Covid-19 ile mücadeleye en büyük darbeyi 2020 sonlarında Hindistan’da ortaya çıkan Delta varyantı vurdu. 5 kat daha hızlı bulaşan bu yeni virüs toplumsal bağışıklık hedeflerini alt üst etti. Ekonomilerin toparlanması, hayatın normalleşmesi hayalleri ertelendi. ‘Daha kötüsü olamaz’ diye düşünürken şimdi Delta’dan daha bulaşıcı olduğu iddia edilen Omicron sahnede... Bilim insanları Botswana’da ortaya çıkıp Güney Afrika’da yayılan bu yeni mutasyon virüs için ‘kâbus senaryosunun gerçek olması’ benzetmesini yapıyor. Çünkü Delta’da virüsün hücreye bağlanmasını sağlayan spike proteindeki iki mutasyon dünyayı bu hale getirirken Omicron’da bu bölgede 32 farklı mutasyon var. Bu durum yeni virüsün çok daha hızlı bulaşmasına sebep olmak bir yana, elimizdeki aşıların da etkisiz kalma ihtimalini güçlendiriyor. Dünya Sağlık Örgütü işte tam da bu nedenle “yüksek risk” ilan etti. Peki biz bu noktaya nasıl geldik? Aslında başlıkta okuduğunuz gibi göz göre göre geldik. Çünkü aynı Delta’da olduğu gibi, salgınla mücadeleyi yerle bir etme potansiyeline sahip bir mutasyon virüs daha aşıya erişimi çok kısıtlı olan yoksul ülkelerden birinden çıktı. Sürpriz mi? Değil... Çünkü bu yılın başından beri salgınla mücadelenin küresel bir çaba haline getirilmesi; yoksul ülkelere, özellikle de Afrika’ya aşı ulaştırılması için zengin ülkelere defalarca çağrı yapıldı. Ama tüm çağrılara kulak tıkandı. Yoksul ülkelere aşı sağlanması için oluşturulan COVAX programı için verilen sözler tutulmadı. G7 ülkeleri tarafından söz verilen 870 milyon doz aşının sadece 100 milyonu aktarıldı. Dünya genelinde üretilen aşıların da sadece yüzde 4’ü bu programa gönderildi. Gelin Omicron’un ortaya çıkışından aylar önce yapılıp kulak tıkanan o çağrıları hatırlayalım: Ocak Avrupa Birliği, ABD ve Japonya gibi ülkeler ilaç şirketlerine servet ödeyerek daha üretilmemiş milyarlarca doz aşıyı satın aldı. Afrika’nın yoksul ülkeleri ise 2023’e kadar aşı bekleyecek. Dünya Sağlık Örgütü “Feci bir ahlaki başarısızlığın eşiğindeyiz. Aşı milliyetçiliği yapmayın. Salgını tüm dünyayı aşılamadan bitiremeyiz” dedi. Mayıs New York Times, aşı konusunda bencilliğe kapılan, yoksul ülkelerin aşıya ulaşması konusunda hiçbir adım atmayan zengin ülkelere, “Bu durum sizi kurtarmayacak. Çünkü aşılanmayan ülkelerde mutasyona uğrayıp aşıya karşı dirençli hale gelen virüs dönüp dolaşıp size yeniden ulaştığında aşılanan vatandaşlarınızı koruyamayacaksınız” uyarısı yaptı. Haziran Dünyanın her yerine aşının ulaşması ve salgının hızlı bir şekilde bitmesi için aşıda patent haklarının kaldırılması fikrine ABD destek verdi. Rusya destekledi. Avrupa Birliği’nde çatlak oluştu. Almanya şiddetle karşı çıktı. Fransa,İspanya ve İtalya “patent kaldırılsın” dedi. Ancak ilaç şirketleri milyar dolarlık patentlerinden vazgeçmeyi kabul etmedi. Dünya Ticaret Örgütü zirvesinden sonuç çıkmadı. Eylül Üç yıl İngiltere Başbakanlığı yapan Gordon Brown, The Guardian gazetesine yazdığı makalede Covid-19 salgınıyla mücadelede Batı ülkelerinin tavrını çok ağır şekilde eleştirdi: Eğer bu ülkelere aşıyı ulaştıramazsak, bu durum dönüp dolaşıp bizi vuracak. Virüs, aşısız vücutlarda dolaştığı sürece yeni yeni varyantlar ortaya çıkacak ki bunlar sahip olduğumuz aşıları bile etkisiz hale getirme potansiyeline sahip. Sadece milyonların sağlığı ve hayatı değil, dünya ekonomisini toparlama ve kalıcı bir refah seviyesine ulaşma hedefimiz de risk altında.
