İlaç şirketleri ve Almanya aşıda patentten vazgeçmiyor

Dünyanın her yerine aşının ulaşması ve salgının hızlı bir şekilde bitmesi için aşıda patent haklarının askıya alınması fikri giderek daha geniş destek buluyor. ABD’den sonra Rusya, Fransa, İspanya ve İtalya “patentler kaldırılsın” dedi. Almanya ve ilaç şirketleri ise direniyor. Nihai karar haziranda çıkabilir

Salgını bitirmek için 11 milyar doz aşıya ihtiyacımız var. Ama üretim, tedarik zincirleri zorda, ekonomik açıdan iyi durumda olmayan ülkeler aşıya ulaşamıyor. Peki çare ne? Bazı uzmanlara göre dünyada aşılamayı hızlandırmanın en pratik yolu aşı patentlerini kaldırarak isteyen herkesin bu aşıları üretip uygulamasına izin vermek. Ama bu hiç kolay değil. Çünkü aşı geliştiricilerinin sahip olduğu patent hakları 20 yıl boyunca bu şirketleri üretim, dağıtım, fiyat gibi konularda tek söz sahibi yapıyor ve bu hak 1995’te 164 üyeli Dünya Ticaret Örgütü’nde kabul edilen TRIPS (Fikri mülkiyet hakkı patent antlaşması) ile korunuyor. Aşı üreticisi şirketlere göre patenti kaldırmak demek kapitalist sistemin dibine dinamit koymak ve bir sonraki salgında özel sektörün aşı geliştirme motivasyonunu tamamen riske atmak demek. Oksijen’in geçen sayısında Ekim ayında Güney Afrika ve Hindistan’ın öncülüğündeki 60 ülkenin aşıda patentin kaldırılması için Dünya Ticaret Örgütü’ne yaptığı başvurunun reddi ve sonrasında yaşananları anlatmıştık. Beyaz Saray’ın “Başkan Joe Biden, fikri mülkiyet feragatini aşı üretimi ve tedarikini en üst seviyeye çıkarmak için bir seçenek olarak gördüğü” açıklaması patentin kaldırılmasını isteyenler için önemli bir umut ışığı olmuştu. Günler sonra beklenen açıklama geldi ve tartışma daha da alevlendi. ABD Ticaret Temsilcisi Katherine Tai pandeminin olağanüstü önlemler gerektirdiğini belirterek, koronavirüs aşıları ile ilgili patent haklarının geçici olarak kaldırılmasını talep etti. ABD hükümetinin telif haklarının koruma altında olması ilkesine inandığını dile getiren Tai, “bu pandeminin sona erdirilmesi adına”, Dünya Ticaret Örgütü’nde (DSÖ) istisnai bir düzenleme için girişimlerde bulunacaklarını ifade etti.

DSÖ: Muazzam bir an

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Washington’un tavrının “Zor bir zamanda tüm insanların esenliğini önceleyen tarihi bir karar” olduğunu dile getirdi; “Bu Covid-19’a karşı mücadelede muazzam bir an” dedi. Açıklama tüm dünyada çok büyük yankı buldu. 24 saatte aşı üreticilerin hisse senetleri borsada değer kaybetti. BioNTech firmasının hisse senetleri Frankfurt Borsası’nda yüzde 12, CureVac ise yüzde 10 oranında düşüş yaşadı.

Almanya yalnız kaldı

ABD’nin çağrısına bir diğer süpergüç Rusya’nın lideri Vladimir Putin de destek verdi. Ancak Avrupa Birliği’nde bu konuda tam bir çatlak oluştu. Avrupa Komisyonu patent haklarının geçici olarak askıya alınmasının tartışmaya açık olduğunu duyururken Almanya tam aksi yönde tavır açıkladı. Berlin, koronavirüs aşılarında fikri mülkiyet haklarının askıya alınması fikrine karşı çıktı. Alman hükümeti bunun aşı üretim sürecine zarar verebileceğini söyledi ve “Fikri mülkiyet hakkının korunması inovasyonun bir parçasıdır ve öyle de kalmalıdır” dedi. AB’nin diğer büyük ülkelerinden Fransa ve İtalya ise ABD’nin çağrısına tam destek veriyor. 

