Salgının başından beri bilim dünyası aşıya öncelik verdi. Tedaviye yönelik ilaçlar ise deneme yanılma yoluyla var olan mevcut ilaçlardan seçilmeye çalışıldı. Şimdi aşıların sayısının artmasıyla birlikte bu kez ilaç çalışmaları da hızlandı. ABD’de 2016’da devlet madalyasına layık görülen Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi kökenli Jen Nwankwo ve arkadaşları koronavirüse karşı yapay zeka kullanarak bir tedavi bulmak üzere bu ayın başında çok ilginç bir projeye start verdi. Salgın için özel olarak geliştirilen SUEDE (Süet) ve BAGEL (Simit) isimli iki yapay zeka programı hastalığa karşı çare aramaya başladı. SUEDE, virüsün vücutta hastalığa dönüşmesinde rol oynayan tüm biomoleküllere karşı ilaç olabilecek kombinasyonları tararken, BAGEL ise tespit edilen hedeflere bu kimyasal bileşenlerin ulaştırılmasını sağlayacak inhibitörleri belirlemek için çalıştı. İki program, virüsün hücreleri enfekte etmesini sağlayan enzimleri bloke etmek için hangi kimyasal bileşenlerin kullanılabileceği konusunda da milyarlarca değişik kombinasyonu dijital olarak test etti.
14 milyar kombinasyon ve tek sonuç
SUEDE ve BAGEL 14 milyar farklı kombinasyonu denedikten sonra en çok umut vaat eden sadece bir kombinasyon belirledi. Massachusetts merkezli yeni bioteknoloji firması 1910 Genetics’in CEO’su olan Nwankwo bu kimyasal bileşen formülünü laboratuvar ortamında virüse karşı test etti ve tam başarıya ulaştığını belirledi. Bu gelişme Science dergisinin son sayısında yayınlandı. 1910 Genetics şimdi ilaç üreticileriyle hayvan ve insan denemeleri için görüşmelere başladı. Dergiye konuşan Nwankwo, “Yapay zekanın ilaç geliştirmekte çok önemli rol oynayabileceğinden emindik” dedi.
Bir ilaç 2.8 milyar dolara mal olabilir
Nwankwo haklı, çünkü 1910 Genetics bu alanda tek değil. Science dergisine göre farklı laboratuvarlar tarafından süperbilgisayarlar yardımıyla tespit edilen 239 antiviral molekül, şu an geliştirme aşamasında. Vanderbilt Universitesi’nden virolog Mark Denison’a göre antiviral ilaçların geliştirilmesine yönelik çabalar salgını bitirmek için halen kritik öneme sahip. Çünkü mutasyon virüsler çoğalmaya ve yayılmaya devam ediyor. Bu da aşıların etkinlikleri konusunda şüphe uyandırıyor. Ayrıca dünyada aşıya ulaşamayan milyonları tedavi edebilmek için ilaçlar hayati öneme sahip. Ancak bir ilacın laboratuvar ve klinik testleri tamamlayıp piyasaya ulaşması uzun ve masraflı bir süreç. Tek bir ilaç için maliyet 985 milyon dolarla 2.8 milyar dolar arasında değişiyor.
Alman öğrencilere hızlı Covid testi
Almanya’da okullar ilk ve ortaokullardan başlayarak yeniden açılıyor. Yukarıdaki fotoğraf Dresden’de bir lisede çekildi. Alman yetkililer yüz yüze eğitimi başlayan okullarda öğrencilere hızlı Covid antijen testleri yapmaya başladı. Ancak ülkedeki tüm okullara yetecek kadar kit olmadığı için şimdilik pilot olarak seçilen kentlerde belirli okullarda öğrenciler sık sık Covid testine tabi tutulacak. Ülkede Covid enfeksiyonu özellikle gençler arasında yükseliyor. Bunun nedeninin, İngiliz varyantı olarak bilinen B117’den kaynaklandığı sanılıyor.
Okullarda sosyal mesafe bir metreye kadar inebilir
Türkiye’de olduğu gibi ABD’de de okulların güvenli şekilde nasıl açılacağı tartışılıyor. Ülkede yapılan son bir araştırma, ilk ve orta okullarda sosyal mesafenin 2 yerine 12 metre olarak da uygulanabileceğini, sıralar arasında bir metre mesafenin, maske ve diğer önlemlerle birlikte yeterli olacağını gösterdi. Clinical Infectious Diseases dergisinde geçen hafta yayınlanan araştırmaya göre, yüz yüze eğitime geçiş için şu şartların yerine getirilmesi gerek: Çocukların sıraları arasında 1 metre mesafe olmalı, okulda sürekli maske takılmalı, sınıflar düzenli olarak havalandırılmalı, sürekli test yapılmalı, öğretmenler ve yardımcı personel aşılanmalı.