Yeni varyant kabus mu yoksa yeni yıl hediyesi mi?
Omicron’un diğer varyantlardan farkı ne? Yeni varyant, orijinal virüse göre 50 farklı mutasyon içeriyor. Bunların 32’si, aşıların hedef aldığı, hücreye bağlanmayı sağlayan spike proteininde. Diğer mutasyonlar ise yeni virüsün antikorlardan kaçabilmesini sağlıyor. Bu da Omicron’u çok bulaşıcı ve aşılara karşı muhtemel direnci olan bir ‘süper varyant’ haline getirdi.
Omicron ilk kez nerede ortaya çıktı? Kesin olmamakla birlikte Botswana ya da G.Afrika’da Covid olan bir AIDS hastası, virüse mutasyon için çok elverişli bir ortam sundu. Mutasyonun ilk kez bu hastada ortaya çıktığı düşünülüyor. 9 Kasım’da G.Afrika’da alınan bir örneğin verilerinin internette varyantları takip eden bir internet sitesine yüklenmesi sonrası 23 Kasım’da tespit edildi. Yani ilk test ile yeni varyantın tespit edilmesi arasında önlemsiz geçen 14 gün var. Belirtiler neler? Omicron’un belirtileri arasında tat ve koku kaybı yok. Grip benzeri belirtiler gösteriyor. Baş ağrısı, kas ağrısı ve yorgunluk yapıyor. Virüsü kapanların 1-2 gün aşırı yorgun hissettiği belirtildi. Buna karşılık hastaneye yatışlarda 20 ve 30’lu yaşlardaki aşısızların sayısı yüksek. Sağlık Bakanı, “Bu virüsle birlikte demografi değişiyor” açıklaması yaptı.
‘Çok hızlı yayılıyor’ ne demek? Hindistan’da Delta ilk ortaya çıktığında Alfa ve Beta gibi varyantlar dünyada kol geziyordu. Ancak Delta o kadar bulaşıcıydı ve o kadar hızlı yayıldı ki dominant virüs haline geldi. Halen dünyadaki Covid vakalarının yüzde 99’u Delta. Omicron ise Güney Afrika’da vaka sayılarında 1 haftada yüzde 258 artışa sebep oldu. 10 günde Delta’yı silip süpürdü. Yüzde 80 oranında hakim varyant oldu. Şimdi uzmanlar G.Afrika’da yaşanan bu senaryonun tüm dünyada tekrarlanmasından endişe ediyor.
Aşılar korumuyor mu? Botswana’da görülen 4 vakanın dördü de iki doz aşılıydı. Bu ülke AstraZeneca, Pfizer ve Sinovac aşılarını kullanıyor. Yani aşı, Omicron’a karşı yeterli koruma sağlayamadı.
Türkiye’ye de gelir mi? Kaçış yok. Hatta gelmiş bile olabilir. Avrupa’nın ilk vakası olan Belçika’dan Mısır’a seyahat eden 20’li yaşlarındaki genç kadının İstanbul Havalimanı’ndan aktarma yaptığı düşünülürse aramızda Omicron taşıyan Covid hastalarının dolaşıyor olması çok büyük olasılık. Peki hiç mi iyi haber yok? Neyse ki var. Alman Epidemiyolog Prof. Karl Lauterbach’a göre “Omicron bir yeni yıl hediyesi olabilir ve salgının sonunu daha erken getirebilir. Bu yeni mutasyon virüsün daha bulaşıcı ancak daha az ölümcül olmak için evrimleştiği anlamına gelebilir.”
Ayrıca Güney Afrika Sağlık Bakanlığı, enfekte olanların çoğunluğunun hastalığı hafif atlattığını açıkladı. Yeni virüsün daha öldürücü olduğuna dair bir veri de yok. Ayrıca Covid’e karşı Pfizer ve Merck
tarafından geliştirilen ilaçların etkinliği de bu yeni varyantla bir zarar görmeyecek. Çünkü bu ilaçların virüse saldırma noktaları mutasyonların olduğu bölgelerden farklı.
