medyada çığ gibi büyüyen ankete 500 bin kişi katılmıştı. İnternet sitelerinin yanı sıra gazete ve TV’ler günlerce ‘Menemen nasıl olmalı?’ haberleri yapıp, şeflerden görüş aldı. O dönem de Türkiye gündeminde her zamanki gibi yoğun siyaset, alev alev bir dolar kuru, komşularla gerginlik filan gibi yine çok önemli haberler vardı. Yani ‘Menemen anketi’ en ağır haberlerin arasından sıyrılarak gündemin ön sırasına çıkmıştı. 

Tıklanma provası

İnternet yayıncılığında haberlerin anlık okunma sayıları A/B testi adı verilen bir analizle çok iyi ölçümlenebiliyor. Bazen editör iyi bir haber hazırladığını düşünür. Fakat haber yayına alındıktan sonra bir türlü beklediği kadar okunmaz. Başlık değiştirir, haberin yeriyle oynar, başka fotoğraf kullanır yani okutmak için elinden geleni yapar. Bütün bunlara rağmen güvendiği o haber yine de okunmayabilir. Tıklanmayan haberin sayfada yer işgali olarak görüldüğü bir dönemdeyiz. A/B testi ile internet editörleri haber sunumlarından hangisinin daha çok okuyacağını önceden görebiliyor. Yani haberi sayfaya çıkarmadan önce iki ayrı başlık atıp, hangi versiyonun daha çok tıklandığını önceden test edebilir. Bu sayede sayfadaki deneme yanılmayı, haberi yayına almadan yaparak rekabette öne geçer. Geçmişte bu işi yapan biri olarak şöyle bir örnek yaşadım. İsmi bende saklı bir yazarın ‘marka değerine’ güvenip haberinin okunacağını zannettik. Habere “Falancanın gözünden değişen Küba” başlığı atmıştık. Fakat daha sonra aynı linke “Eski bir solcunun gözünden değişen Küba” başlığı koyduk, haber 15 kat fazla okundu.