Türkiye’nin tavrı

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen yıl yaptığı bir açıklamada “Aşılar, mevcut adaletsizlikleri daha da derinleştirmek yerine insanlığın ortak malı olacak şekilde kullanıma sunulmalıdır” demişti. Son gelişmeyi de “İlim tüm insanlığın ortak malıdır, ilimde kıskançlık olmaz” diye yorumladı. Bu da Türkiye’nin Dünya Ticaret Örgütü’ndeki tartışmada ABD’nin yanında olacağı sinyali olarak algılandı. 

Şirketler hâlâ karşı çıkıyor

Aşı üreticileri ABD’nin son adımını popülizm olarak görüyor. Bu şirketlere göre ilacın formülünün paylaşılması üretim için yeterli değil. Çünkü aşılar 200 farklı yöntem, araç-gereç ve teknoloji ile üretiliyor. Yani onlara göre asıl zorluk üretim sürecinden kaynaklanıyor ve aşı üretimine uygun tesislerin gelişmekte olan ülkelerde kurulması ve üretim teknolojilerinin aktarılması imkansız. İngiltere ve Avrupa Birliği bu yüzden yalnızca aşının formülünün değil aynı zamanda üretim tekniklerinin de paylaşılacağı lisanslama yöntemini destekliyor. Oxford-AstraZeneca ile Hindistan’daki Serum Enstitüsü arasındaki anlaşma bunun bir örneği.

Dr. Özlem Türeci eşine arka çıktı

Aşıda patentin serbest bırakılmasına ilk itiraz Pfizer/BioNTech aşısını geliştiren Prof. Uğur Şahin’den gelmişti. Şahin, Covid-19 aşılarının üretim kapasitesini arttırmak için ‘fikri mülkiyetten vazgeçmenin’ doğru bir yol olmadığını bunun yerine üretim lisansları verilmesi gerektiğini söyledi. BioNTech’in diğer kurucu ortağı Özlem Türeci de CNN’e verdiği röportajda “Aşıların patent haklarının kaldırılması kötü bir fikir” dedi.  Türeci şöyle konuştu: “Aşı üretiminde bir dizi önemli faktör vardır. Örneğin, üretim sürecimiz, aşının etkinliğini ve güvenliğini sağlamak için hepsinin doğru bir şekilde yürütülmesi gereken 50 binden fazla adım içerir. Deneyimli personel, özel tesisler, hammaddelere erişim gerektirir. Bunun yerine, aşı üreticileri için yasal, idari ve organizasyonel çözümler sağlamak daha önemlidir. Bir patent feragatnamesi önümüzdeki 12 ay içinde hazır olacak dozların sayısını artırmayacak. Muhtemelen üretimdeki kaosu artıracaktır.”

Aşıları karıştırmak koruyuculuğu artırabilir

Çin’de Mart ayında 4 farklı Çin aşısı ile yapılan bir araştırma, ilk ve ikinci dozu farklı aşılar uygulanan farelerde bağışıklık cevabının daha yüksek olabildiğini göstermişti.  Uzmanlara göre virüsün hücreye bağlantı noktası olan spike proteinini hedef alan farklı tip aşıların karıştırılması gerçekten de böyle bir sonuca sebep olabilir. Bu durum şimdi Avrupa’da, damar tıkanıklığına yol açtığı için bazı ülkelerin kullanımdan çıkarttığı Astrazeneca aşısı nedeniyle zorunlu olarak test edilecek. Bir doz Astrazeneca aşısı olan 60 yaş üstü 1 milyon İspanyol’a, bu aşının kullanımı yasaklandığı için şimdi ikinci dozda farklı bir aşı uygulanacak.  İngiltere’de Oxford Üniversitesi de Com-Cov denilen bir test başlattı. Bu deneyde ilk dozunu Pfizer ya da Astrazeneca aşısı olan kişilere ikinci dozda Moderna ya da Novavax aşısı verilecek.  Önümüzdeki haftalarda bağışıklık cevabının nasıl etkilendiğine ilişkin sonuçlar yayınlanacak. Yine Oxford Üniversitesi, Astrazeneca ile geliştirdikleri aşıyı karışımda test etmek için Sputnik V aşısını üreten Rus Gamelaya Enstitüsü ile anlaştı. Mart ayında başlayan deneyin ilk sonuçları bu ay yayınlanacak. 

