Creative Strategies adlı danışmanlık kuruluşunun yaptığı bir araştırma, evden çalışanların birbirleriyle iletişim kullanmak ve bilgi paylaşmak için en çok kullandıkları araçları ortaya koydu. ABD’de uzaktan çalışan bin kişiyle yapılan araştırmanın en çarpıcı sonuclarından biri, 30 yaşın üzerindeki her yaş grubu için e-postanın halen önemli bir iş birliği aracı olarak görülmesi ancak daha genç kuşakların e-postayı neredeyse unutmuş olması. Yani Y ve Z kuşağı olarak adlandıran demografik grup, e-postayı kullanması güç ve sıkıcı buluyor.
Posta kutusuna bakma derdi
Nitekim araştırma sonuçlarıyla ilgili olarak New York Times’a mesaj yoluyla konuşan 24 yaşındaki video yapım şirketi sahibi Adam Simmons, “e-posta yerine herhangi bir araçla” iletişim kurmayı tercih ettiğini söylüyor. “E-postanıza bir bakıyorsunuz, iş mesajları var ki önceliğiniz bu, ama aynı yerde ev sahibiniz kira zamanı geldi diyor. Netflix faturaları da orada.” Bir de istenmeyen posta kutusuna düşüp kaybolan iletiler var. Yaşı 30’dan genç çalışanlar, genellikle kendilerinden yaşça büyük olan patronlarından bir mesaj gelmiş mi diye e-posta adreslerini sık sık kontrol etmekten sıkılıyorlar ve buna da bir isim takmışlar: Gelen kutusu stresi. 1998 yılında Tom Hanks ve Meg Ryan’ın oynadığı ve Türkçeye “Mesajınız Var” diye çevirilen You’ve Got Mail filmi çıktığında, bu kuşağın mensuplarının çoğu henüz doğmamıştı ya da çok küçüktü.
En iyisi doküman paylaşmak
Araştırmaya dönecek olursak, 30 yaş aldı demografik grup için Google Dokümanlar, ortak çalışma için açık ara en çok tercih edilen uygulama. 30 yaşın altındakiler ortak çalışma deyince Google Dokümanlar’dan sonra sırasıyla en çok video konferans uygulaması Zoom’u ve Apple’ın iMessage uygulamasını düşünüyor. Araştırma, kullanıcıların belirli bir şirketin ürünlerine mutlak bir sadakat duymadığını da ortaya serdi.
Yani Microsoft’u tercih edenlerin doğal olarak sadece Office, Google’ı seçenlerin GSuite kullanmasını beklenebilir ama gerçekte durum bu değil. Günümüzün iş yerlerinde giderek daha fazla sayıda çalışan, kendileri ve ekipleri için en uygun yazılım ve hizmetlerini seçmek istiyor. Bu da birden fazla şirketin ürünlerinin kullanılması anlamına geliyor.
Evden çalışmanın olmazsa olması haline gelen görüntülü toplantılar için de çalışanlar Zoom, Slack, Microsoft Teams, Skype ve hatta Apple’ın FaceTime’ı gibi çeşitli platformlardan oluşan bir kokteyl
kullanıyorlar. Yani henüz bir tekel söz konusu değil.
Nitekim, araştırmaya katılanlan dörtte biri, iş akışlarının bir parçası olarak günlük olarak dört farklı teknoloji şirketinden en az bir uygulama kullandıklarını söylüyor. En yaygın örtüşmeler Microsoft, Google, Zoom ve Apple (iMessage) arasında.
Bilgi işleme iş düştü
Katılımcıların neredeyse üçte biri, her hafta görüntülü toplantılar için en az üç farklı uygulama kullanıyor: Zoom, Skype ve FaceTime, 30 yaşın altındaki kişilerin işle en çok ilişkilendirdikleri video konferans uygulamaları. Çalışanlar genellikle kendi kurumsal donanımlarını, kendi yazılımlarını ve kendi bulut hizmetlerini kullanıyor. Bu çeşitlilik, bilişim teknolojisi departmanlarını da artık çalışanlara belirli bir uygulamayı dayatmak yerine daha geniş bir teknoloji yelpazesi sunmala yöneltti.
Yani pandemide ofis yerine her yerde çalışabilme özgürlüğüne her programla çalışma özgürlüğü de eklendi.
En çok hangi uygulamalar kullanılıyor?
Creative Strategies’in araştırmasına katılanlar, “iş birliği” dendiğinde ilk akıllarına gelen üç uygulamayı seçtiler yaş dağılımına göre aşağıdaki gibi bir dağılım ortama çıktı. 30 yaş altının en çok kullandığı uygulama Google Docs. Gmail’i toplamda 30 yaş üstünden fazla kullanıyorlar ancak toplamda e-posta kullanımları bu gruba göre çok düşük. 30 yaş üstünde yüzde 34.6 ile Microsoft’un mail uygulaması 34.6 ile ilk akla gelen uygulama. Diğer e-posta servislerini de sık kullanıyorlar.