24 Nisan 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
13.08.2021 04:30

Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini’ne gittik

B’nin her adımını önceden planladığı ama bana söylemediği sürpriz tatilde kendimi önce Kefalonya Adası’nda, ardından bir yelkenlide buldum. Çok az bir malzemeyle bir akşam ve üç öğle yemeği çıkardım

23 Temmuz

Sürpriz tatile hareket ediyoruz. B’ plan yapmış, bana söylemiyor, gayet ketum. Ne kıyafet lazım, nasıl bir şeyler paketleyeyim diye soruyorum, cevap vermiyor. Birtakım tahmin oyunlarıyla ağzından laf almaya çalışıyorum, işlemiyor. Sonuç, dev gibi bir bavulla yola çıkıyoruz.  Bir noktada bakıyorum, gittiğimiz yol bizi doğudan batıya taşıyor. Yani Ege’yi terk edip İyon denizine yol alıyoruz. Bir sahile varıp feribot beklemeye başlıyoruz. Beklerken oracıkta, kalamar tava, Grek salata, patates tava ve retsina ile keyif yapıyoruz. Patatesler el kesmesi ve şahaneler. Derken feribot geliyor, biletler zaten önceden alınmış, istikamet Kefalonya. Şansa bak, Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini’ne gidiyoruz. Adaya iniyoruz, basit, suyun üstünde bir otele giriyoruz, “Bu akşam burası” diyor B’. Yani sürpriz kendi içinde gelişmeye devam edecek demek ki, burada bitmiyor.  Hemen mayolar, sahil ve sahildeki barda margaritalar. Tanrım, bunlar hayatta içtiğim en iyi margaritalar, efsane! Akşam yemeğe köye yürüyoruz, bir tavernaya oturuyoruz, yiyoruz bir şeyler. Ama ben pek hatırlamıyorum, hem çok da akılda kalacak bir özellikte olmadıklarından ama daha çok da margaritaların etkisinden.

24 Temmuz

Saat 10’da otelden hareket ediyoruz ve bir yelkenlinin önündeyiz. “Önümüzdeki dört gün yelken açıyoruz” diyor B’. Sürpriz büyüyor. Ama artık devamını söylemek zorunda, çünkü bir tekneye hazırlıksız çıkamazsın. Program yapılmış, 2 akşam muhtelif tavernalarda yemekler yenilecek, ama bir akşam ve dört öğlen başımızın çaresine bakmamız gerekiyor. Yani kumanya alınacak, az olmayacak, aç kalmayacağız ama fazla da olmayacak hem yer olmayacağından, hem de ziyan etmemek adına. Alışverişi yapıyoruz, ağırlıklı olarak içecek alıyoruz. Yiyecek olarak tam tamına: 15 dilim Prosciuotto Cotto, 15 dilim Prosciuotrto Crudo, 1 blok Keçi Feta, 1 blok Kefalonia sert peyniri, 2 kilo domates, 1 kafa yeşil salata, 12 adet yumurta, tuz, karabiber, 250 ml zeytinyağı, 4 adet limon, 1 paket peksimet, 3 adet patates, 3 adet kırmızı soğan, 1 adet hıyar, 4 adet beyaz kokulu şeftali, 4 adet nektarin, 3 adet mini armut, 50 gram bal, 5 adet mini yoğurt, 250 gram tuzlu badem. Yerleşiyoruz, vira bismillah. Limanın dışına çıkınca, mis gibi tatlı bir rüzgar var, B’ yelken açıyor, ben mutfağa iniyorum. Önümüzdeki günlerde hep aynı malzemeyle mümkünse farklı yemekler çıkarmalıyım, o bilindik tekne=makarna denklemine düşmemeliyim. Zaten makarna da almadım. Ama ilk öğlen çok da uğraşmıyorum, her iki prosciuottodan, sert peynirden koyuyorum, biraz da peksimet, bir beyaz şarap, tek yaptığım bir çoban salata.  Akşam demirlediğimiz koyda sahile çıkıyoruz. Tassia’s bu civarların meşhur bir tavernasıymış, rezervasyonumuz önceden yapılmış, denizin üstünde bir masaya yerleşiyoruz. Mizitralı bir ekmek üstü domates salata, sirkeli sardalya, kabak kızartma, şaraplı midye yiyoruz. Leziz. Ama esas olan ortalığın güzelliği.  Dolunay yükseliyor, tekneye dönüyoruz. Şanslıyım, biliyorum, iliklerime kadar hissediyorum.

