Almanya’da 1980’lerde marjinal bir parti olarak yola çıkan Yeşiller, 41 yıl sonra anketlerde birinci parti oldu. Eylüldeki seçimden sonra Yeşiller’in partiyle yaşıt eşbaşkanı Annalena Baerbock yeni şansölye olursa ülke ve tüm kıta büyük bir değişim yaşayabilir
Halit Çelikbudak
Frankfurt
Almanya’da önümüzdeki eylül ayında yapılacak genel seçimde Şansölye Angela Merkel aday değil. Siyaseti bırakacağını çoktan açıklamıştı. Ülke “Merkelsiz yıllara” hazırlanırken Alman siyasetinin yükseleni şimdi Yeşiller Partisi. Kamuoyu araştırmalarına göre yüzde 25 ile birinci durumdaki partinin eş başkanlarından, 41 yaşındaki Annalena Baerbock şansölye adayı. Destek rüzgarı yelkenlerini her gün daha çok şişiriyor. Yılbaşından bu yana oyları yüzde 7 daha da artmış. Yeşiller, 1980’lerin başında marjinal bir parti olarak, çevreci duruşun yanı sıra birçok sosyal protesto hareketinin bir araya gelmesiyle doğmuştu. 1980’de ilk girdikleri seçimde ancak yüzde 1.5 oy alabilmişlerdi. 1983’te yapılan erken seçimde ise oylarını yüzde 5.6’ya yükseltip, 27 vekille meclise girmeyi başarmışlardı. 26 Eylül 1998 seçiminde ise yüzde 6.7 oy ile Gerhard Schröder liderliğindeki sosyal demokratlarla koalisyon ortağı oldular. Helmut Kohl’ün 16 yıllık iktidarından sonra Schröder hükümetinde Yeşiller’den Joschka Fischer, dışişleri bakanı oldu, beraberinde birkaç bakanlık daha aldılar... Bu tarihten sonra Alman siyasetinde kendilerine iyice yer açtılar. 2019’daki Avrupa Parlamentosu seçiminde yüzde 20.5 oy ile rekor kırmışlardı. Almanya’da şu an 16 eyaletten 10’unda iktidara ortaklar. Bir eyalette ise iki dönemdir başbakan Yeşiller’den.
Nasıl yükseldiler?
Kamuoyu araştırmaları, Almanya’da halkın yüzde 48’inin iklim krizi ve çevre konularında büyük kaygı duyduğunu gösteriyor. Yeşiller iyi eğitimli ve şehirli seçmenlerin desteğini hedefliyor. Güçlü olduğu yerler özellikle büyük üniversite kentleri. Yeşillere oy verenlerin ”yeni orta sınıf” olarak nitelenen, ileri teknoloji, iletişim, hizmet sektörü, kültürel üretim sektöründe çalışan, SUV model otomobili olan, yüksek eğitimli kesim olduğu söyleniyor. Araştırmalar, Yeşiller’in, şimdiye kadar muhafazakarlara sadık seçmen bloğu olduğu 60 yaş üstü seçmen havuzuna da girmeyi başardıkları, bunun onları yüzde 20 barajının üzerine taşıyan demografik değişim olduğunu gösteriyor.
‘Realolar’a karşı ‘Fundiler’
Yeşiller’in 110 bin kadar üyesi var. Yaş ortalaması 48 ve yarısı kadın. Partide “Realistler” veya kısaca “Realo” denen kanat ile “Fundamentalist” veya “Fundi” denen sol kanat var. İlki koalisyon ortağı olarak hükümette yer alabilmek için partinin hedeflerinden taviz vermeye hazır üyeler. Sol kanat ise tavize karşı. Koalisyon ortaklığına her zaman son derece kuşku ile yaklaşıyor. Örneğin Joschka Fischer, “Realo” kanadından. Dışişleri Bakanı olarak Almanya’nın Kosova Savaşı’na katılımına imza atanlar arasındaydı. Alman askerlerinin Afganistan’a gönderilmesine de destek veriyordu. Bunlar partinin savaş karşıtı ideolojisiyle çelişiyordu... Ama o “Şartlara göre davranmak gerekiyor” diyordu. Kaotik bir yapıya sahip olduğu düşünülen Yeşiller son yıllarda parti disiplini konusunda da eşiği aşmış görünüyor. Siyasi ana akımın bir parçası haline geldiler. Partide hala sözü geçen bazı yaşlı liderler bulunsa da genç siyasetçiler ön planda. “Yeşil sosyal piyasa ekonomisi” başlıklı seçim programıyla yepyeni bir dünya öngören Yeşiller’in yükselmesinin bir diğer nedeni de Almanya’daki iki büyük kitlesel parti muhafazakarlar ve sosyal demokratların tıkanması. Halbuki şimdi yeni politikalar üretme zamanı.
