Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’deki vakaların yüzde 85’inin İngiltere’de mutasyona uğrayarak değişen Covid-19 varyantı olduğunu, bazı illerde bu oranın yüzde 90’ın üzerinde göründüğünü açıklamıştı. Bu durum sadece bize özgü değil. B.1.1.7 olarak da adlandırılan İngiliz varyantı yüzde 40-70 daha hızlı bulaşması ve yüzde 60 daha öldürücü olması nedeniyle 114 ülkeye yayıldı. Tüm Avrupa’yı ve ABD’yi de kasıp kavuruyor. Neyse ki elimizdeki aşılar bizi büyük ölçüde bu mutasyona karşı koruyor. Peki varyantlar hakkında neler biliyoruz? İngiliz The Guardian ve Amerikan New York Times gazetelerinin varyant dosyalarını derledik:
Varyant nedir?
Koronavirüsün genetik kodu 29 bin 903 harflik RNA diziliminden oluşuyor. Virüs hücreye bulaştığında bu kod virüsü vücut içinde çoğaltmak için sürekli kopyalanıyor. Ancak bu süreçte kopyalama hataları oluyor ve virüsün yeni oluşan kopyası orjinal virüsten farklı olabiliyor. Bazen bu değişimler virüsün kendi kendini yok etmesine sebep olsa da bazen onu daha tehlikeli hale getirebiliyor.
Koronavirüs ne zaman değişmeye başladı?
En başından itibaren. Grip virüslerinin bile genetik kodlarından ayda ortalama iki harf değişirken koronavirüsler için bu oran yarı yarıya. Örneğin Çin’de bir hayvandan insanlara bulaştığı düşünülen virüs, muhtemelen insanlara bulaşabilmek için zaten değişime uğradı. Yani değişim kaçınılmaz ve sürekli olarak takip edilmek zorunda. Şimdiye dek bilim insanları orjinal Covid-19 virüsünün 4 binden fazla değişime uğramış versiyonunu keşfetti. Ancak bunlardan dikkat çekici olanlar iki elin parmaklarını geçmiyor.
Kaygı yaratan mutasyonlar hangileri?
Örneğin Güney Afrika varyantının bir çeşidi olarak da bilinen ve bilim dünyasının Nelly adını taktığı
N501Y mutasyonu... Virüsün 501’inci amino asitini değiştirdi. Böylece virüs insan hücrelerine daha sıkı ‘sarılıyor’, bu da daha az virüs yükü ile vücudun enfekte olabilmesini sağlıyor. Yani hastalık çok daha hızlı yayılıyor. İngiliz mutantı olarak da bilinen B117 ve Brezilya’da ortaya çıkan 501YV3 varyantı da benzer sorunlara yol açıyor. Şimdiye dek en çok endişe veren mutasyonlardan biri yaygın olarak görünmese de Eeek adı takılan E484K mutasyonu. Çünkü virüs bu haliyle antibiyotiklere ve aşılara karşı çok daha dirençli hale geliyor.
Peki ya mutasyonlar birleşirse?
Geçen hafta hibrit-varyant adı verilen kombine virüslerin ABD ve İngiltere’de dolaşımda olduğu, hatta her 20 vakadan 1’inde hibrit virüse rastlandığına yönelik endişeler doğrulandı. Uzmanlar farklı varyantların bulaştığı bir kişide bu tür hibrit virüslerin ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Ancak henüz bu hibrit virüslerin daha ölümcül ya da daha bulaştırıcı olduğuna dair bir veri yok. Bilim insanlarına göre şu an dünyada 1000’e yakın hibrit virüs dolaşımda.
Bu işin bir sonu yok mu?
Elimizdeki aşılar varyantlara karşı etkili olmayı sürdürdükçe, aşılama ile insanlar bağışıklık kazandıkça mutasyon riski de giderek düşecek. Hatta virüsteki değişimin her zaman olumsuz olmayacağı da düşünülürse varyant tehlikesi aşılama kampanyaları devam ettikçe ortadan kalkacak.