Elbette bu araştırmanın ABD’deki okulların altyapısı dikkate alınarak yapıldığını akıldan çıkarmamak gerek. Türkiye’de okulların mimarisi ve kalabalık sınıflar, her öğrencinin sırada tek oturmasına ve aralarında da en az birer metre mesafe bırakılmasına uygun değil.
76 ülkede bugüne kadar tek doz aşı yapılamadı
Dünyada 116 ülkede Covid-19 aşı uygulaması devam ediyor. Dünya nüfusunun yüzde 16’sını oluşturan zengin ülkeler aşıların yüzde 60’ını almış durumda. Ancak gelir seviyesi düşük 76 ülkede halen tek doz bile aşı yapılabilmiş değil. 2021 sonuna kadar da buralarda yaşayanların yüzde 90’ının aşılanması mümkün görülmüyor.
Bu ülkeler kendi bütçeleriyle aşıya ulaşamayacakları için ya aşı diplomasisi aracılığıyla etkilerini artırmak isteyen Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkelerin göndereceği yardımları ya da Dünya Sağlık Örgütü’nün bu ülkeler için geçen Nisan ayında oluşturduğu Covax programını bekliyorlar.
Covax’ta hedefin yüzde 50’si gerçekleşti
Koronavirüs Aşısı Küresel Erişim Girişimi (COVAX) ile küresel aşı dağıtımının yüzde 10’unun yoksul ülkelere yapılması planlanıyor. 92 yoksul ülkeye bu program aracılığıyla aşı ulaştırılacak. Finansmanı ise zengin ülkeler tarafından gerçekleştirilecek. COVAX ile 2 milyar doz aşı gönderilerek risk altındaki vatandaşlar ve sağlık çalışanlarını kapsayan nüfusun yüzde 20’sinin aşılanması amaçlanıyor. Ancak şimdiye dek aşı şirketleriyle yapılabilen anlaşma 1.1 milyar doz. Gerekli miktar ise 2 milyar doz.
Her üç kişiden biri hâlâ Covid aşılarına karşı
Dünya genelinde birçok uzmanın aşı olun çağrılarına rağmen aşı karşıtı kampanyalar milyonlarca insanın fikirlerini etkilemeye devam ediyor. YouGov tarafından yapılan araştırma özellikle Avrupa’da aşı olmaya sıcak bakmayanların oranının çok yüksek olduğunu gösterdi. Fransa’da halkın sadece yüzde 29’u aşı olacağını söylüyor. İngiltere gibi aşılamanın başarılı olduğu yerlerde bile bu oran en fazla yüzde 71’e ulaşabiliyor.
Covid geçirene tek doz bile koruma sağlıyor
New England Journal of Medicine’de yayınlanan son araştırmaya göre New York’taki Icahn Tıp Fakültesi’nde görevli uzmanlar 67’si Covid-19’u geçirmiş, 43’ü ise hiç virüs kapmamış 110 kişiden alınan kan örneklerini inceledi. Bu 110 kişinin tamamına Pfizer veya Moderna aşıları uygulandı. İlk doz aşıdan sonra alınan kan örneklerinde daha önce enfekte olmuş kişilerdeki antikor seviyesinin, virüs bulaşmayanlara oranla 10 ila 45 kat daha yüksek olduğunu gördü. Daha önce hastalığı geçirmemiş olan kişiler ikinci dozdan sonra bile bu oranda antikor üretemedi.
ABD’de de aynı tartışma: Restoranlar açılmalı mı?
ABD’nin salgın hastlıklarla mücadele otoritesi CDC tarafından yapılan yeni bir araştırma ülkede restoran işletmecilerini ayağa kadırdı. Bazı eyalet yönetimleri vaka sayılarındaki düşüşe paralel olarak restoranları açma kararı almıştı. Ancak CDC’e göre restoranların açılması 6 hafta içinde vaka sayılarında, 8 hafta içinde ise ölümlerde artışa neden oluyor. CDC direktörü Rochelle Walensky “Kesin bir neden sonuç ilişkisi var diyemeyiz ama maskesiz bulunulan kapalı mekanların havadaki virüs parçacıkları nedeniyle bulaşı artırdığı bir gerçek” dedi. Ulusal Restorancılar Birliği ise, CDC’in araştırmasını, “salgından en çok etkilenen yemek endüstrisine açık bir saldırı” olarak niteledi.