The Guardian gazetesi, 200. yılını kutlarken tarihi boyunca yaptığı büyük hataları da ortaya serdi. İşte iğneyi kendine batıran gazetenin “kusurlu hareketleri”
The Guardian gazetesi, İngiltere basınının olduğu kadar demokrasisinin de köşe taşlarından. Ve her ikisi için de hafıza hep önemli olmuştur. Bu da özeleştiriyi yeri geldiğinde kendisiyle dalga geçmeye vardırmayı gerektiriyor. Gazete 200. yılını, geçmişte yaptığı önemli haberlerle andı. Büyük hatalarına da ayrı bir bölüm açmayı ihmal etmedi. Kimi gazetecilik karar hatası kimisi ise The Guardian’ın bugün savunduğu değerlerle taban tabana zıt değerlendirmelerden oluşuyor. Çünkü kendi ifadeleriyle gazetenin yöneticileri konuyu her zaman doğru anlamadılar.”
İşte Guardian’ın itirafları
“Hindistan halkını yönetmek hakkımız” Irkçılık mı? 1857 yılında, Hindistan’da İngiltere’ye karşı girişilen isyanla ilgili olan 20 Haziran tarihli şu satırlara bakalım: “İngiltere, sahip olduğu öz üstünlükle yerli halkı yönetme hakkımıza duyduğumuz sarsılmaz güveni sürdürmelidir.” “İsrail’i öngöremedik” 104 yıl önce, Yahudiler için Filistin’de ülke kurulmasıyla ilgili olarak “siyonist” yayın yönetmeni CP Scott “Filistin’deki Araplar medeniyet açısından düşük bir seviyede” yazmış. “Titanic’in batmasını önemsemedik” Aslında önemsediler. Ama günün telaşı içinde haberi ancak dokuzuncu sayfada küçücük bir yere sıkıştırdılar. Oysa 15 Nisan 1912’de Titanic’in batması o güne kadarki en büyük deniz kazasıydı. Üstelik batan, bir İngiliz gemisiydi. The Guardian, bunun diyetini haberi 93 sene sonra açılan internet sitesine o günün tarihiyle koyarak ödedi. “İngiltere’den AB’den ayrılma oyu çıkmaz!” The Guardian, 23 Haziran 2016 sabahı, okuyuculara nasıl oy vermeleri gerektiğini düşündüklerini söylemedi. Çünkü sonuçtan eminlerdi. Şimdi o gün meydanı “Ayrılalım” diyen gazetelere bıraktıkları için de pişmanlar. “Lincoln’e ayıp ettik” Gazete, 150 yıl önce ABD’de köleliğin kalkmasını hızlandıracağı gerekçesiyle Güney’i tutmuş. Bugün, Abraham Linconln’ü yerden yere vurmanın utancını duyuyor. 1860’ların The Guardian’ına göre Lincoln, kölelerin özgürleşmesini pazarlık konusu yapan bir sahtekârdı. Lincoln kölelik yanlısı bir ajan tarafından öldürülünce başyazılarında “Onun dönemi için, anayasal hak ve insan özgürlüğü nosyonlarına aykırı bir dizi eylem dışında bir şey anlatamayız” demişti. Sıkıyönetime alkış Gazetenin tarihini yazan David Ayerst’e göre 1848’de The Guardian için demokrasi halen bir “şüphe konusuydu.” İrlanda’daki isyanı bastırmak için ilan edilen sıkıyönetimi desteklediler. Çünkü sıkıyönetimle gelecek “istikrar” İrlanda’nın karnını doyuracaktı!