Biden: Amerika ittifaka geri döndü

ABD'nin yeni başkanı Joe Biden, ilk uluslararası konuşmasında önceki başkan Donald Trump yönetimindeki dört yıllık izolasyonu resmen bitirdi. Biden, G7 liderlerine yaptığı konuşmasında, ABD’nin ittifaka bağlılığını pekiştirerek “güvenilir liderlik pozisyonumuzu geri kazanmak” istediğini söyledi.

Biden, Cuma günü erken saatlerde İngiltere, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya'dan oluşan G-7 grubunun liderlerine hitaben bir konuşma yaptı. G7 liderleriyle, küresel Covid-19 aşıları için 4 milyar dolarlık katkı da dahil olmak üzere koronavirüs tepkisinde lider bir rol oynama umudu hakkında konuştu. ABD ayrıca Cuma günü Paris iklim anlaşmasına yeniden katıldı. Ancak konuşmanın en dikkat çekici tarafı ABD'nin dış politika önceliklerinin değişmesiydi. G/ Münih güvenlik konferansına hitaben konuşan Biden, dünyanın demokrasi ve otokrasi arasında bir çekişmeyle karşı karşıya olduğunu öne sürerek ABD ve Avrupa'yı "Çin ile uzun vadeli stratejik rekabete birlikte hazırlanmaya" çağırdı.

Dünyaya net mesaj

"Son dört yıl zor oldu, ancak Avrupa ve Amerika bir kez daha güvenle ilerlemek zorunda" diyerek birlikte, gelecek yarışı olarak tanımladığı şeye birlikte sahip olabileceklerini ekledi. “Dünyaya net bir mesaj gönderiyorum: Amerika geri döndü. Transatlantik ittifak geri döndü" ifadesini kullandı. Biden’in liderlere seslenişi, Trump döneminde, Amerika'nın ittifakı karıştıran ve AB ile ilişkileri benzeri görülmemiş baskı altına alan politikasından net bir kopuşa işaret etti. Alman şansölyesi Angela Merkel’in ve diğer Avrupalı ​​liderin Washington'daki muhafızların değişmesinden duyduğu rahatlama hissi yüzlerinden okunuyordu. Biden'ın batı ittifakını canlandırma kararlılığı, ittifakta olumlu karşılandı. "Çok taraflılık olasılığı, iki yıl öncesine daha mümkün ve bunun Joe Biden'ın ABD başkanı olmasıyla yakından ilgi" diyen Şansölye Merkel,  “Almanya'nın transatlantik ortaklıkta yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu" ekledi. Merkel, Biden'in ABD'yi Paris iklim anlaşmasına ve Dünya Sağlık Örgütü'ne geri döndürme, Rusya ile ​​nükleer anlaşmasını beş yıllığına uzatma kararını ve İran nükleer anlaşmasını yeniden canlandırma taahhüdünü  “önemli adımlar” olarak nitelendirdi. Biden’in konuşmasının başka bir yönü de demokrasi ve onun kazanımlarıyla ile ilgiliydi. Demokrasinin bugünün zorluklarının üstesinden gelmek için gerekli olduğunu savundu, ancak saldırı altında olduğu konusunda da uyardı. "Modelimizin tarihin kalıntısı olmadığını kanıtlamamız gerekiyor" dedi ve "bir dönüm noktasında" olduklarını ekledi. Biden ayrıca, Trump'ın binlerce ABD askerini Almanya'dan çekme emrini de durduracağını açıkladı. Biden yönetimi, Trump'ın tüm ABD birliklerini Afganistan'dan çekme sözünü tersine çevirip geri çevirmeyeceğine henüz karar vermedi ve müttefikleri, gerginlik üzerine uluslararası koalisyonun bir parçası olarak ülkede askeri bir varlığa sahip olacak şekilde bıraktı. Biden ayrıca, herhangi bir üye ülkenin saldırıya uğraması durumunda toplu savunmayı vaat eden Nato'nun 5. Maddesine uyacağına söz da verdi. Bu, geçen dönem Trump'ın uzun bir sessizlikten sonra isteksizce onayladığı bir taahhüttü.
Angela Merkel

Merkel, Rusya ve Çin'de ayrılıyor

Ancak Rusya'nın Almanya'ya inşa ettiği doğalgaz boru hattı gibi, Washington ile transatlantik ittifakını zorlayacak bazı sorunlar var. Çin de sinir bozucu olarak ortaya çıkabilir. ABD, Çin ile karşı karşıya gelmek için Avrupalı ​​müttefikleriyle güç birliği yapmak istiyor ve Pekin'in Batı Sincan bölgesindeki Uygur Müslümanlarına yönelik muamelesini “soykırım” olarak etiketleyen tek ülke olmaya devam ediyor. Ancak Merkel gibi bazı Avrupalı müttefikler, Pekin ile ilişkilerde sert bir çizgi benimseme konusunda isteksiz. Merkel ise ABD'ye destek verdi ve batılı müttefiklerin "Çin konusunda ortak bir gündem geliştirmesi gerektiğini" söyledi. Şansölye; "Çin son yıllarda çok fazla küresel nüfuz kazandı ve biz, transatlantik ittifakı ve dünya demokrasileri olarak, eylemlerimizde buna karşı koymalıyız," dedi ve aşı diplomasisinin G7'nin daha fazla olması gereken bir alan olması gerektiğini söyledi. Ancak Biden döneminde bile ABD ve Almanya'nın her zaman aynı fikirde olmayacağını da kabul etti. "Çıkarlarımız her zaman bir araya gelmeyecek, bununla ilgili hiçbir yanılsamam yok ama farklılıklarımız hakkında açıkça konuşmak zorunda kalacağız."
Emmanuel Macron

Macron'dan farklı çıkış

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ise ABD'nin bir zamanlar yakından Avrupa savunmasına odaklandığını, ancak şimdi bunun değiştiğini söyledi. "Sanırım (Avrupa) için kendi korumamızın yükünden çok daha fazlasını almanın zamanı geldi" dedi. "Mahallemizle başa çıkmak için daha fazla Avrupa'ya ihtiyacımız var" ifadesini kullandı. Macron ayrıca, Avrupa ülkelerinin “transatlantik ilişkileri yeniden dengelemek, güvenilir ve sorumlu ortaklar olduğumuza dair kanıt sağlamak” için savunma harcamalarını artırmaları gerektiğini söyledi. Konuyla ilgili görüş açıklayan Brookings Enstitüsü'nde ABD-Avrupa ilişkileri uzmanı olan Tom Wright, Biden yönetiminin ABD'nin Avrupa ile olan ilişkisinin ne kadar dönüştürücü sonuçlar üretebileceği konusunda bölündüğünü ve bazılarının özel olarak pek çok şeyin başarılabileceğine şüpheyle yaklaştığını ifade etti.
Yenidoğan çetesi skandalı 4 ile daha sıçradı Kürtlere TC devletinin sahibi olmayı teklif ediyorum Bakanlık satışını yasakladı İran'a verilecek yanıtı konuşmak için henüz çok erken Meteoroloji'den 8 il için sarı kodlu uyarı Üç virüslü bir salgının ortasındayız