'Alfred Nobel'in mirasına ihanet'
Beklentilere karşın Nobel Tıp Ödülü’nün dünyaya damgasını vuran aşıyı bulan Özlem Türeci, Katalin Kariko ve Uğur Şahin’e verilmemesi tartışma yarattı. Seçimin Alfred Nobel'in vasiyetiyle çeliştiğini söyleyenler var
Nobel tıp ödülünün Covid-19 aşısının geliştirilmesini sağlayan bilim insanlarına verilmemesi, tartışmaları da beraberinde getirdi. Ödül tercihinin Alfred Nobel’in vasiyetine saygısızlık olarak görenler dahi var. Nobel adayları önceden açıklanmasa da özellikle Pfizer-BioNTech aşını geliştiren Uğur Şahin, Özlem Türeci ve 2013’ten bu yana onlarla çalışan Macar bilim insanı Katalin Kariko ödülün muhtemel sahipleri arasında görülüyordu.
'Kadınlar tamamen görmezden gelindi'
Teksas’taki Howard Üniversitesi’nden biyoloji profesörü Steven Hobbs, cilt reseptörleri çalışmasının hakkını teslim etmekle birlikte Nobel komitesinin bu yıl “esas olarak kadınlar tarafından yapılan aşı araştırmalarına ödül vermeyerek” bir fırsatı kaçırdığını söyledi. iNews’a konuşan Hobbs, “Aşı araştırmaları 40 yıldır devam ediyor. Bu ödülü hak eden ama ne yazık ki ödüllendirilmeyen parlak kadın bilim insanları var. Nobel, geçen yıl insanlığa en çok katkı sağlayanlara verilmeliydi. Cilt reseptörleri üzerindeki çalışma bir yıl daha bekleyebilirdi” dedi. Güney Danimarka Üniversitesi’nden Anders Huitfeldt, bu görüşü biraz daha keskin bir dille ifade ederek ödülü mRNA aşı teknolojisine vermemenin “Alfred Nobel’in son vasiyetinin ihlali olduğuna inanadığını" söyledi. Huitfeldt, Nobel’in vasiyetinde “geride kalan yılda insanlık için bir yarar sağlama gerekliliğinin” açıkça ifade edildiğini vurgulayarak “Bu yıl herhangi bir çalışmanın mRNA tekniği kadar etkili olduğunu iddia etmek çok zor” dedi. “Bay Nobel’in vasiyeti takip etmek insani bir nezaket meselesidir” diye konuşan akademisyen, çok az yıl vasiyetin ruhuna bu kadar yaklaşılabilecek bir fırsat yakalanabileceğini savunuyor. 1864 yılında dinamit barutunu bulan İsveçli bilim insanı Alfred Nobel, 1896 yılında yaşamını yitirmiş, Nobel ödülleri ise 1901’den itibaren onun vasiyeti kapsamında verilmeye başlamıştı.
Hâlâ alabilirler
Öte yandan, mNRA aşısını geliştiren bilim insanlarının önümüzdeki yıllarda ödüllendirilebileceğini söyleyenler de var. Nobel hakkında bilimsel bir araştırma da yayınlayan ABD’li biyolog Dr. Jason Sheltzer, “Bu kadar büyük bir etkisi olan başka bir keşif düşünmek zor” diyor. The National News’a konuşan Sheltzer, Nobel jüri üyelerinin genellikle çalışmaları zaman içinde bilimsel çevrelerce benimsenmiş olan güvenli seçimlere yöneldiklerini anlattı. Ancak çığır açan aşı teknolojisinin geliştirilmesi de pandemi öncesine dayanıyor ve yıllardır geliştirilmekte. Almanya’nın en büyük tıp ödülü olan Ehrlich Ödülü, geçtiğimiz ay BioNTech’ten üç bilim insanına, Şahin, Türeci ve Kariko’ya gitti.
Kariko, Dr. Drew Weissman ile birlikte ABD’nin prestijli Lasker Ödülü’nü de kazandı.
Ödülü dokunma reseptörleri çalışması aldı
Nobel Tıp Ödülü ısıyı, dokunmayı ve kendi vücut hareketlerimizi nasıl algıladığımıza dair temel mekanizmaları birbirinden bağımsız olarak keşfeden iki bilim insanına, David Julius ve Ardem Patapoutian’a verildi. San Francisco’daki California Üniversitesi’nde fizyoloji profesörü olan Julius, sinir hücrelerinde yüksek sıcaklıklara tepki veren bir proteini tanımlamak için acı biberin bir bileşen kullandı. La Jolla’daki Scripps Research’te moleküler biyolog olan Patapoutian ise basınca, dokunmaya ve vücudun aldığı farklı konumlara tepki veren reseptörleri inceledi. Çalışmaların yeni tedavi yöntemlerinde kullanılabileceği belirtiliyor.
Şalom gazetesinin haberine göre Prof. Julius Çarlık Rusyası’ndan ve antisemitizmden kaçan bir ailenin torunu.
Leningradlı Holokost mağdurlarına maaş ödenecek
Alman hükümeti, II. Dünya Savaşı sırasında Naziler’in Leningrad’ı kuşatması nedeniyle mağdur olan 6 bin 500 Yahudi’ye daha 767 milyon dolar tazminat ödeyecek. Talepler Konferansı adıyla da bilinen Yahudilerin Almanya’dan Maddi Talepleri Konferansı’nın bu hafta verdiği bilgiye göre Alman hükümeti son 70 yılda Holokost’tan kurtulanlar için 90 milyar dolardan fazla para ayırdı. Talepler Konferansı, Almanya’nın iki yılı aşkın süre Nazi işgali altında kalan, adı bugün St. Petersburg olan Leningrat’ta Rus Yahudilerinin de acılarını tanımayı kabul ettiğini duyurdu. Alman yetkililer daha önce Leningradlı Yahudilerin taleplerini, şehrin Eylül 1941’den Ocak 1944’e kadar kuşatma altında kaldığı ancak işgal edilmediği gerekçesiyle tazminat taleplerini kabul etmiyordu. Uzun süredir grubun üst düzey müzakerecisi olarak görev yapan Stuart E. Eizenstat, “Kuşatmadan sadece Yahudiler mağdur olmadı diyorlardı. Biz de onlara şehre yukarıdan ‘Kuşatmanın sebebi Yahudilerdir’ yazılı bildiriler atıldığını gösterebildik. Gördükleri zulüm daha fazlaydı” diyor. Leningrad kuşatmasını atlatan tahmini 4 bin 500 Holokost mağduru var. Bu kişiler yıllık yaklaşık 5 bin 200 dolar alacak. Fransa ve Romanya’da saklanan 2 bin Holokost mağduru da programa dahil.