Karşı odadakine bulaştı
Omicron’un ne kadar bulaşıcı olduğu anlamak için Hong Kong örneği çok büyük önem taşıyor. 23 Ekim’de Güney Afrika’ya seyahat eden 12388 kod adlı Hong Konglu, 13 Kasım’da ülkesine geri döndüğünde havalimanında yapılan testi negatif çıktı. Buna rağmen Hong Kong’un çok sıkı Covid tedbirleri nedeniyle 21 gün süreyle otelde karantinaya alındı. İki gün sonra yapılan test pozitife döndü. Yapılan sekans analizinde Omicron ile enfekte olduğu anlaşıldı. 14 Kasım’da ağır virüs yükü ile hastaneye kaldırıldı. 22 Kasım’da bu kişiye ait veri GISAID isimli genom veritabanına yüklendiğinde 12404 kod adlı bir başka Hong Konglu’nun enfekte olduğu virüsle aynı gen diziliminde olduğu görüldü. Ancak bu kişi hiç Güney Afrika’da bulunmamıştı. Araştırıldığında 12404’ün, otelde 12388’in karşı odasında kalan kişi olduğu, maske takmadan oda kapısını açarak koridora çıktığında havada asılı kalan parçacıklarla Omicron’u kaptığı anlaşıldı. Virüsün bu derece bulaşıcı olması bilim insanlarını bile şaşırttı. Her iki hastanın odalarında yapılan incelemede 25 farklı yüzeyde virüse rastlandı.
600’de 61 yolcu pozitif
Avrupa’da Omicron’un ilk görüldüğü ülkelerden biri de Hollanda oldu. Aslında Hollanda hükümeti, G.Afrika’da ilk vakaların çıkmasının ardından bu ülkeden uçuşları durdurma kararı almıştı ancak bu karar alındığında havada olan KLM Havayolları’na ait iki uçağın Schipol Havalimanı’na inişine izin verildi. 600 yolcu ve mürettebat hemen teste alındı ve 61’i pozitif çıktı. Bu durum Hollanda’yı şoke etti. Çünkü Güney Afrika uçuşlarında negatif PCR testi ibraz edilmesi zorunluydu. Bu yolcuların sahte PCR testleriyle uçaklara binmiş olmasından endişe ediliyor.
Bir diğer ihtimal ise Güney Afrika’da yapılan testlerin kalitesinin yeni varyantı tespit etmekte başarısız olması.
Avrupa ve ABD’ye uçakla virüs taşındı
Hollanda Sağlık Bakanlığı, Omicron’un ülkeye Güney Afrika’dan gelen son iki uçuştan 11 gün önce girmiş olduğunu tespit etti. Yani Avrupa’da ilk Omicron vakası görüldüğünde virüs çoktan diğer ülkelere yayılmıştı. Omicron alarmı verilmeden önce geçen 3 haftalık süreçte Güney Afrika’dan Avrupa’ya 334 uçuş yapıldı. Bu uçaklarla 100 bin yolcu geldi. Aynı tarihlerde İngiltere’ye Güney Afrika’dan sefer yapan 50 uçak indi. ABD’ye ise 30 uçak gitti.
İlk o buldu
Güney Afrika’nın Pretoria kentindeki kliniğinde Covid hastalarına bakan Dr. Angelique Coetzee Kasım ayının ortalarında kendisine aşırı yorgunluk şikayetiyle gelen hastaların sayısının bir anda artması sonrasında yeni bir varyanttan şüphelendi. Bunların içinde kalp atışı çok yüksek olan 6 yaşında bir çocuk da vardı. Coetzee, hemen durumu ülkenin bilim kuruluna haber verdi ve Omicron bu sayede tespit edildi. Güney Afrikalı doktora göre yeni virüs çoğunlukla 40 yaşın altındakilere bulaşıyor. Özellikle diyabet ve kalp hastalarını ağır etkiliyor.
12 aylık ilk sonuçlar Avustralya’dan
Şimdiye dek Covid hastalarının 6-8 ay sonrasındaki antikor seviyelerini inceleyen araştırmalar açığa çıkmıştı. Avustralya’da yapılan bir araştırma ilk kez hastalığı geçirdikten 12 ay sonra antikor seviyelerini inceledi. Buna göre Covid’i hafif geçirenlerin
yüzde 90‘ında 12 ay sonra hala antikorlar var. Dağılımı şöyle: Antikorların etkinlik oranı orjinal virüste yüzde 51,2. Alfa varyantında yüzde 44.2. Delta’da yüzde 16,2. Gama’da yüzde 11.6, Beta’da ise yüzde 4.6 olarak belirlendi.
100 güne yeni aşı hazır
Pfizer/Biontech, Omicron varyantına karşı aşının etkisiz olma riskine karşılık virüsün genomuyla ilgili çalışmalara başladı. 100 gün içinde bu varyanta karşı etkili bir aşının geliştirilip onay aşamasına gelebileceği belirtildi.