Financial Times’ın baş ekonomi yazarı Martin Wolf, Glasgow’da yapılacak iklim zirvesi öncesinde uyardı: “Bu zirve doğru rotaya girmek adına son şans olabilir. Değerlendirilemezse, değişim ihtimali büyük ölçüde ortadan kalkar”
Martin Wolf
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden gelen son rapor, insan faaliyetlerinin iklim üzerinde derin etkilere yol açtığını doğruluyor. Ancak ümit verici bir gerçek var: Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2021 Dünya Enerji Görünümü (WEO 2021) belgesi, bu konuda yapmamız gerekenleri ayrıntılı bir şekilde bildiğimizi gösteriyor. Üstelik bunları makul maliyetlerle gerçekleştirebiliriz. Ne var ki gerekeni yapmıyoruz, bu yüzden emisyonlar giderek artıyor. Ay sonunda Glasgow’da başlayacak COP26 Zirvesi gidişatı değiştirecek mi? Pek emin değilim. Bu saatten sonra insan kaynaklı iklim değişikliğinin bilimsel boyutunu tartışmaya gerek yok. Şimdi ne yapmamız gerektiğine odaklanmak gerekiyor. WEO 2021 bu konuda son derece açık. Belge dört ayrı senaryo veriyor: Hükümetlerin fiilen uyguladığı politikalardan oluşan “belirlenmiş politikalar”; tüm vaatlerin vaktinde ve gereğince yerine getirileceğini varsayan “verilmiş sözler”; BM’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine karşılık gelen “sürdürülebilir kalkınma” ve son olarak “2050 itibarıyla net sıfır emisyon”. “Belirlenmiş politikalar” emisyonu en fazla sabit tutabiliyor; yani mevcut durumda sıcaklıklar artmaya devam edecek. Hatta “verilmiş sözler” bile 2050’ye gelindiğinde karbondioksit emisyonunu ancak yıllık 20 milyar tona indirebiliyor. Bu iki senaryoda, sıcaklık artışı sürecek. “Net sıfır emisyon” senaryosu 2050’ye kadar net sıfır emisyon sağlıyor ve ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme göre 1.5 dereceyle sınırlı tutuyor; ama bunun için de 2030’a kadar küresel emisyonu en az yüzde 40 azaltmak gerekiyor.
Nükleer tartışması
Alışkın olmadığımız bir dertle karşı karşıyayız. Enerji sisteminde devrim zorunluluk haline geldi. Yine de Uluslararası Enerji Ajansı bu devrimin hem teknik hem maliyet açısından uygulanabilir olduğu konusunda ısrarcı. Tek gereken şey irade. Tek nesil içinde, ana hatları belli ve büyük kısmı teknik olarak şimdiden uygulanabilir olan yeni bir enerji ekonomisine geçiş yapmamız gerekiyor. Yeni sistemin merkezinde yenilenebilir enerjiyle üretilen elektrik yer alacak. Elektriğe geçiş kilit önem taşırken, bazı sanayi ve ulaşım alanlarında kullanılacak başka enerji kaynaklarına da ihtiyaç duyulacak. Burada hidrojen ve biyoenerji başı çekiyor. Kimileriyse nükleer elektriğe de bir rol vermek gerekeceğini ısrarla dile getiriyor. Önümüzdeki on yılda dünyadaki temiz elektrik arzının büyük bir ivme kazanması gerekiyor.