İyon Denizi’ndeki Kefalonya Adası, Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini adıyla sinemaya da uyarlanan hikayenin geçtiği yer...
İyon Denizi’ndeki Kefalonya Adası, Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini adıyla sinemaya da uyarlanan hikayenin geçtiği yer...

25 Temmuz

Sabah hareket ediyoruz, kahvaltı yok, varınca halledeceğiz. O arada hazırlık yapıyorum. Yoğurt çıkarıyorum, tabakların altına koyuyorum. Yumurtaları haşlıyorum, soyuyorum. Crudodan birkaç dilim yolup, kenara bırakıyorum. Adam başı 6’şar badem çıkarıyorum. Bir de salata yapıyorum. Şeftali, nektarin, hıyar, domates, kırmızı soğan, az limon suyu, bol zeytinyağı.  Demirleyince, salatanın üstüne feta rendeliyorum, daha zeytinyağı da ekliyorum. Bademleri tavada ısıtıyorum. Isınınca, az zeytinyağı ve son dakika yolunmuş crudolar, hemen ateşten alıyorum. Bu bademli karışımı yoğurtların üstüne yerleştirdiğim yumurtalara boca ediyorum, biraz da kekik, mis gibi kokuyor. Kahvemiz de var, afiyetle yiyoruz. Akşam yine sahile çıkıyoruz. Bu akşam sirkeli sardalya, horta ve kalamar ızgara. Sardalyadan ekstra bir porsiyon paketlettiriyoruz. Kalamarın da hepsini bitiremeyip kalanını tekneye götürüyoruz.

26 Temmuz

Yeni bir koy. Bugün hiç karaya çıkmayacağız, ıssızlığın ortasındayız. Şahane. Öğlen bir salata yapıyorum. Yeşil salatayı yıkayıp bir kaseye yoluyorum. Ama önce altına, çintilmiş kuru soğan, bolca cotto, tuz, karabiber, doğranmış sert peynir ve armut koyuyorum. Bunları biraz bal, limon suyu ve zeytinyağı ile karıştırıyorum. Yapraklar bu karışımın üstüne. Üç de yumurta haşlıyorum kayısı, birer buçuktan kırışıyoruz. Nefis bir salata oluyor, yemeye doyamıyoruz. Akşam için 3 patates haşlıyorum. İkisini soyup kalın dilimleyip ortaya koyuyorum. Yanına tereyağı ve sirkeli sardalya. Patateslerin üstüne tereyağını sürüp sardalyaları yerleştirip, yutuyoruz. Çok beğeniyoruz, evde de yapmaya karar veriyoruz. Bu arada bir soğanı tavada çeviriveriyorum, iki domatesi rendeliyorum üstüne. Hemen çekiyor, içine kalan kalamarı doğruyorum, ısınınca altını kapıyorum. Kalamardan çok domates oluyor ama olsun. Onu da patateslerin üstüne koyup lüplüyoruz. Tamamız bu akşam da.

27 Temmuz

Bugün buradan geç hareket edeceğiz, çünkü çıktığımız limana dönüyoruz. Yarın sabah erken feribotla dönüşe geçeceğiz. Günü bu şahane koyda geçireceğiz, demir almadan da geç bir kahvaltı edelim diyoruz. Gerçi bizim kahvaltılar daha çok yemek gibi oluyor ama ne beis. Dün akşamdan kalan haşlanmış patates var, cottoların sonu var. İki tek soğan ve 5 yumurta var. O zaman frittata. Yani bir tava omleti. Ama fırınsız halletmeliyim. Ona başlamadan bir salata yapıyorum. Soğanın birini salatanın altına doğruyorum. Üstüne domates, feta, kuru kekik, bolca zeytinyağı ile kenara koyuyorum. Diğer soğanı doğrayıp tavada çeviriyorum. Üstüne haşlanmış patatesi kırıklıyorum. Yumurtaları da bir kasede karıştırıveriyorum. Döküyorum patateslerin üstüne. Karıştırarak pişiriyorum. Altı kendini tutarken, cottoları da boca ediyorum, kapak kapayıp pişmeye bırakıyorum. Böylece temel olarak aldığımız kısıtlı malzemeyi tekrar tekrar kullanarak, üstelik kuru kekik dışı hiçbir baharat olmadan nefis bir akşam ve dört öğle yemeği çıkarmış oluyorum.  Öğleden sonra limana yelken açıyoruz ve sürprizle başlayıp gelişen nefis bir tatilin dönüşüne geçiyoruz.