Maske-mesafe-hijyen üçlüsü tüm dünyada grip virüsüne karşı çok önemli bir koruma sağladı. 330 milyon nüfuslu ABD’de Eylül ayından bu yana kayıt altındaki grip vakalarının sayısı, haftada sadece 2 bin. Normalde bu sayının haftada 200 binden fazla olması bekleniyordu. Her yıl koşa koşa güncellenen aşısını olduğumuz grip adeta yok olmuş gibi. Buraya kadar her şey güzel. Ancak New York Times’a konuşan uzmanlara göre grip virüsü Terminator filmindeki o repliği söyleyerek aramızdan ayrıldı: I’ll be back! (Geri döneceğim)
Hangi grip? Hangi aşı?
Çünkü tüm virologların ortak kanısı grip virüsünün geri döneceği şeklinde. Özellikle önümüzdeki aylarda normal hayatımıza toplu halde dönünce ciddi bir grip salgını yaşanabilir. Ancak virüsün hangi formda döneceği konusunda görüş birliği yok. Bazı uzmanlar virüsün çok fazla bulaşacak kişi bulamadığı için yenilenme fırsatı bulamadığını, bu nedenle çok değişim geçirmeden yeniden aramıza döneceğini, bunun da fazla bir sorun yaratmayacağını düşünüyor. Gazeteye konuşan virolog Richard Webby, “Aslında hiçbir fikrimiz yok. Çünkü hiç bu kadar düşük seviyeli bir grip sezonu yaşamadık” diyor. Bu durum grip aşısında da belirsizlik yaratacak. Çünkü uzmanlar, yüzlerce farklı grip virüsünden hangisinin geri döneceğini bilmediği için aşıya hangilerinin konulması gerektiği konusunda kararsızlık var. Bu da bağışıklık sistemimizin grip sezonuna hazır olamayacağı anlamına geliyor.
Wired dergisi de son sayısında bu konuya değindi ve grip başta olmak üzere ortadan kaybolan virüslerin hayatımıza yeniden girmeye başladığına dikkat çekti. Bunun ilk örneği çoğunlukla çocuklarda kışın görülen RSV gibi solunum yolu hastalıklarına sebep olan virüslerin ABD, Avustralya, Güney Afrika, İzlanda ve diğer Avrupa ülkelerinde Haziran’da yeniden ortaya çıkmış olması. Yani Covid’e karşı alınan önlemler nedeniyle baskılanan diğer virüsler, rahatlatma ve normalleşmeyle birlikte vakit kaybetmeden hayatımıza döndü bile.
Covid’te en başarılı 5 ülke
New Scientist dergisi son sayısında salgınla mücadelenin en başarılı ülkelerini yayınladı. Buna göre virüsü toptan yok etmek için çok sert önlemler alan ve bunları salgının en başlarında uygulamaya koyan Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya, Güney Kore ve İzlanda koronavirüsle mücadelede örnek ülkeler olarak gösterildi. Lancet dergisinde yayınlanan bir araştırmada “eliminasyon stratejisi” uygulayan bu ülkelerin performansı virüsün yayılmasını önlemek için salgının akışına göre önlemleri azaltıp artıran OECD üyesi 32 ülke karşılaştırıldı. Bu 5 ülkedeki nüfusa oranla ölümlerin “yayılmayı engelleme stratejisini” uygulayan ülkelerin sadece yüzde 4’ü kadar olduğu anlaşıldı.
Gelecekteki Covid’in senaryoları
Salgın ekonomisinden pay kapmak isteyen senarist ve yazarlar geleceğin Covid senaryolarını kitap ve film haline getirmekten geri durmadı. İşte salgının başından beri dikkat çeken film ve kitaplar: Songbird (Film): Covid-23 isimli yeni virüsün dünyayı kasıp kavurmasını anlatıyor.
Covid-24 (Kitap): Flavio Bell tarafından yazılan kitapta sinsi bir şekilde evrime uğrayan virüsün 2024’te yeniden ve daha ölümcül olarak yine Çin’den ortaya çıkışı anlatılıyor. Kitap “uluslararası bestseller” oldu.
Covid-25 (Kitap):
“Salgının çaresi yeni katil oldu” başlığıyla yayınlanan kitabın yazarı James Phillips. Covid-25 ile koronavirüs, Covid-19’dan yüzde 50 daha ölümcül bir şekilde aramıza geri dönüyor.