Temel politikalar
Dijitalleşme, elektrikli otomobil, Covid-19 salgını, iklim şartı, karbon salınımı, Çin’in adım adım yükselişi, İpek Yolu projesi, ABD-Çin kapışması, Ukrayna krizi, kripto paralar, Brexit’in etkisi, mülteci akını... Cevap bekleyen soru çok. Yeşiller iktidara gelirse vaatlerini ne kadar gerçekleştirir bilinmez ama halka yepyeni bir program sunuyor ve “değişimden korkmayın” sloganıyla yaklaşıyorlar. İktidara odaklanmış durumdalar. Şansölye adayı Annalena Baerbock partisi için yeni bir dönemin başladığını vurgulayarak; “Topluma, çoğulcu, kuvvetli, ve zengin ülkemizi iyi bir geleceğe götürecek bir yol sunacağım” diyor. Yeşiller’in şansölye adayı Baerbock’un, ABD’ye diğer Alman partilerden daha yakın biri olduğu hemen göze çarpıyor. Şöyle diyor: “Yeni Başkan Biden altında ABD iklim politikasının yeniden düzenlenmesi ve Paris Anlaşması’na yeniden giriş, artık Alman hükümeti ve AB tarafından transatlantik bir iklim oluşturmak için kullanılmalıdır.” Rusya ve Çin’e karşı daha sert bir Alman tavrı savunuyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesine pazar günü verdiği röportajda, Ukrayna krizi dolayısıyla Rusya üzerindeki baskıyı artırmanın Almanya için bir öncelik olması gerektiğini, Ukrayna’nın AB ve NATO’ya dahil olma hedefinin öncelikli olmasını söylüyor. ABD’nin Trump döneminden beri durdurulmasını istediği Kuzey Akım 2 Rus doğalgaz boru hattına yönelik siyasi desteğin de geri çekilmesini, derhal durdurulmasını savunuyor. Alman hükümeti ise Baltık üzerinden Rus doğal gazını doğrudan Almanya’ya getirecek boru hattını savunuyor ve ABD’nin ambargo tehdidine rağmen kalan az bir kısmı bir an önce bitirmek için yoğun çaba sarf ediyor. Almanya’nın diyaloğa odaklanan ancak aynı zamanda sert otoriter güçlerle açıkça yönlendirilmiş bir dış politikaya ihtiyacı olduğunu işaret ediyor. Çin’in iddialı “Kuşak ve Yol” projelerini sert güç siyasetinin bir parçası olarak nitelendiriyor. Pekin’in Huawei gibi Çinli tedarikçilerin Avrupa verilerinden yararlanmasını istediği takdirde Avrupa’nın işbirliğini sınırlandırmasını destekleyeceğini söylüyor ve “Bu tür üreticilerin ürünlerini Avrupa altyapısına entegre edemeyiz” diyor.
Sporcu, eylemci, rasyonel: Annalena Baerbock
Yeşiller’in şansölye adayı Annalena Baerbock, 41 yaşında, protestan, Hannover doğumlu. Eşbaşkanı olduğu partinin kurulduğu yıl doğan Baerbock, küçük yaşlardan beri ailesiyle silahsızlanma gibi eylemlere katılmış. Unutamadığı iki şey, “polisin sıktığı tazyikli su ve ardından evde yediği kekler.” Üç kez Almanya trampolin üçüncüsü olmuş. Futbol oynamış. Eşi ve 6 ile 11 yaşlarındaki iki çocuğuyla Almanya’nın doğusundaki Potsdam’da yaşıyor. Hannover’de kamu hukuku, London School of Economics’te kamu hukuku masterı yaptı. Partinin “Realo” kanadından. 2005’ten beri partinin üyesi. 2013’de federal milletvekili seçildi. Yeşiller meclis grubunun iklim uzmanı. Almanya’nın 2038’den önce kömür enerjisinden vazgeçilmesi gerektiğini savunuyor. Otobanlarda hız sınırlandırılması istiyor. Merkel’in aksine yüksek savunma harcamalarına karşı çıkıyor. 2018’den beri eşbaşkan.
Bizim Yeşiller yedi aydır onay bekleniyor
Türkiye’de de bir “Yeşiller Partisi” kurulması için 21 Eylül 2020 tarihinde düğmeye basıldı. İçişleri Bakanlığı’na belgeler verilmesine rağmen yaklaşık yedi aydır onay süreci bekleniyor. Yeşiller Partisi Eşsözcüsü Emine Özkan yaşanan süreci şöyle değerlendirdi: “Ekim ayı ortasından itibaren bakanlığın ilgili birimi adeta buhar olup uçtu ve telefon ya da yüz yüze görüşmeye dair tüm çabalarımız cevapsız kaldı. İçişleri Bakanlığı evraklarımızın teknik kontrolüne yedi aydır devam ediyor. Bu sürecin bizim açımızdan mantıklı bir açıklaması yok. Türkiye’de halihazırda faaliyette olan 106 siyasi parti var.” Dünyanın farklı yerlerinde “ezberlerin bozulduğunun sinyallerini adlıklarını” söyleyen Emine Özkan, “Türkiye’de de Yeşiller Partisi büyük bir potansiyele sahip” diyor.