Neden kimse grip olmuyor?

Evet hepimiz evlerimize kapandık, sürekli maske takıyoruz ama tüm önlemlere rağmen koronavirüse yakalanan milyonlar varken çevremizde hiç grip olan birini görmüyoruz. 330 milyon nüfuslu ABD’de Eylül ayından bu yana kayıt altındaki grip vakalarının sayısı, sıkı durun, haftada sadece 2 bin. Normalde bu sayının haftada 200 binden fazla olması bekleniyordu. Her yıl koşa koşa güncellenen aşısını olduğumuz grip adeta yok olmuş gibi. Uzmanlara göre sık sık el yıkama ve maske takma alışkanlıkları grip virüsünü engelleyen en önemli etkenler oldu.  Buraya kadar her şey güzel. Ancak New York Times’a konuşan uzmanlara göre grip virüsü Terminator filmindeki o repliği söyleyerek aramızdan ayrıldı: I’ll be back! (Geri döneceğim) Aşılama sonrası insanlar normal hayatlarına dönünce ciddi bir grip salgını yaşanabilir. Ancak virüsün hangi formda döneceği konusunda görüş birliği yok. Bazı uzmanlar virüsün bulaşacak kişi bulamadığı için çok değişim geçirmeden yeniden aramıza döneceğini düşünüyor ama belirsizlik grip aşılarının üretiminde sıkıntı yaratabilir.  Çünkü yüzlerce farklı grip virüsünden hangisinin geri döneceği bilinmediği için aşıların hangi grip virüsüne göre üretilmesi gerektiği konusunda kararsızlık var.

Grip aşısı olanlar koronada daha avantajlı

ABD’de Michigan Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma ilgi çeken sonucu ile bilim dünyasında “grip aşısı koronavirüse karşı koruma sağlayabilir mi?” tartışması yarattı. 27 bin 201 kişi ile yapılan araştırmada daha önce grip aşısı olan 12 bin 997 deneğin koronavirüse yakalanma riski yüzde 24 daha düşük çıktı. Ayrıca grip aşısı olan ve hastalığı geçiren kişilerin hastaneye yatış ve solunum cihazı ihtiyacı, aşılanmayan gruba göre daha düşük. Uzmanlara göre bunun sebebi grip aşısı ile uyarılan doğuştan bağışıklık savunması olabilir. 

Gebelik testi gibi Covid testi

ABD’de fiyatı 24 dolarla 55 dolar arasında değişen Covid-19 testleri eczanelerde satılmaya başlandı. MIT Technology Review dergisinin haberine göre testler yarım saat içinde yüzde 98’e yakın doğru sonuç veriyor. Sadece yüzde 2 oranında “yanlış pozitif” çıkma olasılığı olduğu belirtiliyor.  Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Test sayılarının düşmesi vaka sayısının düşmesinin sebebi değil, sonucudur” demişti ancak Türkiye ile yakın nüfusa sahip olan ve aylar sonra ilk kez bu hafta günlük sıfır ölüm gören İngiltere, hâlâ günde 1.5 milyona yakın test yaparak pozitif kişileri arıyor. İngiliz hükümeti yeni çıkan ev testlerini postayla bedava dağıtarak daha geniş kapsamlı bir tarama stratejisini uyguluyor. ABD’de de günlük test sayısı 2 milyon dolayında. 
Batıkent metrosunda patlama yaşandı Dervişoğlu'ndan 'Bakırhan'a alkış' sorusuna yanıt: Bahçeli’nin yaptığı hiçbir şey beni şaşırtmaz Bakanlık satışını yasakladı Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı 1 milyon Türk'e serbest dolaşım Yetişkin filmi izleyip sıcak çatışmaya giriyorlar