ABD bombardımanı sonrası İran'ın yeni kalesi: 400 kilogram uranyumun taşındığı üs
ABD ve İsrail’in Fordo ve Natanz’ı hedef alan saldırılarının ardından gözler, İran’ın Kazma Dağı’nın derinliklerinde inşa ettiği gizli nükleer üsse çevrildi. Uydu görüntüleri ve istihbarat raporları, bu dev yer altı tesisinin varlığını gösteriyor
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi’nin İran’a yönelttiği soru netti: Kazma Dağı'nın derinliklerinde ne oluyor? Ancak Tahran’ın yanıtı kısa ve sertti: "Sizi ilgilendirmez."
Grossi'nin bu sorusu, ABD’ye ait B-2 tipi hayalet bombardıman uçaklarının Fordo ve Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesislerini 30 bin librelik sığınak delici bombalarla vurmasının ardından daha da aciliyet kazandı. Eski ABD Başkanı Donald Trump, bu saldırının "İran'ın nükleer programını yok ettiğini" iddia etti.
Ancak saldırıdan hemen önce Fordow tesisi önünde sıraya dizilen 16 kamyon dikkat çekti. İran'ın nükleer programı üzerine çalışan uzmanlar, rejimin yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumun büyük bir kısmını bu bombardımandan önce gizli bir bölgeye taşıdığını söylüyor.
İsrail askeri istihbaratında 30 yıl görev yapmış Sima Shine, "Tahran, nükleer silah üretiminde kullanılabilecek seviyede uranyum üreten yüzlerce, belki de binlerce ileri seviye santrifüjü sakladı," dedi. Bu saklanan yerlerden biri ise Kazma Dağı olabilir.
Dağın altında dev bir tesis
İsfahan eyaletindeki Natanz tesisine yalnızca dakikalar mesafede bulunan ve Fordow’un 145 kilometre güneyinde yer alan 'Küh-e Kolang Gaz Lā' yani Kazma Dağı son dört yılda sessiz sedasız güçlendirilip genişletildi.
Grossi, Nisan ayında yaptığı açıklamada, "Bu tesisin nükleer programla ilgili çok önemli faaliyetler yürüttüğü açık. 'Bu nedir?' diye sorduğumuzda ise 'Sizi ilgilendirmez' yanıtını alıyoruz," ifadelerini kullanmış ve tünellerin beyan edilmemiş nükleer materyal depolamak için kullanılıyor olabileceğini söylemişti.
Pazartesi günü UAEA, İran’ın nükleer tesislerinin denetlenmesine acil olarak izin verilmesi çağrısını yineledi. Ertesi gün Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İran’ın gizli zenginleştirme faaliyetlerine başlama riskinin iki katına çıktığını vurguladı.
Macron, “Son yaşananlarla birlikte risk ciddi şekilde arttı. İran’ın bu yola girmesini mutlaka engellemeliyiz,” dedi.
Fordo yok edildi, Kazma Dağı devreye girecek mi?
Uzmanlar, İran’ın Kazma Dağı’ndaki bu yeni süper korunaklı tesiste uranyum zenginleştirmeyi hızlandırabileceği uyarısında bulunuyor.
Foundation for Defense of Democracies adlı düşünce kuruluşundan Ben Taleblu, Financial Times’a yaptığı açıklamada, "Ana soru şu: İran, nükleer silah üretiminde kullanılacak fisil materyali Kazma’ya mı taşıdı veya daha kötüsü bunu zaten yaptı mı?" ifadelerini kullandı.
Uydu görüntüleri, dağın altında devasa yeni tüneller ve çevresine çekilen güvenlik çitleriyle tesisin hızla faaliyete geçtiğini gösteriyor. Fordo tesisinde iki ana tünel varken, Kazma Dağı’nda doğu ve batı cephelerinde en az dört giriş bulunuyor. Daha da önemlisi, bu tesis yerin 100 metreden daha fazla derinliğine iniyor. Fordo’un derinliği ise 60 ila 90 metre arasında kalıyor.
Kolang Gaz Lā'nın 1.608 metre yüksekliğindeki zirvesi, Fordo’un 960 metrelik zirvesinden %50 daha yüksek. Bu, daha büyük ve daha iyi korunmuş yer altı odaları anlamına geliyor.
ABD’nin Fordo gibi tesisleri vurmak için geliştirdiği GBU-57 tipi bombalar bile 60 metreyi delme kapasitesine sahip. Ancak Kazma Dağı’nın derinlikleri bu kapasitenin çok daha üzerinde.
'ABD bile yok edemez'
Foundation for Defense of Democracies uzmanı Reuel Marc Gerecht, “Kazma Dağı kompleksi, İran rejimine ABD Hava Kuvvetleri’nin en büyük geleneksel bombalarıyla bile yok edilemeyecek bir nükleer üs sağlıyor,” diyor.
Tesisin etrafındaki yeni güvenlik önlemleri, Tahran’ın burada kısa süre içinde nükleer faaliyetlere başlamayı planladığını gösteriyor.
Tahran’ın nükleer programı geçmişte de benzer gizlilik stratejileri izlemişti. 2009 yılında Batılı istihbarat servisleri Fordow’un varlığını dünyaya duyurduğunda İran bu tesisi yıllardır gizlice işletiyordu.
2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma, Fordow’un araştırma merkezine dönüştürülmesini ve zenginleştirmenin durdurulmasını zorunlu kıldı. Ancak 2018'de Trump’ın anlaşmadan çekilmesiyle İran yeniden uranyum zenginleştirmeye başladı.
2021 yılında Natanz’da gerçekleşen ve İran’ın İsrail’i sorumlu tuttuğu patlamanın ardından, Tahran uranyumu %60 saflığa kadar zenginleştirmeye başladı. Bu durum nükleer silah yapımına yalnızca bir adım mesafede.
400 kilogram uranyum kayıp
UAEA’nın son raporuna göre, İran şu anda %60 saflıkta 408,6 kilogram zenginleştirilmiş uranyuma sahip. Bu miktar, Şubat ayından bu yana 133 kilogram artış anlamına geliyor.
Analistlere göre, İran’ın bu dağıtım stratejisi, saldırılar sonrasında bile nükleer programını sürdürebilmesine olanak sağlıyor.
Institute for Science and International Security (ISIS), İran’ın Kazma Dağı'nın altına birkaç bin gelişmiş santrifüj yerleştirmiş olabileceğini bildiriyor.
Bu kapasite, İran’a bilinen tüm tesisler yok edilse bile nükleer faaliyetlerini devam ettirme imkanı sunuyor.
Tahran’daki üst düzey yetkili Ali Shamkhani, “Tesislerin tamamen yok edilmesi durumunda bile oyun bitmiş değil. Çünkü zenginleştirilmiş materyaller, yerli bilgi birikimi ve siyasi irade hala elimizde,” dedi.
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Takht-Ravanci ise Alman ARD televizyonuna yaptığı açıklamada, “Kimse bize ne yapacağımızı veya yapmayacağımızı dikte edemez,” diye konuştu.